21 Gün
Haziran 8, 2018
Alfabe II
Temmuz 8, 2018

Başımızın Belası Dolar

Döviz kuru, dövizlerin uluslararası para birimleri cinsinden değerini veya miktarını ifade eden bir kavramdır. Örnek vermek gerekirse; doların Türk lirası cinsinden değeri, Dolar/TL kuru ile gösterilmektedir. Aynı şekilde Euro cinsinden değeri de Euro/TL kuru şeklinde hesaplanmaktadır. Dünyada nasıl ki evrensel dil İngilizce olarak kabul görmekteyse evrensel döviz kuru da dolar olarak kabul görmektedir.Küresel dünyada dönen ekonomik faaliyetlerin parasal kur türünün yüzde 70’ini oluşturur. Bu sebeple yazımın geri kalanında dövizi ve döviz kurunu dolar cinsinden ele alacağım.

Döviz kuru neden yükselir yahut düşer?

Bu durumun temelinde arz ve talep durumu yer alır. Hangi para birimi için talep yüksekse o para biriminin değeri artar. Bir ülkenin iç piyasasında yeteri kadar döviz yoksa, dövizin fiyatı artar. Çünkü az miktardaki dövize talep çoktur. Yani, iç piyasadaki döviz ihtiyacı karşılanamıyorsa bu noktada döviz değer kazanmaya başlar. Bu sebeple ülkeye döviz girişi sağlanması gerekir ki yeterli döviz miktarı olsun.

Dövizin ülkeye girişi de 3 temel yöntem ile gerçekleşir. Bunlar: Yatırım, Turizm ve İhracattır.

Yatırım:

Burada sözü edilen yatırım kavramı, elbette ki uluslararası yatırımdır. Yani yabancı sermayenin, Türkiye’ye kendi parasını sokması ve çeşitli yatırımlar yapmasıdır. Yabancı sermaye, bir başka ülkeye yatırım yapacaksa o ülkede belli başlı şeyler arar. Bunlardan en önemlisi siyasi güven ortamıdır. Ülkedeki ekonomik düzenlemeler hukuka uygun şekilde ise, vergi oranları çok yüksek değilse yabancı sermaye o ülkeye parasını sokar.

Çünkü bilir ki eğer işler ters giderse, hukuk sistemine güvenir, siyasi otoritelere ve hükümete güvenir ve haklarının korunacağını bilir. Ancak yukarıda saydığım göstergeler iyi durumda değilse, yeni yabancı sermayeyi bırakın, ülkeye daha önceden gelen yabancı sermaye bile pılını pırtını toplayıp o ülkeden kaçar, daha fazla güvendiği, riskin daha az olduğu ülkelere yatırım yapar. Yani ne olur? Ülkeden dolar çıkar, ülkedeki dolar miktarı azalır.

Turizm:

Ülkeye dolar girmesinin kaynaklarından bir diğeri ise turizmdir. Turizm sektörünün “bacasız sanayi” olarak adlandırılmasının sebebi budur. Peki turist neden bir başka ülkeyi ziyaret eder? Elbette ki tatil yapmak için. Peki siz, güvenmediğiniz bir ülkeye tatil yapmaya gider misiniz? Terör tehlikesi olan bir ülkede ailenizle birkaç hafta geçirmek ister miydiniz?

Turist, yatırımcı gibidir. Güven arar, huzur arar, can güvenliği arar. Terörün ve iç karışıklıkların olduğu ülkede turist olmaz. Terör tehlikesi ne kadar artarsa ülkeye gelen turist sayısı da o ölçüde azalacaktır. Ülkemizden bahsedecek olursak, 2015 yılında Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısı 36.2 milyon. Yani neredeyse ülkemizin nüfusunun yarısı kadar daha insan yıl içerisinde ülkemizi ziyaret etmiş, ülkemizde para harcamış ve turizm gelirlerine katkı sağlamış. 2016 yılında ise bu rakam 25.3 milyona gerilemiş. Yani turist sayısı azalmış.

Gelen her turist sizce ortalama ne kadar para harcıyordur? Yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’ye tatil amacıyla gelen bir turist, bir günde en az 150 ABD Doları harcıyor. 2015 yılında turizm gelirimiz 35 milyar ABD Dolarına eşit. Yani Türkiye’nin en değerli özel şirketi olan Koç Holding’in piyasa değerinin 3.5-4 katı. Bu sebeple turizm de hiç küçümsenemeyecek bir döviz giriş kaynağıdır.

 

İhracat:

İhracat, ülke içerisinde üretilen malların dış ülkelere satılmasıdır. Bu satış, ülkeye dolar girmesi  anlamına gelir. Yani ülkedeki dolar miktarını artırır. Ne kadar çok ihracat yapılırsa, o kadar çok dolar sahibi oluruz. Ancak dışarıdan aldığımız mallara verdiğimiz dolarların, ülkemize giren dolar miktarından az olması gerekir ki, elimizde dolar kalsın. İşte ithalat-ihracat dengesi budur.

Türkiye’de durum nasıl? Türkiye’de ihracat, her zaman ithalattan daha azdır. Yani bizim ülkemiz son 60-70 yıldır her yıl dışarıya sattığı maldan daha fazla mal satın almıştır. Bu ne demek oluyor? Her yıl biz kazandığımız dolardan daha fazlasını harcadık. Nisan 2018 itibariyle de ülkemizin dış ticaret açığı %35,6 artarak 6 milyar 685 milyon dolara yükseldi. Bu da dış ticaret açığının ülkemiz ekonomisi açısından ne kadar önemli olduğunu gösteriyor

 

Ben TL ile alışveriş yapıyorum dolar beni ilgilendirmez bakış açısı!

Bizim anlamamız gereken şey Dolar değer kazanmıyor Türk Lirası büyük bir hızla değer kaybediyor. Yani Türk lirası ,diğer ülkelerin para birimleri karşısında değer kaybediyor. Bu durum da 7’sinden 70’ine Türkiye’de yaşayan her yurttaşı çok yakından ilgilendiriyor. Şöyle ki kur artışları doğrudan enflasyonu etkiler, enflasyonun artması da doğrudan insanların alım gücünü olumsuz etkiler. Sonuç olarak da tüm ülke olarak fakirleşmeye başlarız. Örnek vermek gerekirse en başta doğalgaz ve petrol geliyor, yazımızın başında dediğimiz gibi uluslararası ekonomik faaliyetlerin neredeyse tamamı dolar üzerinden yapılıyor ve biz kullandığımız doğalgaz ve petrolün neredeyse tamamını ithal ediyoruz. Böylelikle her sene daha pahalı bir doğalgaz ve daha pahalı bir petrol kullanıyoruz. Hal böyle olunca bizim alım gücümüz düşüyor ve ülke olarak fakirleşiyoruz. Ve ne yazık ki ülkemiz tarihinin en ciddi dış ticaret açıklarını vermekte; yani giydiğimiz ayakkabıdan , elimizdeki telefonlara, yediğimiz etlerden, bindiğiniz araçlara kadar yüzlerce alanda küçümsenemeyecek rakamlarda ithalat yapıyoruz. Bu da doların artışıyla doğal olarak giderek aldığımız her ürünün hızlı bir şekilde pahalanmasına sebebiyet veriyor.

Dış Mihraklar?

Bu konuda günümüzün en kıymetli ekonomi profesörlerinden Sn. Özgür Demirtaş’tan alıntılama yapmak istiyorum. Kendileri der ki: Dış mihrak tabii ki vardır. Hep vardır ve hep olacaktır. Ama biz ülke olarak:

– Bir, yapısal reformları yaparsak…

– İki, eğitim sistemini düzgün ve kaliteli hale getirirsek…

– Üç, hukuk sistemini adil, güvenilir ve şeffaf şekilde yapılandırırsak…

– Dört, elimizdeki parayı sadece betona değil bilime, teknolojiye, katma değeri yüksek ürünler üretebilecek tesislere harcarsak…

Dış mihraklar istedikleri kadar harekete geçsinler. Dış mihraklar istedikleri kadar bize savaş açsınlar. Ekonomik olarak bize müdahale etmeleri çok zorlaşır. Müdahaleleri asla bu kadar kolay olmaz, olamaz. “Dış mihraklar bizimle uğraştığı için biz güçsüz değiliz! Biz güçsüz olduğumuz için dış mihraklar bizimle uğraşır!” Denklemi böyle kurmak lazım…

Sonuç olarak: Döviz kuru bir ülkeyi ve o ülkenin vatandaşlarını birinci dereceden ilgilendiren ve de o ülkenin batmasına dahi sebebiyet verebilecek kadar elzem bir konudur. Bu sebeple ülke olarak bu durumun üzerinde ekseriyetle durmamız gerekmektedir.

 

 

Kaynakça:

https://kolayekonomi.com/dolar-yukselir-dolarin-yukselme-sebepleri-nelerdir/

Aysun Bayhan / Döviz Kuru Nedir? Çeşitleri Nelerdir?



Paylaşmak Güzeldir:

Ahmet Alperen Yıldırım
Ahmet Alperen Yıldırım
İstanbul Bilgi Üniversitesi Ekonomi bölümü öğrencisi. Ekonomi, finans ve kripto para borsasına ciddi anlamda ilgi duysa da edebiyattan hiçbir zaman kopmadı. Yazmanın yemek içmek gibi bir ihtiyaç olduğuna inanıyor. En sevdiği şeyler İstanbul’u keşfetmek ve çeşitli filmler izlemek. Afyonkarahisarlı ancak tam bir İstanbul Beyefendisi. Çayınızı ya da kahvenizi yudumlarken yanında iyi gidecek bilgi verici yazılar yazmaya çalışan bir yazma sevdalısının profiline bakmaktasınız.