Uygarlık İlk Kez, Kızgın Bir Kimse Taş Atmak Yerine Kelimeleri Kullandığı Zaman Başladı
-Sigmund Freud
İnsanlığın sürekli koşturup durduğu, bir an olsun soluklanıp ince davranışlara zaman ayırmadığı, oturduğu koltuğa sıkı sıkı yapıştığı, bir merdiven yükselmek için onlarca kişiyi ezdiği, çağdaş ya da modern denilen bir dünyada yaşıyoruz. Kelimelerin inceliğini, büyüsünü ve kurtarıcılığını ardımıza alarak görmezden geliyoruz. Toplum hayatının getirdiği sorumluluk ve yetileri biliyor fakat her geçen gün onları biraz daha yabana atıyoruz. Sevgi ve saygı mihenk taşlarını denize birer birer atıyoruz. Toplum içerisinde iletişim kurmanın günden güne yok olduğu, kutuplaşmaların doruk seviyede izlendiği bu zamanlar insanlıktaki tüm biyolojik ve yaratıcı çeşitliliği yok ediyor. Bu zincirin yok olmasını da çok ağır ödüyoruz.
Birbirimizin kelimelerini tekrar duymak, düşünme damarlarındaki tıkanıklığı açmamıza, toplumumuzdaki kutuplaşmanın erimesini, yaratıcı ve doğurgan güçlerimizin tekrar aktif hale gelmesini sağlayacaktır. Tekrar aynı dili konuşmalıyız. Düşünce özgürlüğünü her şart altında kabul ederek tüm farklılıklarımızla yeniden bir tablo oluşturmalıyız. Çünkü bazen bir renk cümbüşü tüm ulusu baştan yaratır.
Tüm ulusların eşit hak ve özgürlüklerini kullanabildikleri, kendi içerisinde ve global alanlarda dilediklerini dile getirebildikleri, bu yüzden yargılanmadan hapse gitmedikleri ve öldürülmedikleri bir dünya dilerim.