Cik Cik Mesafeler
Haziran 3, 2019
Geçit
Haziran 3, 2019

Zordur İnsan Olmak, Hele Bu Devirde

Bu devirde yaşıyorsan gerçekten zordur insan olmak. Birçok kuralı, adabı vardır bu devirde insan olmanın. Evvela susmasını bilir bu devirde ki insan, elzemdir onun varlığını sürdürmesi için. Ecnebiler çıkarttı ya “konfor alanı” diye bir şey ona zeval gelmesin diye susmasını bileceksin.

 

Mesela ne gibi durumlarda insan olur susarsın, koca koca plazaları işgal eden milyar dolarlık denilen şirketlerden vergiler alınmaz durmadan aflar çıkarken zabıta denilen üniformalı eşkıyaların elinde tablası ıhlamur satan yaşlı yaşlı amcaları yalvartmasına susarsın, insansın. Bir eli yağda bir eli balda sözüm ona politika üreterek hayatı kolaylaştırması gerekirken sadece ve sadece kendi hayatını kolaylaştıran eşine dostuna peşkeş çektiği arsaların, evlerin, arazilerin ve daha nice çok para eden metaların içinde yüzerken televizyonlarda, radyolarda meydanlarda yoksullukla her gün uğraşan gariban halka “gerekirse kuru ekmek soğan yiyeceğiz ama isyan etmeyeceğiz” diye laf salatası yapmasına susarsın, insansın. Ülkesinde savaş çıktığı için sürgün hayatına mahkûm olmuş garibanların yalın ayak oradan oraya koştuğunu, yalvardığını görürsün ama bu insanlara yardım etmek bir yana fırsatçılık yaparak onların emeklerinden, alın terlerinden ve hatta namusundan faydalanan piç kurularını görürsün, susarsın, insansın. Yapmadığı iş, çevirmediği dümen kalmamış insanların hayatında tek kötü söz söylememiş insanlara yetkin bir insan gibi ahlak dersi verdiğini görürsün, susarsın, insansın. İnsanları katleden, terör estirdiği yetmezmiş gibi bir de beyefendi olduğunu sanan bir insanın paşalar gibi karşılanmasına ve ona verilen hiçbir zaman hak etmediği ve edemeyeceği nimet hükmünde ki kürsüden, alın teriyle emek veren ders anlatan ve akademisini geliştirmek gayesiyle mücadele eden hocalara hitaben “kanlarını içeceğiz” dediğini duyarsın, susarsın, insansın. Derdi sadece ailesinin karnını doyurmak olan madencinin daha çok kazanmak derdi dışında başka derdi kalmamış insan müsveddesi patronunun gerekli önlemleri almadığı için çöken madeninin göçüğü altından çıktıktan sonra ambulansa bindiğinde içerisi kirlenmesin diye uzanmadığını görürsün, susarsın çünkü insansın. Babalarını kaybetmiş çocuklarını doyuracak parasını olmadığı için onlara yemek bulacağım size diye gidip intihar eden anneyi görürsün susarsın, insansın. Alnının teri, gözünün nuru olan bin meşakkatle ürettiği sütü ederinin değil maliyetinin altında bir fiyattan elinden almayı teklif eden şerefsizlere satmayıp çıldırdığını sonra da sütü yollara dökerek “ben bıktım Allah sizin cezanızı versin” dediğini görürsün, susarsın, insansın. Yetiştirdiği zeytini satamadığı için ağlayan çiftçiyi görürsün, yalvarışlarını duyarsın “Allah rızası için destek olun bize feryatlarını işitirsin”, susarsın çünkü insansın. Suçu günahı olmadan sabahın köründe evinden apar topar tutuklanan matematik öğretmenini görürsün, susarsın çünkü insansın. Tek derdi ülkeyi temsil etmek olan sanatçının her hafta yeni liste hainleri yayınlayan biri tarafından vatan hainliğiyle suçlandığını görürsün, susarsın çünkü insansın.

 

Bitti mi? Biter mi ne dedim sana insan olmak zordur bu devirde. Tek derdin susmak değil insan, tek derdin susmak olsa bunlara susar tam anlamıyla insan olurdun. Ama ilk şart susmak sonrasında gelir ikinci şart. Görmemek, duymamak, öğrenmemek, bilmemek ve bunlarda ısrarcı olmak. “-mamak” ekini çok seveceksin insan ve sana faideli gibi görünen bilcümle konuda kullanacaksın bunu. Kullanacaksın ki insan olasın. Kesinlikle reddedeceksin doğrusundan yana olmayı, araştırmayı, doğrulamak için kaynaklara boğulduğun bu internet devrinde aman ha sakın bir şey doğrulamaya kalkma! Sana ne deniyorsa odur, bunu kabul ettiğin an ikinci şartı da yerine getirmiş olacaksın insan. Aklın bazen pes edecek “ya bunu da yemeyeyim” diyeceksin. “Çok oldu” diyeceksin. “Aptal da değilim” diyeceksin işte o zaman dur, deme! İnsan olmak istemiyor musun sen? Konfor alanını düşün ama sadece onu düşün çünkü onun dışında düşündüğün her şey ona zarar verecek seni uğraştıracak. Ne var ki ye, iç, gez, toz, son modayı takip et, deli gibi para harca, sorgulama, okuma, takıl, hayatını yaşa bunlar varken okumak, araştırmak, gerçeğini öğrenmek, vicdanını tatmin etmekte neymiş!

 

Ey insan kendine gel bunların hepsi Starbucks’ında makiatonu içerken son model telefonuna indirdiğin çöpçatanlık uygulamasında milleti sağa sola kaydırırken geçer gider. Baktın geçmiyor insanların sömürüldüğü sistemin en büyük temsilcisi olan ve senin evinin salonu dahil her yeri almış olan Sinemana gider kimsenin zerre emek etmediği ısıtıp ısıtıp önüne koydukları beynini uyuşturacak meşrebine göre bir film izlersin. Baktın hala mı kendini iyi hissetmiyorsun, aralarında sidik yarışı varmışçasına fiyatlarını artıran ama aslında yarıştıkları alan çantalar ve fiyatlarından ziyade üretirken ne kadar insan sömürdüğü ve ne kadar daha ucuza insan çalıştırdığı olan iki dünyaca ünlü firmanın birinden bir çanta alırsın. En olmadı dünyayı mahveden emisyon canavarı arabanın içinde son ses çıkan son şarkıyı dinlerken trafiğin canına okur, altını üstüne getirirsin bu sırada da kendine gelirsin, emin ol. İnsan olmana bu kadar az kalmışken pes etmeyeceksin herhalde, miden bulanmamıştır zannımca.

 

Şimdi hazırsan son kural gelecek insan, “-mış” gibi yapacaksın. Dünyanın en boş adamı olduğunu çaktırmayacak o ondan ona geçip duran duruşu geçtim bir tek düsturu bile olmayan kitabevine gideceksin sadece seni dolandırarak sırtından para kazanıp daha iyi bir arabaya binmek için yazarının tek gecede beş on yerden kopyala yapıştır yaptığı kitabı alacaksın ya da adını geçenlerde zaplarken televizyon programında duyduğun ya da yanında oturan insan olmayı bilmeyen araştırma yapan çocuğun çantasında gördüğün sıkıcı kalın kitaplardan alacaksın. Sonra duyar kasmak için kendine seçtiğin alana dair senin dünyanın “bilgi haznesi!!!” YouTube ‘a gireceksin “abi çok iyi anlatıyor, adam tam bir uzman ya” diye ağzını yaya yaya gizliden gizliye savunduğun ama ona karşı olanların çok büyük ithamlarıyla da uğraşmak istemeyeceğin için çokta adını telaffuz etmeyeceğin insanların videolarını izleyecek ve aklın olmadan fikir üreteceksin. Aklın varmış gibi yapacak, biliyormuş gibi duracak, bu konuyu önemsiyormuş gibi görüneceksin. Çevre, elektrikli arabalar, vegan yaşam ya da geri dönüştürülebilir kıyafetler noktalarından en az birini sadece popülerliği ve kulağa iyi geldiği için seçecek insanlara “öyleyim”, “ben de bunu yapıyorum” demek için kullanacak asla derinlemesine bakmayacak hatta bu”-mış” gibi yapma alanını seçtikten sonra gizli gizli deleceğini bilerek her yerde anlatmaya “duyar kasmaya” başlayacaksın insan.

 

İşte şimdi sen tam bir insan oldun. Ve benim sana bir çift lafım var, “Kalıbına tüküreyim senin ben!” zordur bu devirde insan olmak sen zoru başardın, benim lafımı mı takacaksın hadi şimdi bu sayfayı kapat ve on dakika da bir yenilemek zorunda olduğun o İnstagramının ana sayfasını yenile ve tüm bu yazdıklarımı unut.



Paylaşmak Güzeldir:

Nevzat Taşcı
Nevzat Taşcı
Galatasaray Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi okuyor. Çokça anlatmayı, insanlara bir şeyler katabilmeyi ve insanlardan durmadan öğrenmeyi seviyor. Simurg Derneği’nin Genel Sekreterliğini yapıyor. Münazara ve aktüelpolitik ile ilgileniyor. Bir gün bu dünyadan ayrılma vakti gelse de fikirlerinin ve yolunun insanlara ışık tutması ise en büyük ideali. Kendisini sürekli “Neden olmasın?” derken bulabilirsiniz. Sizlere çokça insandan ve sistemlerinden bahsedecek. Bu yolculuğunda ona eşlik ettiğiniz için minnettar.