Ne kadife ne beyaz kaldıramaz Tanrı’nın hükmünü
İşliyor çark, duruyor kalp
Gözyaşları fısıldıyor ölümü
Hayır yok bir öte dünya, kurtulmaya neden
Babanızın son varlığı yalnızca kefen
Bütün kaftanlar ve inciler kemirilecek güvelerce
Güvendiği hazinesi çarçur edilecek hovarda bebelerce
Eti çiğnenecek, kanı tükürülecek ettikleri yüzünden
Bütün zırhlar ve silahlar evlatlarına yönelecek
Kehanetler ayıracak başları
Müneccimler ve sihirbazlar kıracak asaları
Siyah rengi hâkim dünyaya
Ağlıyor Henri’nin sahip olduğu Navarra
Huysuz bir kral bozacak barışı
Besteletecek Handel’a yeni marşı
Göğsünü kaplayan madalya ve nişanlar
Açacak ve kutsayacak yeni ufukları
Zafer müjdeliyor oturduğun yün şilte
Almanya’nın büyüklüğünü kutlasın diye
Üç başlı kartal yutacak dünyayı
Kusacak çiçekleri yutacak Normandiya’yı
Olana bakın, Napolyon ele geçiriyor Yafa’yı
Şehrin kalesinde Fransız bayrağı
Yağmalanıyor hazineler
Azaptar ediliyor ölüler
Eh kuzum, bunlar İngilizlerden de beter
Yeniden kuruluyor Venedik surları
Osmanlı’nın burçları yaşlı ve ağlamaklı
Kargaşadan besleniyor ilhamım benim
Vivaldi’ye hak verin
Yatağın üstünde ağlamaklı kadınlar
Kral yanmak için bahane arar
Emreder hizmetçilerine
Yakın bana haz veren ne varsa
Hazine, at ve kadın ayırmadan
İnsaflı kalfa, hançerler hayvanları
Ve çalar altınları
Onları korumak için yanmanın ızdırabından
Düşünür Tanrı, bu kalfa benden hayırlı mı?
Kendi çocuğuna insan bu kadar zorbalık yapar mı?
Arkada bir zenci flüte üflüyor
Melodileri tapınağı ele geçiriyor
Çarpıyor çıplak duvarlarına yenilginin ezgisi
Fil başları yahut hilal belli ediyor hasedini
Zenci susuyor, flüt susuyor
Hintlinin ağıdı başlıyor bu sefer
Kırılmış testiye duyulan keder