Herkes Dışarıdan Bir Silüet Aslında
Nisan 8, 2018
Hayattaki Rolümüz
Nisan 8, 2018

Enerjinin Geleceği

 

Son yıllarda teknolojinin geldiği inanılmaz noktadan ötürü enerjiye olan ihtiyacımız her zamankinden daha fazla. Örneğin Bitcoin madenciliği için 2018 yılında toplam 56 TW saat enerji harcanacağı öngörülüyor. Bu enerji Bangladeş ve Romanya gibi ülkelerin bir yıllık enerji kullanımından fazlasına tekabül ediyor. Peki kullandığımız enerjinin kaynağı nelerdir? Maalesef ki enerji ihtiyacımızın büyük bir kısmını hala yenilenemez enerji kaynaklarından sağlıyoruz. Fakat güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının geleceği gerçekten çok parlak ve sürdürülebilir bir dünya için olmazsa olmaz.

Elektriğin ve yenilenebilir enerjinin önemi bu kadar artarken bu alanda yapılan çalışmalar da azımsanmayacak kadar fazla. Bu çalışmaların en güzel örneklerinden biri Tesla’nın geliştirdiği Güneş Enerjisi Panelli Çatılar. Bu çatılar, ev sahibinin büyük oranda tasarruf yapmasını ve temiz enerji kullanmasını sağlıyor. Estetik ve dayanıklılık açısından da şirket kendinden emin. Bu çatıların kullanımını artırmak amacıyla Tesla şirketi fiyatları düşük tutuyor ve ev sahiplerine neredeyse normal çatı fiyatına yakın bir fiyat sunuyor. Elon Musk da insanları teşvik edebilmek için ilk güneş enerjisi panelli çatıyı kendi evine kurdurdu.

Güneş panellerinin ve dolayısıyla bireysel enerji üretiminin artmasıyla beraber geleneksel şebeke sistemlerinden akıllı sistemlere geçiş yapıyoruz. Geleneksel şebeke sistemlerinde enerjinin akış yönü tek taraflıdır, üretim sisteminden tüketiciye ulaşır. Akıllı enerji sistemlerinde ise çift taraflı enerji akışı mümkün olacak. Evlerimizde ürettiğimiz güneş enerjinin fazlasını, dağıtım sistemine geri satma imkanına sahip olacağız! Elektriğin depolanması zor ve maliyetli olduğundan, güneş panellerinde üretilip kullanılmayan elektriğin sisteme aktarılması, enerji israfını önler ve güneş paneli sahibine kazanç sağlar. Aynı zamanda bu sistem sayesinde üretim tesislerindeki yük azalacak ve doğaya daha az zarar vermiş olacağız.

Yukarıda elektriği satma imkanına sahip olacağımızdan bahsettik ve bunun sonucunda var olan elektrik piyasası bireysel düzeye inecek. Düşünün ki ofiste oturuyorsunuz ve bir baktınız elektrik fiyatı bir anda yükseldi. Hemen otoparka iniyorsunuz ve elektrikli arabanızdaki elektriği sisteme satıyorsunuz! Gece olunca birim elektrik fiyatı düşüyor ve arabanızı tekrar şarj ediyorsunuz. Kulağa hoş geliyor değil mi? Buna benzer sistemler ‘V2G (vehicle-to-grid)’ diye isimlendiriliyor. Türkçeye ‘Araçtan Şebekeye Aktarım’ gibi çevirebiliriz. V2G sistemi üzerindeki çalışmalar, elektrikli araçların kullanımıyla doğru orantılı olarak artıyor. V2G konsepti sayesinde elektrikli araçlarımızı bir nevi batarya gibi kullanabileceğiz. Elektrikli araçlarımız evdeki elektrik sistemiyle entegre olacak ve istediğimiz zaman aracımızı şarj edebileceğiz veya aracın sahip olduğu elektriği kullanabileceğiz. Mesela havanın kapalı olduğu (güneş enerjisi üretemediğimiz) bir günde, kahve makinemizi çalıştırmak için dağıtım şebekesinden elektrik kullanmak yerine, önceden şarj ettiğimiz elektrikli aracımızın bataryasından bir miktar elektrik kullanıp kahve makinemizi çalıştırabiliriz.

Anlattığım bu akıllı sistemler günümüzde çoğu ülkenin önemli bir gündem maddesini oluşturmaktadır. Akıllı şebeke sistemlerine geçiş için büyük yatırımlar ve enerji piyasasının olgunlaşması gerekiyor. İnsanların da temiz enerjiyi benimsemesi ve desteklemesi bu alandaki gelişmeleri daha da hızlandıracaktır.

 



Paylaşmak Güzeldir:

Enes Karahançer
Enes Karahançer
Orta Doğu Teknik Üniversitesinde Elektrik-Elektronik Mühendisliği okuyor. İnsanların önemli bir sorununa çözüm bulan teknoloji tabanlı bir start-up kurmayı hedefliyor. Gezerek keşfetmeyi, yemek kültürünü daha da geliştirmeyi ve teknoloji trendlerini takip etmeyi oldukça önemsiyor. Girişimci ruhlu yazarımız teknoloji alanında yazılar kaleme alacak.