Uzun bir sürenin ardından belki de ilk defa milli duygularımın bu denli kabardığını hissettiğim bir gün geçiriyorum. Hem kendi ülkemden, kültürümden ve dilimden ayrı olduğum bir noktada hem de ülkemin 100.yılında o beraberlik duygusunu hissetmekte zorlanacağım bir konumdayım. Bu kıymetli gün için atacağımız en önemli adımın; sadece yüzüncü yıl hatırına değil, her yeni günde ülke için yeni çabalar ve umutlarla başlayarak sürdürülmesi gerektiğine inanıyorum. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını kutlamak, büyük bir milletin tarih sahnesinde yazdığı unutulmaz bir destanın doruk noktası niteliğinde. Dolayısıyla dargınlıkları, kırgınlıkları, öfkeleri ve umutsuzlukları unutmama, onlardan ders alma, geçmişteki başarıları anma ve gelecekteki hedeflere yürüme zamanı.
Biliyoruz ki cumhuriyet; yok olmuş bir imparatorluğun külünden doğdu, hürriyetin ve bağımsızlığın güneşiyle aydınlandı. Mustafa Kemal’in önderliğindeki kahramanlar, Anadolu’nun tozlu topraklarında bir milletin yeniden doğuşunu yazdılar. Bu yüzyıllık serüven; ulusal egemenlik, demokrasi, ilerleme ve modernleşme gibi değerlerle işlenmiş büyülü bir masal gibiyken bunun devamlılığını sağlamak Türk insanının boynundaki en büyük borç.
Biz de genç nesiller olarak bu mirası korumak ve ileriye taşımak için omuz omuza çalışmak durumundayız. Demokrasiye, hoşgörüye, adalet ve özgürlüğe olan inançlarımızın bu yolda rehberimiz olacağına inanıyorum. Bu yüzyıllık yolculuk öylesine büyük çabalarla devam ettirildi ki buna mâni olmaya çalışan, ayrıştıran ve bölen herkes de bu çabaların altında ezilmeye mahkûm kaldı, kalacak. Birleşerek, daha güçlü ve aydınlık bir geleceğe doğru yürüme zamanı. Türkiye’nin yüzüncü yılı, cumhuriyetin temel ilkelerine olan bağlılığımızın bir yansıması olmalı.
Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı kutlu olsun! Geleceği inşa etme yolculuğunda birlikte yürümek dileğiyle, yüz yıllık bir mirasa gönülden saygı ve sevgiyle!