Bir akşam, bir masadan düşmeden kalkabilmeyi başardıktan sonra olmuştu olan her şey. 4 ay öncesiydi… Hayatı, geldiği gibi karşılama arzum getirdi beni bu konuma. Ya da daha açık bir ifadeyle […]
Düşündünüz mü bilmem hiç? Suya dalan bir ördeğin ciğerini, Fabrikanın sözde kalan filtresini, Kendi hayatınızın hakiki öznesini, Ya da rakamların oynanmamış hallerini? Denediniz mi bilmem hiç? Derdinizi fotoğraflarla konuşmayı, […]
Güneşin sulardan doğup sulara battığı bir liman kentindeyim. Doğan güneşlerin ve batan güneşlerin altında herkesten geri çekilerek bekliyorum. Hepimiz yaşadıklarımıza değer arayıp önem atfediyoruz. Varoluştan bu yana belki de yüz […]
Her ay bir öykü kaleme aldığım zaman yeni bir kapı açılıyor önümde. Sanki temiz bir sayfa açıyorum ömrümde. Bundan olsa gerek yazı yaratım sürecinin bunca sancısı… Perdenin üstünde, iki saattir […]
Yazdığım bu cümle, cümle kurabiliyor olmamın kanıtıdır. Geldiğin bu nokta ise okumaya devam ettiğinin. Bir öyküye böyle başlanmazdı. Bilinmeyen bir sesleniş ile giriş yapmak belki de daha çarpıcı olurdu aynı […]
Adaya akşam iniyordu. Usul usul ve kızıl. Bense ufkun ötesinde batan güneşi izliyordum. Elimde bir kadeh Cabernet, yanımda yarım bıraktığım keçi peynirli sandviçim, sırtımda keten gömleğim ve gözümde gözlüğüm ile […]