Bugün anlatacaklarım ile sizlere çok duygusal bir yerden yaklaşacağım. Anlattığım şeyler çok derinden ve hissederek olacak.
Yaptığımız her şeyin bir geri dönüşü var ve bazen bunu düşünmeden yaşamaya çalışıyoruz. Ne yaptığımıza ve sonrasında nelere sebep olacağına dikkat ederek yaşamalıyız.
Kurt’un hikayesi şöyle başlıyor. Kendisi bir alman kurdu. Sokakta bulduğumuz için ismine ‘Kurt’ dedik.
Şile’nin yazlık bölgelerinde ne yazık ki kötü bir heves var. Yazın gelince köpek sahiplenip kışın gelince de bu köpeği eve götüremeyiz deyip sokağa atacak 3 aylık bir heves. Kurt, sokağa atılan binlerce köpekten biri. Ayrıca yine üzülerek söylüyorum ki Kurt’un ayakları aksardı çünkü bir araba çarpıp kaçmıştı. Ameliyatlarını vs her şeyini yaptırmıştık. Peki ya biz olmasaydık?
Bu tür sorumsuz hareketler yapıldığında sokakta yüzlerce binlerce köpek ölüyor. Yapılanlara ve sebep oldukları olgulara dikkat etmek işte burada çok önemli.
Ne kadar şanslıyım ki onunla tanıştım. İlk geldiği zamanlar korkardım ondan çünkü daha tam ısınamamıştık birbirimize. Sonrasında da çok yakın iki dost olduk. Ne anılarımız var bir bilseniz, gerçekten söylüyorum çok güzel günler geçirdik sevgili Kurt ile.
Bu satırları yazarken duygusallaşmamak elde değil. Şile’de tek başıma yaşıyorum bazı zamanlar ve o zamanlarda her kapının önüne geldiğimde koşa koşa gelirdi Kurt. Kendisini sevdirir ve sabaha kadar kapımda yatardı. Nice dertlerime ortak olmuş nice mutluluklarımda da yanımdan hiçbir zaman ayrılmamıştır.
Bugün bir dostumu kaybettim. Sokağın başına her geldiğimde seni göremeyeceğim Kurt ama seni orada hissedeceğim. İyi ki vardın ve iyi ki var olacaksın. Bugüne kadar yanımda olduğun veya olamadığın her an için sana teşekkür ederim.