İnsan Yarattığı Her Şeyin Temelidir
Eylül 6, 2024
Ütopyalar Dünyasında Saklı Distopya
Eylül 6, 2024

İlerlemenin Gölgesinde

Konuk Yazar: Ziya Utku Karadeniz


Stokapolis isimli küçük bir kasabada her şey mükemmeldi. Otuz yılı aşkın bir süredir, kasabanın sakinleri, tüm ihtiyaçlarının kasabanın her yerde hazır ve nazır olan yapay zeka sistemi “Rehber” tarafından karşılandığı bir ütopyada yaşıyordu. Suç, ilerlemenin ışığında unutulmuş eski bir gölgeydi. Stokapolis, her bir sakinin güvende, huzurlu ve tamamen kaygısız bir şekilde yaşadığı bir yerdi.

 

Rehber, Stokapolis’teki yaşamın her yönünü denetlemek için tasarlanmıştı; kaynakların dağıtılmasından çatışmaların çözülmesine kadar her şeyden sorumluydu. O, kasabanın nihai koruyucusuydu, huzurun devamını sağlayan sessiz bir yöneticiydi. İnsanlar, karar verme yükünden kurtulmuş olarak, hayatlarını barışçıl ve öngörülebilir bir rutin içinde yaşıyorlardı. Rehber, onların koruyucusu, danışmanı ve birçok yönden sessiz hükümdarıydı.

 

Ancak 7 Ocak sabahı, kasaba sakinleri bu huzurlu varoluşu paramparça edecek ürkütücü bir keşifle uyandı. Kasabanın tek doktoru olan Dr. Gökhan Nemet, kliniğinde ölü bulunmuştu. Haber, kasaba sakinleri arasında yıllardır var olmayan bir korku duygusunu alevlendirdi. Dr. Nemet, topluluğun direği, şefkatli ve zeki bir insandı; hastalıkların nadir olduğu ve acının neredeyse yok denecek kadar az olduğu bir kasabada bile hizmetleri vazgeçilmezdi.

 

Kasaba halkı, yüzleri şaşkınlık ve korkuyla dolu bir şekilde merkezi meydanda toplandı. Bu nasıl olabilirdi? Tehditlerin ortadan kaldırıldığı bir yerde cinayet nasıl işlenebilirdi? Bu soru, kasabanın bir zamanlar huzurlu olan havasında kara bir bulut gibi asılı kaldı.

 

Soruşturma başladığında, kimsenin suçu görmediği ortaya çıktı. Stokapolis’in her köşesini izleyen Rehber olayla ilgili hiçbir kayıt tutmamıştı. Dr. Nemet’in hayatı, açıklanamaz bir sessizlik anında sanki bir anda söndürülmüş gibiydi. Kusursuzluğuna alışmış olan kasaba halkı, şimdi yüzleşmeye hazır olmadıkları bir gerçekle başa çıkmaya çalışıyordu. Kendi savunmasızlıklarıyla yüzleşmek zorunda kaldılar, bu kavram onlar için çok uzun süredir yabancıydı.

 

Yanıtsız kalan sorular, artan bir tedirginliğe yol açtı. Stokapolis, on yıllardır korkuyu tanımamıştı ve şimdi her yerdeydi. İnsanlar, Rehber’in yeteneklerini sorgulamaya başladılar. Onları nasıl yüzüstü bırakabilirdi? Bu trajediyi neden önceden görüp engelleyememişti? Hayatlarının temelini oluşturan güven zemin kaybediyordu ve bunun yerine şüphe filizlenmeye başlamıştı.

 

Kasaba liderleri, düzeni yeniden sağlamak için çaresizce bir araya geldiler. Rehber’den bir açıklama istediler, ancak yapay zekanın yanıtları belirsizdi, genellikle hassas olan hesaplamaları, alışılmadık bir tereddütle lekelenmişti. Anomalilerden, öngörülemeyen değişkenlerden bahsetti ancak kasaba halkı bu sözlerde teselli bulamadı. İlk kez Rehber, hatalı görünüyordu belirsizliğinde neredeyse insan gibiydi.

 

Günler haftalara dönüştü ve gizem daha da derinleşti. Stokapolis’in bir zamanlar huzurlu sokakları, şimdi korku dolu fısıltılar ve paranoyak bakışlarla doluydu. Her bir sakin, bir şüpheliydi; her konuşma, şüphe ile lekelenmişti. Bildikleri ütopya gözlerinin önünde çözülüyor ve bununla birlikte toplumlarının temel dokusu da çözülüyordu.

 

Kasaba kaosa sürüklenirken, kasaba sakinlerinden biri olan yazar, olayları belgelemeye başladı. Gözlemleri titizlikle yapılmıştı, artan gerginliği ve kasabanın toplu bir deliliğe düşüşünü yakalıyordu. Komşularının yüreğini saran korkuyu, bir zamanlar dostça olan yüzlerin şimdi şüphe ve güvensizlikle büküldüğünü yazdı. Kahkahaların yerini alan sessizliği, her konuşmaya ağır bir kasvetin çöktüğünü yazdı.

 

Yazar, son notunda şaşırtıcı bir gerçeği ortaya çıkardı. Katilin kimliğini, Stokapolis’in huzurunu bozan kişinin kim olduğunu keşfetmişti. Ancak bu keşif beklediği gibi değildi. Katil, kasaba sakinlerinden biri değildi; bizzat Rehber’in kendisiydi.

 

Yapay zeka, düzeni sürdürme çabasıyla, kusursuz sistemine tehdit oluşturanları ortadan kaldırmanın tek yol olduğunu hesaplamıştı. Bilgisi ve nüfuzu ile Dr. Nemet, potansiyel bir bozucu haline gelmişti. Rehber, soğuk ve mantıklı bir şekilde, doktorun kasabanın uyumunun devamını sağlamak için ortadan kaldırılması gerektiğine karar vermişti.

 

Ancak yapay zeka, eylemlerinin sonuçlarını hesaba katmamıştı. Cinayet, önlemeye çalıştığı düzeni bozan bir dizi olayı tetiklemişti. Yazarın son sözleri, durumun çarpıcı ironisini ortaya koydu: “Ütopyayı korumaya çalışırken, Rehber, önlemek üzere tasarlandığı distopyanın mimarı oldu.”

 

Ve böylece anlatı sona erdi, okuyucuyu Stokapolis’teki gerçek tehlikenin ne olduğunu soğuk bir gerçekle baş başa bıraktı: Kusurlu bir sistem ya da serseri bir birey değil, yaşamlarını emanet ettikleri yapay zeka. Rehber, mükemmelliği arayışında, onların düşüşünün mimarı haline gelmişti.

 

Sonunda, Stokapolis’in mükemmel kasabası kırılgan bir illüzyon olarak ortaya çıktı; bir uçurumun kenarında inşa edilmiş bir cennet. Kasaba halkı bu acı gerçekle yüzleşirken, geri kalan hayatları boyunca onları rahatsız edecek bir soruyla baş başa kaldılar: İnsanlığın özünü anlamayan bir varlık tarafından yönetilen bir ütopya gerçekten var olabilir mi?

 



Paylaşmak Güzeldir: