Konuk Yazar: Beyzanur Öksüz
1924 Yılında Fransa’nın Chamonix kentinde düzenlenen ilk kış olimpiyatlarından bu yana günümüze kadar artistik buz pateni sporunda birçok değişimler meydana geldi. Kurallar, atlayışlar, puanlar, yasaklar ya da insan bedeninin sınırlarını aşan yeni dünya rekorları bu spor dalındaki önemli başlıklar arasında. Peki süreç boyunca değişen buz modası hakkında neler biliyoruz?
Soğuk kış günlerini karşılamaya başlamamızla birlikte bu mevsimin bizlere sunduğu eğlenceli kış aktivitelerini düşünür olmaya başladık bile. Bu aktivitelerden aklımıza gelen en popüler örnek ise çok eski tarihlerden beri insanları kış mevsiminde eğlendiren buz pateni olabilir.
19. Yüzyılın ortalarında soylu Fransız kadınlarının moda dergilerinde çokça yer alan buz pateni modası o dönemin ilk giyim kodlarına ulaşmamıza olanak sağlıyor.
Aynı zamanda dönemin ‘’moda kraliçesi’’ olarak ünlenen Fransa imparatoriçesi Eugénie de Montijo sayesinde buz pateni şıklığı daha fazla popüler hale gelerek tarihte önemli bir ivme yakalıyor.
Tasarımlarda daha çok kürklerle süslemeli, uzun kadife ya da dönemin lüks kumaşları ile dikilmiş dış mekân kıyafet tasarımları öne çıkan görünümlerden. Kıyafetlere ek olarak ise vazgeçilmez parçalar olan şık eldivenler, kürklü şapkalar ve atkılar en iyi tamamlayıcı parçalardan sayılıyor.
MET Müzesi 1863-68
Artistik buz pateni branşındaki kıyafetlerin rolü diğer spor dallarına göre çok daha önemli sayılmakta çünkü iyi bir kostüm sergilenen performansın doğru bir şekilde algılanmasına büyük katkı sağlıyor. Tabii günümüzün giyilen kostümleri ile geçmişte kullanılan kostümlerin arasındaki farklar ise oldukça fazla…
1924 Yılında düzenlenmiş ilk Kış Olimpiyatları Fransa, Chamonix’te kadın sporcuları upuzun eteklerle, erkek sporcuları ise takım elbiseler içinde performans sergilerken görüyoruz. İlk kış olimpiyatlarının, ilk altın madalyasına sahip olan değerli kadın patenci Herma Plank-Szabo’nun ve dönemin önemli patencilerinin fotoğrafı bizlere de önemli bir kaynak oluyor.
Herma Szabo – Kış Oyunları’nın İlk Paten Şampiyonu (en sol) | Chamonix 1924 Kış Olimpiyatları : https://www.youtube.com/watch?v=n9CMEsA57kg
Yün kumaşların kullanımı eteklerde, kazaklarda ve erkek sporcuların takım elbiselerinde oldukça yoğun kullanılıyor. Şapkalar, eldivenler ve kravatlarla formal şıklık tamamlanıyor. Genel olarak döneme bakıldığında sporcuların hava koşullarına göre giydirildiğini bilmek en önemli detay. Açık pist kullanımı bu durumun en büyük etkeni. Günümüz içinse bu tam tersi, sporcular kapalı pistlerde kaydıklarından, karakterlerini ve rutinlerindeki ilhamı yansıtmak için kurallara uygun şekillerde giyinebiliyorlar.
Beyaz Patenler ve Kısa Etek Devrimi
Kuralları yıkan sporcuları neredeyse hepimiz severiz, değil mi? Cesaretlerindeki soğukkanlı duruş gelecek birçok yeni sporcuya ilham sağlarken olağan sistemin dengelerini yeniden inşa etmek için devrimci bir rol oynarlar.
İşte bu isimlerden, 1936 kış olimpiyatlarında tüm buz modasının dengelerini yıkan Norveçli kadın patenci Sonja Henie’nin yeri farklıdır. Kısaltılmış eteği ile 1936 Kış Olimpiyatları’nda herkesten farklı olarak performans sergileyen Henie, 30’lu yıllara buz modası açısından damgasını vuran önemli kadın patencidir.
Kısa eteklerin kadın sporculara sağladığı esneklik ve hareket rahatlığının başlaması ve artık yeni kumaşların artistik buz pateni kostüm tasarımları için tarih sahnesine girmesi bir dönüm noktasıdır. Saten ve naylon kumaşların kullanımı bu dönemde artış göstermiştir. Dahası ilk dönemlerde tüm sporcular yalnızca siyah renk patenler giymekteydi. Bu tercihin arkasında koyu renkli derilerin daha sağlam ve hasarlı bölgeleri iyi kamufle edebilmesinden dolayı olduğu düşünülmekteydi. Fakat, bu dönem ile birlikte kadın sporcularda beyaz renk paten kullanımı artık yoğun bir şekilde tercih edilmeye başlandı. Estetik açıdan zarif ve kadınsı imajın beyaz ile vurgulanıyor olması buz modasındaki algı dönüşümleri arasında önemli bir yere sahip oldu ve beyaz patenler 1940-1950’li yıllardan sonra tamamen bir standart haline getirildi. Günümüzde kadın sporcular beyaz paten kullanmaktadırlar.
Kostümlerde en yeni denemelerden biri de tek parça olarak giyilebilen görünümlerin tasarlanmaya başlanmasıdır. Kemerler ile tamamlanan kostümler olimpiyat oyunlarında Gretchen Merrill gibi önemli isimler tarafından kullanılmıştır. Önemli sayılabilecek bir detay ise artık sporcuların atkı, şapka gibi aksesuarları daha az tercih etmeye başlamasıdır çünkü buza düşen her bir kıyafet parçası ‘’ceza puanı’’ olarak sayılmış ve kural olarak belirtilmiştir.
Dekolteler, Parıltılar ve Skandallar…
50’li ve 60’lı yılların sonuna doğru artık renklerdeki esneklik tümüyle artış gösterse de gelecek yıllarda yaşanacak radikal kostüm denemeleri için son sessiz dönemler olarak nitelendirilebiliriz. Kadın sporcuların kostümlerinde ‘’uzun kol’’ detayı uzunca süre tercih edilmeye devam ederken aynı zamanda erkek sporcular için de takım elbise gibi açık tenin gösterilmediği görünümler ciddiyetle kullanılmıştır. Bu şekilde dönemin sporcuları izleyenlerin karşısında ‘’ağırbaşlı’’ bir imaj çizmiştir.
Diğer bir yandan, global disko kültürü esintisinin gücüyle 70 ve 80’li yıllara gelindiğinde daha farklı tasarımların ‘’cesurca’’ buz modasında denenmeye başlanması ‘’radikal’’ sayılabilecek tarihi anlarla hatırlanmaktadır.
Artık kadın kostümlerinde boyun dekolteleri denenmeye başlanırken, kumaşlarda şifon ve lame kullanımı artmıştır. Tamamlayıcı etkiler için payetler, parıltılı taşlar, rengarenk görünümler dönemin parti ruhunu yansıtmak için çokça tercih edilmiştir. 2000’lerin sonuna kadar buz modasında çığır açan etkileri bu dönemlerden itibaren gördüğümüzü söylememiz asla yanlış olmaz. En önemli detay ise giyilen kostümler artık çok farklı algılanarak sporcuların performansları ile önemli bir bağlantının yansıması olarak görülmeye başlanmıştır.
‘’ Katarina Witt Kuralı ‘’
Uluslararası Paten Federasyonu (ISU), 1988 yılında gerçekleşen Kış Olimpiyatlarında ‘’uygunsuz kıyafet’’ cezası verdiği Alman sporcu Katarina Witt ile buz modasında tarihi bir an yaşamıştır. 1924’ten 90’lara kadar olan süreçte artık kıyafetler daha açık, daha süslü ve daha kısayken ‘’skandal’’ olarak değerlendirilen durum, dönemin kıyafet kodlarını değiştirecek kadar etki göstermiştir.
‘’ Katarina Kuralı’’ olarak isimlendirilen bu kural; kadın sporcuların kalça, karın ve popo kısımlarının örtülmesini emrederken; görünümlerdeki pulları ya da boncuk kullanımını engellememiştir. Böylece süslemelerin yolu açık bırakılmıştır. Dantel ve illüzyon kollar ile kurallar uygulanmaya ‘’çıplaklık ve ten görüntüsü’’ konusundaki sorunlar kontrol altına alınmaya çalışılmıştır.
ISU günümüzde kadınların pantolon, tayt giymesine karşı herhangi bir yasak bulundurmuyor. Bu kural aslında artistik buz pateninin modernleşmesi açısından önemli bir yere sahiptir.
Ve 2000’li yıllara yaklaşıldıkça artık kostümler, performanslar için daha ciddi önem kazanırken ünlü moda tasarımcıları sporcularla çığır açan tasarımlar üzerinde çalışmaya başlıyorlar.
Örneğin, Kristi Yamaguchi, ikonik kostümleri ve kayış stilleri ile tanınırken 1992 yılında Albertville Kış Olimpiyatları’nda altın madalya sahibi olmuş ve üzerinde özel Vera Wang tasarımı olan altın dantel detaylarıyla tamamlanmış ‘’yüksek modayı’’ temsil eden kostümüyle daha da ikonik hale gelmeyi başarmıştı.
Küçük bir detay daha, Vera Wang Amerikalı ünlü bir tasarımcı olmasının yanında aslında eski bir artistik buz patencisidir. İstediği başarıyı elde edemediği için rotasını moda dünyasına yönelten Wang, kostüm tasarımları ile buz modasının en gözde isimlerinden olmayı başarıp bizlere sanat ve spor dünyası arasındaki önemli bağın temsilciliğini günümüzde halen yapmaktadır.
2000’ler & Günümüzün Buz Modası
Kadın sporcuların kıyafetlerindeki tasarım işçilikleri aynı zamanda erkek sporcuların kıyafetleri için de geçerliydi. Artık takım elbise zorunluluğuna sahip olmadıkları için tüm haklardan yararlanabiliyorlardı ama tabi bazı detayları koruyarak: üst ve alt parçalarını birbirine bağlayan özel iç çamaşırlarını kullanarak performansları sırasında olası açık görüntüleri korumak ve yalnızca izin verilen özel esnek Spandex yapımı taytları giymek bu kurallardan bazıları olarak sayılıyor. Özel olarak, sporcular kostümlerinin içlerine de onlara şans getirdiklerine inandıkları sembolleri diktirebiliyorlar.
En son düzenlenen 2022 Pekin Kış Olimpiyatları’na baktığımızda dünya rekorlarını ellerinde tutan çok önemli yıldız sporcuların da, devam eden bu kıyafet kurallarına uyduğunu ve artık modern tasarımları ‘’buz modası estetiklerine ‘’ uyguladıklarını görebiliyoruz. Sade ama yaratıcı parçaları müzik seçimleri ile birleştirerek görsel şölen sunmaya devam ediyorlar.
Pekin’de erkekler artistik buz pateni kategorisinde altın madalya kazanan, Amerikalı sporcu Nathan Chen ile sadeliğin ve modern dokunuşların etkisiniostüm tercihlerinde görmek oldukça mümkün. Olimpiyatlardaki Rocketman serbest programı ile süpernova baskılı üstü, La Boheme kısa programı ile takım elbise görünümlü uzun kollu üstü buna birer örnek. Sporcunun kostüm tasarımcısı ise şaşırtıcı bir isim değil, tabii ki Vera Wang…
Japonya’nın ve dünyanın en önemli artistik buz pateni sporcusu sayılan Yuzuru Hanyu’yu anmadan geçmek olmaz. Üst üste iki olimpiyat şampiyonluğu rekorunu elinde tutan emekli patencinin kıyafetlerinde gördüğümüz duygusal, zarif tasarımlar ise buz modasında bir sporcunun karakterini ve estetiğini tasarlamanın ne kadar önemli olduğunu bizlere hatırlatıyor. Buz Prensi olarak anılan patenci, birçok görünümünde kimono tarzı kemerli uçuş uçuş üstler, parlak swarovski taş detayları işlemeleri ve zarif Japon kültürünün esintilerini bolca kullanarak ikonik görünümler yakalamayı başarmıştır.
Buna ek olarak artistik buz pateni sporcularının farklı buz modası tarzlarını rutinlerinde kullanması ve kostümlerin yaratıcı göndermeler yapması jürilerin verdiği ‘’artistlik puan’’ kategorisi için büyük bir öneme sahiptir.
Kaynakça