Eski çağlarda hayatımızı idame ettirmemiz, komünitede bizimle birlikte yaşayan kimselere sıkı sıkıya bağlıydı. Komşumuz iyi bir asker olmazsa şehrimiz korunamazdı ve varlığımız tehlikeye girerdi. Varlığımız derken mal varlığımız değil; şahsen […]
Size geçen cumartesiden bahsedeceğim. Ne, hangisi mi? Ne önemi var be adam, cumartesilerden biri işte ama uzaktan bakarken bile dünyanın en güzel günü olduğunu anlayabileceğin bir cumartesi. Öylesine ihtişamlı, öylesine […]
Çekilin önümden çekilin! Metroya yetişmem lazım. (Yürüyen merdivenden çıkan metalik ayak sesleri) İşe geç kaldım. Hep de geç kalırım. — Sahi neden geç kalırız? Evet, evden geç çıktığımız için cevabı […]
Bazen bazı olaylar karşısında ne diyeceğinizi bilemediğiniz olur mu? İçinizin hislerle dolup taştığı ama bir taraftan da konuşmaya muktedir olamadığınız anlar. Belki de konuşmanın anlamını yitirdiği ve sadece hislerinizle baş […]
Yeni boyanmış kahverengi bir ayakkabı. Bej renkli kadife bol bir pantolon. Lacivert bir kazak. Gri kasket. Ayakkabısı eskiydi, öyle bir boyatmakla şöyle bir yüzüne boya çalmakla kandıramazdı insanları. Eskiyse […]
“Bin benekli bitin rahle-i tedrisatından geçen köpek!” diye bağırdı genç kadın. Efendi’yi ve eşyalarını kapı dışarı ederek. Klasisizmin aslanı az önce can verdi. Evet, son savunucusu da rücu eyledi ondan. […]