“Ya o ben değilsem?” diye bağırdı uzaklardaki,
Kapattı kulaklarını çöldeki serap.
Çaldı kapının zili beklenmedik misafirine.
Elleri kelepçeli, kabul etti suçunu.
Dünya bir tur döndü.
“Ya o bensem?” diye titredi, korkarak.
Tüm suçlar kulak kabarttı uzaklara.
Profesör bir imla hatası yaptı.
Genç ağlarken aynaya karşı,
Küçük çocuk suya düşen topunu yakaladı.
Dünya bir tur daha döndü.
Silah sıyrıldı, kabzasından
Mutfaktaki düdüklü patladı, çaydanlığın tepesi attı sonsuzluğa ve reklamlar girdi araya
Yalnızlıklar her tarafa sızdı.
Kalabalıklar “barış” diye bağırdı durdu.
Hasret girdi aralarına,
Bir haykırış duyuldu, devletin sırtından.
Döndü dünya, bir tur daha.
Şans topu yuvarlandı, uğurlu rakamını gösterdi.
Savaşlar hep en kanlı dönemlerinde son buldu.
Geçmiş gerindi, sızlandı, mızmızlandı ve gözlerini yumdu.
Bir gözyaşı süzüldü, dondurmasını düşüren çocuktan.
Karanlık girdi gündüzün ortasından,
Aydınlık esnedi, uzun uzun.
Güneş en yakınlara sokuldu.
Dünya döndü, bir tur daha.
Kütüphanelerin kapısı açık kaldı, kitaplar öldürüldü.
Yazarlar yalan söyledi, bağırarak.
Tüm kahramanlar birbirini dövdü, acımak olmadan.
Bir sinek camdan düştü, kafasını vurarak.
İnsanlar ise yakıldı ve gömüldü, o sırada.
Kurbanlar verildi, mutluluklar uğruna
İhanet deldi geçti ve çattı kaşlarını.
Huzur ilelebet sustu.
Bir tur daha döndü, dünya.
Meclisler kuruldu, anayasalar yazdırıldı, gazeteler de bastı.
Ahlak sustu, adalet bekledi, erdem ise bakakaldı.
Ruhlar bir o yana bir bu yana kaçıştı.
İrade, “sessizlik” diyerek vurdu tokmağını ve Tanrı’nın derisi soyuldu.
Soylar bir kuruldu bir yıkıldı, mermer binalar gibi.
Tüm enstrümanlar susturuldu,
Soylular ve aşk ortadan kayboldu.
Kimlikler çarpışırken,
Umut kapılarını kapattı
Ve dünya bir tur daha döndü.
Herkes ağladı.
Kimse gülmedi.
Herkes yalan söyledi.
Kimse itiraf etmedi.
Herkes sevdi.
Kimse unutmadı.
Herkes dokundu uzaklardakine, hunharca
Fakat kimse yanaşmadı ona doğru.
O ise anladı ve tutundu.
Kendini uzaklardan kurtardığında ise,
Dünya saygı duruşuna geçti.