148. Kat
Mart 3, 2024
Zihnimden 1: Bu Sabah Kahvaltıda İstemediğim Şeyler
Nisan 3, 2024

Sadece Başka Bir Yanlış Alarm Daha*

Gözümde büyüttüğüm her şeyin,

Ertesi gün ellerimde birer karıncaya dönüşmesini seyrediyorum

Ellerim gıdıklanıyor.

Annemin bile beni kırabileceğini menekşe saksılarının dibine izmarit dikmesinden anlıyorum.

Anne, ben çok kırılıyorum.

Gözümde büyüyen her şeyi geceden suya yatırıyorum.

Sabah kahvaltı hazırlamak için girdiğim mutfakta dolabın kapağına bir bir rüyalarımı yazıyorum

Önce kalbimi kırıyorum tavaya

Düşünme diyenlerin aksine ben enine ve boyuna düşüne düşüne bir “hiç” oluyorum

Her şey için hiç eder mi biri?

Ediyorum, toplasan, çıkarsan, eklesen ben, elde var bir “hiç” ediyorum 

Ben hiç oluyorum, hiç oldukça hafifliyorum.

Çünkü kimse olmak istemiyor hiç

Tencerelerin içi öyle kolay yıkanıyor ki

Ben her şeyi halledebiliyorum hissine kapılıyorum.

Ama öyle geçip giden günlere bakarken

Ardından onların, kendimi su dökerken buluyorum

Sular seller götürüyor ama sular seller gibi kimse gelmiyor

Haberlerde yine ben yokum sadece yüzen arabalar

Kimse bilmiyor ama herkes beni tanıyormuş gibi yapıyor

Spagetti, domates, kına ve eldiven, 

İki kere çıkıyorum dışarı ama yine de eldiven almayı unutuyorum.

İzmaritler artık kalbime dikiliyor,

Gözümde geceden büyüyen her şeyin ilk tomurcukları bitiyor.

Sadece birer birer kumdan kaleler 

Savunamıyorum artık suya yatırdıklarımı Reva, hele denize anlattıklarımı hiç…

Hiçbir şeyin olmayışı aynı zamanda her şeyin olması demek değil midir?

İhtimaller diyorlar, sonsuza dek yaşar.

Hay ben böyle sonsuzluğun… 

Başlamayan her şey hiç bitemeyeceğinden ölümsüzleşiyorsa o zaman ben niye yaşıyorum?

Ben hala teyzemin düğününde Tarkan’ın şarkısını söylüyorum, hiç inmiyorum o kalabalığın tepesinden saçlarımda simler…

Hep aynaya bakıyorum orada mı yüzümdekiler

Melankolik olmaya başladığımdan beridir daha çok seviyorum dans etmeyi 

Dans ettikçe sallıyorum dünyayı

Reva, bence yaşamak deprem olacağını bile bile sabah kalkıp o işe gitmektir 

Koşa koşa yetişmeye çalışmaktır zamandan nefret etsen de o trene,

Ya da o sınava girmek, işte o kadar!

Ben sana dedim ki: Ben kimim? Hangisini seçeceğimi bilemiyorum.

Sen ise “Hepsini seçebilirsin sadece birinden başla artık” 

Hepsi ben miyim bütün ikilemleriyle onların?

Soruların cevabını beğenmediğimden yanıtları bulamayarak yaşıyorum

Yalan söylüyorum cevap her neyse ben zıttını kabul ediyorum.

-arak -erek hep zarf fiil hayat,

Hep vişne çürüğü zarfların içinde mektuplarım, hiç teslim edilmedi.

Üstelik aldığım kitapları bile okuyamıyorum ki artık içimde yaşadıklarımı ya da yaşayamadıklarımı tetikliyor

Sadece tozlarını alıyorum 

Keşke biri de benim tozumu alsa ve bir rafa kaldırsa

Yerim yurdum öyle belli değil ki uçsuz bucaksız bir denizim gökyüzü gibi 

Bakıp bakıp, dalıp dalıp geçiyorlar üzerimden

Ne bir oh ne bir vah ediyorum ben Reva

Kendimi çok yoruyorum en kötüsü de kendimden yoruluyorum 

Her şeyin olmasını istediğim şekilde olmasını istediğimden de olmuyor hiçbir şeyim,

Biliyorum.

Sen kısa şarkıları seviyorsun ben uzun

Hiç bitmeyecek gibi olanları… 

Çünkü her şey sonsuza dek sürsün istiyorum hiç kitap okumamış hiç film izlememiş gibi

Sürmüyor hiçbir şey sürmüyor 

Ekmeğin üzerine tereyağı bile sürülmüyor artık sabah kahvaltıları hep bir telaşlı

Yavaş yaşamak isterken neye acele ediyorum?

Reva, ben neyi özlüyorum?

Kalmaya değilim yeminli ondan hep bu başıma gelenler

Gelip geçen her şey gibi ben de gelip gidiyorum

Bu benim manifestom, tutmayın beni

Bu benim oyunum, bırakın dans edeyim

Ve tekrar ediyorum, kalmaya değilim yeminli ondan bu başıma gelenler

Hep ‘o’ndan

 

*The Smiths, Last Night I Dreamt That Someody Loved Me

Kapak Resim: Ed Baynard



Paylaşmak Güzeldir:

Pınar Dereli
Pınar Dereli
Marmara Üniversitesinde Gazetecilik okuyan Pınar için kalem ve kâğıt asla vazgeçemeyeceği derin bir tutkunun olmazsa olmazları. Sanata düşkün, hareketli, enerjisi yüksek biri. Enteresan düşüncelerle aklı hep meşgul. Yeni yerler görmek, gezmek, keşfetmek heyecanı ile dolu. Sohbet etmekten zevk alan, umudun insanı ayakta tuttuğuna inanan ve o da umuda sarılan biri. Fazlaca kitaplarda, birazcık şarkılarda, pek az da hayatta yaşayan biri.