Eski dostum Kurt, bu yazı senin için…
Temmuz 2, 2024
Geri, İleri, Geri
Temmuz 2, 2024

Kaç Nefesle Kalacaksın?

Sola doğru şekillendi akciğerlerimden çıkan duman, aslında bir şekli olmamasıyla beraber anlam da çıkaramazdınız ancak ben her seferinde bir şeyler uydurmaya bayılıyordum. Yavaş yavaş yukarı ve cama doğru uzanan, 4 saniye olmadan kaybolacak o şekil bana bir uyarı veriyordu: Çevreme dikkat etmeliydim. Bu uyarıyı almamın nedeni belki de sigaranın dumanını üflediğimdendir ancak garantici olmak iyidir, bugün daha dikkatli olmalıydım.

Yılların eskittiği, anılarla güzelleşmiş odamın duvarlarına baktım. Öğrenci olmanın her avantajını kullanıyordum. Güzel bir yurt deneyimim olmuştu ve bu sayede güzel dostluklar kazanmıştım. Gümüş rengi kapı kolunu kendime çekerek açtım, ortak alana çıktım ve kapımı kilitledim. Kapıyı kaparken zihnimde Can Bonomo’dan Kara Konular çalıyordu, aynı zamanda oda arkadaşımın anahtarlarını almış olmasını da umuyordum.

Daireden çıkmadan önce yurt arkadaşlarımdan birini görerek hafif bir kafa selamı verdim. Bugün gerçekten yoğun bir gündü benim için yani en azından ben öyle düşünüyordum. 2 adet sınavım vardı, güzel geçmişlerdi. Sınavlardan sonra ise çalıştığım bara gitmem gerekiyordu çünkü bugünün vardiyası bana aitti. Şu an ise iş yerime doğru yürümeye başlamıştım.

Kaldığım yurda pek uzak olmayan ve haftanın sadece 3 günü çalıştığım güzel bir bardı. Avrupa’da yaşayan bir öğrenci için ideal bir başlangıçtı. Hem dil gelişimimi de hızlandırıyordu. Arnavut kaldırımıyla donatılmış sokakta yürürken batmayan güneşin o güzelliğine de hayran olmadan edemiyordum. Bence güneşin en güzel hali, batacak kadar kararmış ancak batmış sayılmayacak kadar aydınlık olan haliydi ki bu haliyle rahatsızlık uyandırmıyordu. Ne sıcaktı ne soğuk, ne karanlıktı ne aydınlık: Tam bir araftı, ortalamaydı ve bana göre idealdi.

Kısa bir yürüyüşün ardından yeşil renkli kapıyı ittirerek açtım, şekilli lambalarla aydınlatılmış holün merdivenlerine doğru yöneldim. Girişinin hoş ve aydınlık olmasına kıyasla aşağısı karanlıktı, beklendiği gibiydi ancak gözlerimin alışması zaman alacaktı. Üzerimdekileri bırakmak amacıyla görevli odasına yöneldiğim esnada odanın kapı kolunun çevrilme sesiyle durdum, henüz karanlığa alışamamış gözlerim bana ihanet ediyorlardı. Kuvvetsiz bir gıcırtıyla kapı hızla açıldı. İçeriden ellerinde pasta, kafalarında ise türlü şapkalarla bir grup insan çıktı. ’Mutlu yıllar’ şarkısı eşliğinde yürüyorlardı. Evet, bugün doğum günüm olmalıydı! Anlaşılan o ki günleri karıştırmıştım.

Dışarıya çıkan kişilerin önümde durup pastayı bana uzatmasıyla gözlerimi kapadım ve içimden bir dilek tuttum:

“Uzun bir ömür diliyorum kendime.” 

Dileğimi tuttuktan sonra mumu üfledim, mumu üfledikten sonra bu sürprizi hazırlayan arkadaşlarıma sarılmak ve onlara minnetimi göstermek istedim. Renklerle bezenmiş kişilere yaklaştım, her biriyle önce tokalaştım sonrasında da kocaman sarıldım. En sona kalan sarışın, kahverengi gözlü çocuk elindeki tacı kafama taktı. Kendisinde de bir benzeri vardı, en çok o gülüyordu ve en çok o heyecanlıydı. Neden sona kaldığını hiç anlamamıştım. Benim teşekkür etmeme kalmadan bana sımsıkı sarıldı ve “İyi ki doğdun sevgilim!” diyerek sol yanağıma bir öpücük bıraktı.

Ancak ben yanağımdan öpen çocuğu tanımıyordum, telaşla derin bir nefes alıp verdim. Sola doğru şekillendi akciğerlerimden çıkan duman, aslında bir şekli olmamasıyla beraber anlam da çıkaramazdınız ancak ben her seferinde bir şeyler uydurmaya bayılıyordum. Yavaş yavaş yukarı ve cama doğru uzanan, 4 saniye olmadan kaybolacak o şekil bana bir uyarı veriyordu: Çevreme dikkat etmeliydim. Bu uyarıyı almamın nedeni belki de sigaranın dumanını üflediğimdendir ancak garantici olmak iyidir, bugün daha dikkatli olmalıydım.



Paylaşmak Güzeldir:

Su Kutan
Su Kutan
Geleceği merakla ve heyecanla bekleyen bir kadındır Su. Sanki bir kitap okurmuşcasına gelecek günleri beklerken anılarını yâd etmeyi çok sever. Kafası bazen çok karışır ancak bu karışıklığın kurtarıcısı da renkli hayal gücü olur. Aslında, hayal gücü Su için düşünülenden daha fazla öneme sahiptir öyle ki; hayal gücünün kullanılmadığı bir yaşama inanmayan Su, asla ama asla hayal kurmaktan vazgeçmeyeceğine emindir. Çünkü fark etmiştir ki özellikle kendi gerçekleri bir hayalden oluşmuş ve gününü şekillendirmiştir. Gerek kalemi gerek tuvali ile bu hayal gücü serüvenine devam etmenin huzuruyla gelecek gizemleri bekleyen Su için Zümrüdüanka Dergisi sezgili bir bekleyişe de yol açmaktadır. "Hisler, renkler ve hayallerle geleceği beklemede kalın!"