Altın Post’u Kim İstedi?
Mart 4, 2025
Denzel Washington’a Bir Saygı Duruşu
Mart 4, 2025

Bir Evren Yaratmak: The Legend of Vox Machina

 

Yeni yıla Amazon’un en iyi orijinal yapımlarından biri olan The Legend of Vox Machina’nın 3. sezonunu izleyerek başladım. Peki bu diziyi bu kadar iyi yapan ne ve insanların hangi tutkularına hitap etmeyi başarıyor?

The Legend of Vox Machina Nedir? Yayım Hayatına Nasıl Başladı?

2022 yılının Ocak ayında yayımlanmaya başlayan The Legend of Vox Machina 3 sezon ve toplam 36 bölümden oluşuyor. 4. sezonu için onay alarak benim gibi hayranlarını da oldukça mutlu etmiş bulunuyor. Dizinin yapımcılığını ise Critical Role Productions, Titmouse Inc. ve Amazon Studios ortak olarak üstleniyorlar. Merak etmeyin bu inanılmaz sıkıcı teknik detayları vermemin özel bir sebebi var.

Dizinin yapımcılarından biri olan Critical Role Productions aslında Critical Role isimli web serisinin sahipleri tarafından kurulmuş bir yapım şirketi. Critical Role ise temelde bir grup seslendirme sanatçısının toplanıp DnD oynadığı bir internet sitesi. Bu ekip kendi aralarında Vox Machina’nın hikayesini bir DnD oyunu olarak oynayıp Twitch ve YouTube kanalları üzerinden yayımlıyorlar. Süreç içerisinde oluşturdukları hayran kitlesi sayesinde, yarattıkları hikayeler insanların ilgisini çekmeye başlıyor ve onları şu an bulundukları konuma yani bir Amazon Prime dizisinin yapımcıları konumuna getiriyor. Arkadaşlarınızla kendi aranızda bir oyun oynadığınızı, bir evren yarattığınızı ve bu sizin zihninizde şekillenen evrenin dünyanın farklı yerlerinden insanlar tarafından merakla izlendiğini hayal edin. Bir oyun oynamak ile başlayan serüveninizin mesleğiniz haline geldiğini ve hayatta yapmayı en çok sevdiğiniz şeyden para kazandığınızı düşünün. Harika olmaz mıydı?

Sıfırdan Bir Evren İnşa Etmek ve DnD

DnD ya da uzun ismiyle Dungeons and Dragons en temelde bir masaüstü rol yapma oyunu, bir rol yapma oyunu sistemi. Daha çok “fantastik orta çağ” konseptli oyunlar için tasarlanmış bir sistem, bir kurallar bütünü, bir çeşit el kitabı. Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi gibi ünlü eserlerin yaratıcısı olan Tolkien’in yarattığı mitolojiyle iç içe; elflerin, cücelerin, orkların cirit attığı; şövalyeler, büyücüler, krallıklar, ejderhalar arasında serüvene atıldığınız bir sistem. Sistemin ana teması bu olsa da başka dünyalar yaratmanız, sistemi uyarlamanız mümkün. El kitaplarını bir çeşit çıkış noktası olarak kullanarak kendi yaratıcılığınızla harika dünyalar oluşturabiliyorsunuz.

Bence oyunun sağladığı en güzel fayda oyun yöneticisine ve oyuncularına sonsuz bir yaratıcılık imkanı tanıması. Karakterlerinize istediğiniz şekilde backstoryler yazabiliyor, istediğiniz özelliklere sahip canlılar oluşturabiliyorsunuz. Tabii karakter seviyeleri, zar atma süreçleri gibi konulara dair birçok teknik detay da bulunuyor ancak bugün o kadar da fazla teknik detaydan bahsedip sizleri boğmayacağım. Yaratıcılığa değer veren ve sürekli yeni fikirler üretmek için çabalayan bir insan olarak DnD oynamanın zihnimi daha diri tuttuğunu ve beni karakter yaratma, dünya inşa etme yönünde çok fazla geliştirdiğini söyleyebilirim.

The Legend of Vox Machina da yazımın başında değindiğim üzere bir DnD oyununun uyarlaması, oyunda profesyonelleşmiş insanlar tarafından yaratılmış harika bir dünyanın animasyona dönüştürülmüş bir hali. Peki bu dünya neden bu kadar harika ve diziyi neden paragraflarca övüyorum?

Dizinin Başarıları ve Hissettirdikleri

Temelinde bir DnD hikayesi olan The Legend of Vox Machina bunu izleyicinin gözüne sokmadan yansıtmakta gerçekten çok iyi. Dizi DnD’den bihaber olan insanların da izlediğinde çok keyif alabileceği bir macera sunuyor.

Hikaye yedi ana karakterin çevresinde gelişiyor ve karakterlerin tamamı birbirinden çok daha farklı kişilik özelliklerine, çok daha farklı yaşamlara sahipler. Birbirlerine uyum sağlamaya çalışsalar da zaman zaman bocalıyor, zaman zaman kendi karakterlerinden taviz vermek durumunda kalıyorlar. Kendilerini Vox Machina olarak isimlendiren ekibimiz dizinin başında yıkık dökük bir durumdayken zamanla daha iyiye gidiyor ve kendilerinden beklemedikleri seviyede performanslar sergiliyorlar. Evreni kurtarmak için büyücülerle de uğraşıyorlar, cehenneme ziyarette de bulunuyorlar.

Yedi karakterimizin isimleri; Vex’ahlia, Vax’ildan, Keyleth, Percival, Pike, Scanlan ve Grog. Vex’ahlia ve Vax’ildan ikiz kardeşler. Tüm ana karakterler fiziksel olarak güçlü olabilseler ve savaş alanlarında çok iyi işler çıkarabilseler de en büyük zayıflıklarını duygusal yönleri oluşturuyor. Birbirlerine karşı hissettikleri duygulardan emin olma ve bu duyguları yansıtma aşamalarında zorluklar çekiyorlar. Aynı zamanda her birinin hayatlarında onlar için büyük dönüm noktaları olan travmalar bulunuyor ve bölümler ilerledikçe bu dönüm noktalarını görebiliyor, karakterlerle kurduğumuz bağları derinleştirebiliyoruz. Kompleksli yönlerinden arındıkça daha da güçlü konumlara gelmelerine ve yeteneklerini artırmalarına şahit olabiliyoruz.

Dizi içerisindeki tüm olaylar normalde gerçekleşmediğini, gerçekleşemeyeceğini bildiğimiz durumları yansıtsa da hikaye o kadar detaylı tasarlanmış ki yarattıkları dünya bizi içine çekiyor ve karakterlerin her duygusunu hissedebiliyoruz. Onlarla heyecanlanıyor, onlarla korkuyor, onlarla seviniyoruz. Karakterlerin bu kadar derin bireysel hikayelere sahip oluyor olması bence büyük oranda bir DnD oyununun uyarlaması olmasıyla ilgili. Her karakterin üzerine uzun uzun düşünüldüğünü ve farklı insanların yaratıcılıklarının ürünleri olduklarını anlayabiliyorsunuz. Normalde bir dizinin oluşum sürecinde tek bir karakter üzerine düşünülmek için bu kadar mesai harcanmadığından Vox Machina, karakterlerin sahip oldukları derinlikler ile kendini öne çıkarmayı başarıyor.

Dizi dediğim gibi DnD’den bihaber insanlara keyif vermeyi başarmasının yanında DnD ilgililerine de ekstra bir mutluluk sağlıyor. Birçok sahnede “Aa oyuncu muhtemelen şu an zarda düşük attı.” veya “Aa bunun karakterini şu şu şekilde oluşturmuşlardır.” diye düşünebiliyor ve oyunun dinamiklerini de hissedebiliyorsunuz.

Dizinin harika yaptığı şeyleri özetlemek gerekirse; her detayının ince düşünülmüş olmasının ve günümüzde birçok içerikte göremediğimiz derin hikayeleri izleyiciye çok güzel bir şekilde aktarmasının onu öne çıkardığını söyleyebilirim.

Verdiği İlham ve Hissettirdiği Umut

Son olarak dizinin bende uyandırdığı bir umuttan bahsetmek istiyorum. Konusundan ve dizi eleştirisinden uzak olsa da bence hepimize düşündürebileceği güzel bir arka plan barındırıyor.

Birçoğumuz hobilerimizle, hayatta yapmayı zevk aldığımız şeylerle para kazanma yöntemlerimizi birleştiremiyoruz. Bunu yapabileceğimize dair de çok umutlu olamıyoruz. Şahsen ben defterime karaladığım karakter çizimlerinin, karakter hikayelerinin bana somut bir katkı sağlayacağına dair bir umut besleyemiyorum. Somut bir çıktısının olmaması bizi iyi hissetmemizi sağlayan, ruhsal bir tatmin aracı olan üretim süreçlerinden uzaklaştırabiliyor. Hayat yoğunluğu arasında yapmak zorunda olduğumuz sıkıcı işler yüzünden bir şeyler yazmaya, çizmeye vakit ayıramıyoruz. Zamanla hobilerimizden tamamen uzaklaşıyor ve sıkıcı hayatların içerisinde yok oluyoruz. Birçok insan potansiyeline ulaşamıyor aslında.

Dizinin yaratıcılarının en başta bunu sadece kendi aralarında bir oyun olarak kurgulayan bir arkadaş ekibi olması bana kendi üretim süreçlerime dair bir umut ışığı oldu. Onlar da dümdüz bir arkadaş grubu olarak işin buralara gelebileceğini tahmin etmeden kendi aralarında eğleniyor, sevdikleri bir şeyi hobi olarak yapıyorlardı. Yaratıcılıkları insanlar tarafından ilgi toplamalarını ve hikayelerinin sevilmesini sağladı. Siz veya herhangi birisi neden evinde çizdiği karakterleri insanlara sevdirmeyi başaramasın veya hobisini bir gelir elde etme aracına dönüştüremesin? Yaratıcılıklarıyla öne çıkan insanları hep bu yüzden takdir etmişimdir, umarım kendi halinde yazan/ çizen bir insansanız bu süreçlerden hiçbir zaman vazgeçmezsiniz. Belli mi olur efendim belki ileride sizlerin de zihninde gece uyumadan düşündüğü bir fikir bir dizi senaryosuna dönüştürülebilir…

 



Paylaşmak Güzeldir: