Gözümde büyüttüğüm her şeyin,
Ertesi gün ellerimde birer karıncaya dönüşmesini seyrediyorum
Ellerim gıdıklanıyor.
Annemin bile beni kırabileceğini menekşe saksılarının dibine izmarit dikmesinden anlıyorum.
Anne, ben çok kırılıyorum.
Gözümde büyüyen her şeyi geceden suya yatırıyorum.
Sabah kahvaltı hazırlamak için girdiğim mutfakta dolabın kapağına bir bir rüyalarımı yazıyorum
Önce kalbimi kırıyorum tavaya
Düşünme diyenlerin aksine ben enine ve boyuna düşüne düşüne bir “hiç” oluyorum
Her şey için hiç eder mi biri?
Ediyorum, toplasan, çıkarsan, eklesen ben, elde var bir “hiç” ediyorum
Ben hiç oluyorum, hiç oldukça hafifliyorum.
Çünkü kimse olmak istemiyor hiç
Tencerelerin içi öyle kolay yıkanıyor ki
Ben her şeyi halledebiliyorum hissine kapılıyorum.
Ama öyle geçip giden günlere bakarken
Ardından onların, kendimi su dökerken buluyorum
Sular seller götürüyor ama sular seller gibi kimse gelmiyor
Haberlerde yine ben yokum sadece yüzen arabalar
Kimse bilmiyor ama herkes beni tanıyormuş gibi yapıyor
Spagetti, domates, kına ve eldiven,
İki kere çıkıyorum dışarı ama yine de eldiven almayı unutuyorum.
İzmaritler artık kalbime dikiliyor,
Gözümde geceden büyüyen her şeyin ilk tomurcukları bitiyor.
Sadece birer birer kumdan kaleler
Savunamıyorum artık suya yatırdıklarımı Reva, hele denize anlattıklarımı hiç…
Hiçbir şeyin olmayışı aynı zamanda her şeyin olması demek değil midir?
İhtimaller diyorlar, sonsuza dek yaşar.
Hay ben böyle sonsuzluğun…
Başlamayan her şey hiç bitemeyeceğinden ölümsüzleşiyorsa o zaman ben niye yaşıyorum?
Ben hala teyzemin düğününde Tarkan’ın şarkısını söylüyorum, hiç inmiyorum o kalabalığın tepesinden saçlarımda simler…
Hep aynaya bakıyorum orada mı yüzümdekiler
Melankolik olmaya başladığımdan beridir daha çok seviyorum dans etmeyi
Dans ettikçe sallıyorum dünyayı
Reva, bence yaşamak deprem olacağını bile bile sabah kalkıp o işe gitmektir
Koşa koşa yetişmeye çalışmaktır zamandan nefret etsen de o trene,
Ya da o sınava girmek, işte o kadar!
Ben sana dedim ki: Ben kimim? Hangisini seçeceğimi bilemiyorum.
Sen ise “Hepsini seçebilirsin sadece birinden başla artık”
Hepsi ben miyim bütün ikilemleriyle onların?
Soruların cevabını beğenmediğimden yanıtları bulamayarak yaşıyorum
Yalan söylüyorum cevap her neyse ben zıttını kabul ediyorum.
-arak -erek hep zarf fiil hayat,
Hep vişne çürüğü zarfların içinde mektuplarım, hiç teslim edilmedi.
Üstelik aldığım kitapları bile okuyamıyorum ki artık içimde yaşadıklarımı ya da yaşayamadıklarımı tetikliyor
Sadece tozlarını alıyorum
Keşke biri de benim tozumu alsa ve bir rafa kaldırsa
Yerim yurdum öyle belli değil ki uçsuz bucaksız bir denizim gökyüzü gibi
Bakıp bakıp, dalıp dalıp geçiyorlar üzerimden
Ne bir oh ne bir vah ediyorum ben Reva
Kendimi çok yoruyorum en kötüsü de kendimden yoruluyorum
Her şeyin olmasını istediğim şekilde olmasını istediğimden de olmuyor hiçbir şeyim,
Biliyorum.
Sen kısa şarkıları seviyorsun ben uzun
Hiç bitmeyecek gibi olanları…
Çünkü her şey sonsuza dek sürsün istiyorum hiç kitap okumamış hiç film izlememiş gibi
Sürmüyor hiçbir şey sürmüyor
Ekmeğin üzerine tereyağı bile sürülmüyor artık sabah kahvaltıları hep bir telaşlı
Yavaş yaşamak isterken neye acele ediyorum?
Reva, ben neyi özlüyorum?
Kalmaya değilim yeminli ondan hep bu başıma gelenler
Gelip geçen her şey gibi ben de gelip gidiyorum
Bu benim manifestom, tutmayın beni
Bu benim oyunum, bırakın dans edeyim
Ve tekrar ediyorum, kalmaya değilim yeminli ondan bu başıma gelenler
Hep ‘o’ndan
*The Smiths, Last Night I Dreamt That Someody Loved Me
Kapak Resim: Ed Baynard