Konuk Yazar: Beyzanur Öksüz
“Sıfırın kalbiyle dünyayı hissedin.”
Teniste bugün kullandığımız ‘love’ yani ‘sıfır’ aslında fonetik olarak benzerlik gösterdiği fransızca ‘l’oeuf’ kelimesinden gelmektedir. ‘L’oeuf’ ise basitçe ‘yumurta’ anlamına gelmektedir. Yumurtanın şekil itibariyle 0’a benzemesi ‘love’ teriminin Fransızlar tarafından ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Herhangi bir puan değeri olmayan set sayısı eşittir ‘love’.
Naomi Osaka, henüz üç yaşındayken tenis oynamaya başlamış ve günümüze kadar başarılı bir tenis kariyeri inşa etmiş önemli kadın sporculardan biridir. Ailesinin Japonya’dan Amerika’ya taşınması ile başlayan macerasında tenis oynama yeteneklerini geliştirmeyi asla bırakmayarak şu anda sahip olduğu başarılara ulaşmıştır. Bazı sporcuların dünyadaki ilkleri başardıklarını biliriz, Naomi Osaka da tam olarak öyle. Japon tenisçi 2019 yılında WTA’da dünya sıralamasında birinciliğe ulaşabilmiş ilk Asyalı oyuncudur ve aynı zamanda Grand Slam teklerde şampiyonluk kazanabilmiş ilk Japon tenis oyuncusudur.
27 yaşındaki tenisçinin serüveninde başarıların yanı sıra tüm sporcular ve spor dünyası için değerli olan ‘’ara verme deneyimi’’ yatmaktadır. Osaka’nın atalarından referans alacak olursak ise “ゼロの心で世界を感じる“ yani ‘ Sıfırın kalbiyle dünyayı hissetmek’ gerektiğidir.
Tıpkı teniste olduğu gibi ‘ 0 ‘ sayısının bir şey ifade etmediğini düşünsek de Japonlar için sıfırın manevi anlamı farklıdır. Zen Budizm’inde temsil ettiği ‘şu an’ ve ‘boşluk’ kavramları aslında kişiye dünyayı saf ve temiz bir bakış açısıyla görmesi gerektiğini hatırlatır. Japon halkı için sıfır, yeni başlangıçları da temsil eder.
Spor ve aşkın da bazen araya ihtiyacı olduğunu tüm spor dünyasına kanıtlayan Naomi, 2021 yılında Fransa Açık Turnuvasında mental sağlığını korumak için basın toplantılarına katılmayacağını belirtmişti. Depresyonu ve medyanın baskısını yoğunca yaşaması sebebiyle kazandığı maçların bile ona mutluluk getirmediğini ifade etmişti.
Katılım göstermeme kararı nedeniyle organizasyon tarafından on beş bin dolar para cezasına çarptırıldı ve ardından Roland Garros’tan resmi olarak çekildiğini açıkladı. İlerleyen tarihlerde ise Wimbledon Turnuvası’ndan da çekilme kararı almıştı.
Tokyo Olimpiyatlarına kadar verdiği aradan sonra Japonya’yı temsil eden sporcu ne yazık ki erken elenerek kortlara veda etmişti. Time Dergisi’nin kapağında o yıl ‘İyi Olmamanda Bir Sorun Yok’ başlığı ile hikayesini özel röportajları ile paylaştı. Osaka, ilk olimpiyat deneyiminde yaşadığı mental sağlık sorunlarının sporcular üzerindeki etkisinin global bir sesi oldu adeta.
Basın konferanslarının zorlayıcı etkisinin kendisini ne kadar zorladığını ve bu etkinin hafifletilmesi gerektiğinin altını çizdi. Sporcuların da insan olduğunu vurgularken, basın konferanslarındaki katılımlarının araştırma altına alınmasına karşı ciddi bir duruş sergiledi. 7 Yıl boyunca devam ettirdiği tur sürecinde yalnızca bir konferansı iptal ettiğini ve bu kararı sadece mental sağlını korumak amacıyla yaptığını açıkladı. Toplumun ve medyanın eleştirileri altında sporcu olmanın, başarı kazanmanın mutluluk getirmediğini belirten Japon tenisçi, kapalı kapıların ardında hepimizin savaştığı, zorlandığı sorunların olabileceğini büyük bir olgunlukla dile getirerek hikayesini TIME Dergisi ile paylaştı.
Süreç boyunca sporcunun yanında olanlar yalnızca ailesi değildi. Osaka, ailesi ve arkadaşları dışında tüm kalbiyle müteşekkir olduğu birçok önemli ismin kendisine destek mesajları gönderdiğini açıklamıştı.
‘’Michelle Obama, Michael Phelps, Steph Curry, Novak Djokovic, Meghan Markle, birkaç isim vermek gerekirse. Ayrıca, tüm ortaklarıma sonsuza dek minnet doluyum.
Kendisini içedönük bir kişilik olarak tanımlayan Naomi, sporcu mental sağlığı hakkında hak savunucusu olarak konuştuğunda yoğun bir endişeye sahip olduğunu belirtmişti ama yine de pes etmeyerek tünelin sonunda her zaman ışık olduğunu ve bu konuda konuşmanın, yardım edecek kişileri bulmanın mümkün olduğunu söylemişti.
‘Michael Phelps bana durumumu konuşmanın bir hayat kurtarabileceğini söylemişti. Eğer bu doğruysa, o zaman her şeye değmiş demektir.’ (Time,2021)
2023 Ocak ayında hamileliğini duyuran Osaka, temmuz ayında ilk çocuğunu dünyaya getirdi, annelik arasından sonra da geçtiğimiz 2024 Avustralya Açık için kortlara geri dönerek sevenlerini bu bekleyişten kurtarmıştı.
Günün sonunda Naomi Osaka bizlere sevdiğimiz ve aşkla bağlı olduğumuz her şeye bazen ‘ara vermemiz’ gerektiğini, yeniden sevebilmek için sıfırda durup düşünmenin önemini hatırlatırken sporcular için de çok değerli bir konunun temsilcisi olmayı başarmıştır.
Bir başka deyişle love eşittir sıfır ; sıfır eşittir yeni başlangıçlar…
Kaynaklar:
https://time.com/6077128/naomi-osaka-essay-tokyo-olympics/
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-58447175
https://tenniscompanion.org/love-in-tennis/