Düşündünüz mü bilmem hiç?
Suya dalan bir ördeğin ciğerini,
Fabrikanın sözde kalan filtresini,
Kendi hayatınızın hakiki öznesini,
Ya da rakamların oynanmamış hallerini?
Denediniz mi bilmem hiç?
Derdinizi fotoğraflarla konuşmayı,
Gölgelerde bir selamlık nefes aramayı,
Bütün kutsallardan bıkıp sıyrılmayı,
Ya da sadece Hakk’a dönüp yalvarmayı?
Tattınız mı bilmem hiç?
Zehrinizi alsın diye yenen yoğurdu,
Islak ve unutulmuş taş bezinin kokusunu,
Ölmüş cumhuriyet şehirlerinin dokusunu,
Ya da içine yengeç sarılmış bir yosunu?
İstediniz mi bilmem hiç?
Sağlam örgülerle işlenmiş bir cinayetin faili olmayı,
Olağan ilerleyen bir hayata tam ortasından ket vurmayı,
Vazgeçip de pişman olmak için çağın gereği geç kalmayı,
Ya da mağlup, kıyasıya mağdur ama mağrur ve haklı olmayı?
Düşlediniz mi bilmem hiç?
Balkonda yağmur yemiş bir çarşaf olmayı,
Alabildiğine şehrin kokusuna hakim ve bir o kadar da temiz,
Gecenin bir yarısı çocuk parkında oturmayı,
Olabildiği kadar olağan ama bir o kadar da imkânsız,
Hiç bilmediğin bir kadın için gözyaşı dökmenin sadece filmlerde olmasını,
Yapılabildiği gün bayram, o gün gelene kadar her gün isyan!
Ya da sadece düşlediniz mi hiç 6284’ü uygulamayı?
Şiirimin kuralı değişti, ben karar verdim.
Hayatımın akışı değişecek, ben karar olacağım.
Otobüsler, yollar, gemiler, denizler olacak.
Saçlarım uzayacak, yıllarım geçecek.
Gün gelip gönlüm yemişlendiğinde,
Annemi özleyip galip döneceğim.
Anlatarak tüketiyorum hayallerimi,
Listelemeden bitiremiyorum işlerimi,
İş yüküne boğuyorum kendimi.
Zararı yok, artık daha çok simli oje sürüyorum,
Bolca Didem Madak’tan esinleniyorum.
Ve ekliyorum:
Yıl 2021
“Tekke ve zaviyeleri kapatıldı kalbimin”¹
¹: Didem Madak (2020) Ah’lar Ağacı. “Müsveddeler”. İstanbul: Metis Yayınları.