Temiz bir sayfa açıyorum, tek amacım akıl sağlığımı korumak. Bu sıralar tüm odağımın bunda olduğunu söyleyebilirim. Üzerine, renklerinin çeşitliliğinden bahsedebileceğim ve kaç farklı renkten oluştuğunu sayamayacağım kadar kalemle çizik atılmış olan sayfayı geride bırakmaya çalışıyorum. Aslında bu kadar fazla olmasalar anlamlı ve göze hitap eden bir şeyler çıkabilirdi ortaya, fakat tam tersi bir durum söz konusu. Mümkünse her gece yatmadan bu eylemin gerçekleştirilmesi için epey çaba sarf ediyorum. Gereklilik konumuna geldiğini hisseder gibiyim. Hani insanın kendini dinlemeye ihtiyacı olur ve belli bir süre kenara çekilip kendine vakit ayırmak ister ya, o hissi en derinlerimde hissettiğim dönemden o dönemi iliklerime kadar yaşadığım zamanlara evrildim. Bundandır ki kendimle iletişimim her geçen gün iyileşirken dayanılmaz derecede de kötüleşiyor. Zihnimdeki her bir durağınsa ne kadar derinlikli ve yoğun sebeplerle durma isteği uyandıracağını gördüm. Otobüs beklemeye alıştığım şehir duraklarından çok daha uzun bekletmelere sebebiyet verdiğini fark ettiğimden beri de yeni yerler keşfetme isteğinin yalnızca farklı şehir ve ülkelere özgü bir heyecan olmadığını gördüm. Heyecanlı bir durumdan bahsettiysem de iyi yöndeki heyecanını… Yolunu bulamadığında kim kaybetmez ki? Belki de ben çok sistematik yaşamaya çalışıyorumdur hayatı. Rengarenk çizikler atılmış sayfaların arasında kaybolmamaya çalışarak.
Kille uğraşıyorum, kullanabileceğim yeni şeyler üretmiş olma hissinin verdiği duygunun iyi geldiği kanaatindeyim belli ki. Arkada çalan müziğin, kilde uğraşmam gereken inceliklerle birleştiğinde odaklanma eylemini tek bir şeye atfettiğim ve bunu hakkıyla yaptığım dakikalar yaşanıyor. Fark etmiyorum tabii zihnimdeki bu dinginliği, öylesine odaklanmışım ki bir süreliğine de olsa izin veriyorum dinlenmesine ya da izin veriyor kendine. Emin değilim.
Temiz bir sayfa açamıyorum, tek korkum akıl sağlığımı kaybetmek. Tek korkum derken anlaşılmada noksanlığa sebep olacak bir cümle kurmuş olmak istememem gerçeği dönüyor kafamın içerisinde. Zaman zaman fiziksel olarak hissettiğim acıların bende bıraktığı hasarlara şahit olsam da psikolojik olarak yaşadığım ve belki de bu konu özelinde yaşanan sorunların ne derece yoğunluk içerdiğini gördüğümden bu mübalağa içerikli ifadeyi kullanmayı uygun görüyorum. Belki de beni bu anlatıma sürükleyen kendimde değiştiği için şaşkınlığımı gizleyemediğim özellik ve tutumlarımın yankısını tüm vücudumda hissediyor olmaktı. Ayrıca sabır mekanizmasının gerginliğini hissedebildiğimi bilmek ayrıyeten sorunlu bir durumdaymışım gibi hissettiriyor. Yeni bir dünya kurmuşum kendime ama gereğinden fazla nedenselliğe yoğunlaşan bir dünya. Belki de aklımdaki her soruya kendi içimde yanıt bulamama ihtimalidir beni korkutan.
Kitap okuyorum, mümkünse fazla olay akışı olmayan; kafamda mekânı, kişileri ve birçok unsuru hayal gücümle harmanlamaya sevk etmeyecek kitapları tercih ettiğim süreçlere ittiğim bir dönem kendimi. Okuduklarının hayal gücüyle birleşmesi sonucunda kişide yol açtıklarını iyi bildiğime olan inancımdan kaynaklı. Nasıl karmakarışık içerisi, avuçlarıma dönme eylemini yaptığıma pişman mı olmalıyım sorgulamasını yaşamamak için çaba sarf ediyorum. Belki de bu kontrol durumu pazar yeri gibi her türden insanın her türden muhabbetin yapıldığı, her yönden anlaşılmasının zor olduğuna inandığım bir ortama sürüklüyor beni.
Ben de bilmiyorum, diyorum ya kendine dönmek ama kendinde kalamamak…
‘Hayatın gerçeklerine karşı gözlerim açıldı
Bildiğimi sandığım ve farkındalıklara sahip olduğumu düşündüğüm her şeye karşı,
Bambaşka bir bakış açısıyla yaklaşmayı öğrendim
Kafamda basitleştirip varlığının değerini bilmediğim
İstediğim zaman ulaşabildiğim, belki de bu yüzden varlığına şükretmeyi unuttuğum
Kafam estikçe bir yerlerde var olmuş olmanın beni ne ölçüde etkilediğinin bilincinde olmadığım
Ben olmaktan geride durmadığım her yerin uzakta kaldığını anladığımda,
2021 yılının Mayıs ayına kadarki süreçte
Fark ettim, değiştim, kendimle kaldım
Kendimde değil’