Neresi olduğunu bilmediğim bir yerde gözlerimi açmıştım. Bu bir kayboluş hikâyesi değildi, daha ilk anda içten içe hissetmiştim. Bulunduğum yeri tanımlayamıyor ancak tanıyordum. Düştüğüm yerden doğrulmuş ve dizlerimin üzerine oturmuştum. […]
Kurmacaya giriş Hangi gökte yalnız, hangi güz daha berrak yazılı alnında? Latif ezgilerle sözlenmiş çiçeklerin. Öğretilerin saklanmakta toprağın karalığına. Gündelik azmin ile devriliyor geleceğin. Kurmaca, çağdaş sömürge, hürriyet hakkı. […]
Gündelik koşuşturmalarda saklı Şekerden ümitlerin tadı Bin ışık yılı uzakta tutuşmak Adı bile yetiyor korkutmaya Hevesinde tıkılıyor imkânsızın Ne zaman kaybettik kuyruğunda yıldızın Bir ışıltıydı oysa Minik sevinçlerin yakalandığı Bir […]
Konuk Yazar: İsa Alperen Oğuz Her şeyin sonu ve başlangıcı, yap ya da öl Rahim elinde bir parşömen parçasıyla koşuyordu. Hindistan’ın sokakları iç içe geçmiş karınca yuvaları gibiydi. Evler, dükkânlar […]
Temiz bir sayfa açıyorum, tek amacım akıl sağlığımı korumak. Bu sıralar tüm odağımın bunda olduğunu söyleyebilirim. Üzerine, renklerinin çeşitliliğinden bahsedebileceğim ve kaç farklı renkten oluştuğunu sayamayacağım kadar kalemle çizik atılmış […]
Bu köşenin okurlarıyla artık tanıştığımızı düşünüyorum. Bu tanışmanın bana biraz gevezelik etme hakkı tanıyacağını düşünerek tefrikaya biraz ara verip sohbet etmek istedim. Mümkün olduğu kadar interaktif bir yazı olacak. Yazıyı […]