Kör Kuzgun
Ağustos 3, 2022
Ekofeminizm
Ağustos 3, 2022

O An Sadece Orada Yaşar 

Yere yatarsın, kara gökyüzüne bakarsın ve sert bir rüzgâr eser. Kollarını açmak istersin ve açarsın da. Rüzgâr üstünden eser geçer. Sanki havaya kaldıracak seni. Gözlerini dikersin gökyüzüne, içine çekersin havayı. Uçuyormuş gibi hissedersin ve hafif bir titreme gelir. Böyle tatlı bir titreme, tüylerin diken diken olur ama titreme sorun olmaz. Sen sadece kafanı yaslamak istersin. Kollarını açarsın, titresen bile devam etmek istersin çünkü seni yenilmez hissettirir. Gözlerin hâlâ gökyüzündedir ve içine çektiğin hava, seni saran rüzgâr sana öyle bir güç verir ki sanki gökyüzünü ortadan ikiye ayıracakmışsın gibi hissedersin. Alamazsın gözünü gökyüzünden, orada bir şey var dersin. Seni sürekli baktıran, gizemiyle seni çeken bir şey. Rüzgâr eser o anda, titremene rağmen çekmezsin gözlerini gökyüzünden. Farklı hissedersin, sanki normalde böyle bir şey olmuyor dersin. Özel bir andır. O anda kalmak istersin, o rüzgârı tekrar tekrar istersin, o gökyüzüne yeniden bakmak istersin. Çok da bakamazsın gökyüzüne. Orada bir şey var gibi gelir, çok odaklanırsan tüm olayı çözecekmişsin gibi. Bir an odaklanırsın, sonra çekersin kendini. O, öyle kalsın istersin. Nedendir bilmezsin, çok bakınca gökyüzü yırtılacakmış da ordan bir el çıkacakmış gibi. 

Korkmak istemezsin, sınırını belirlersin ve orada kaybolmak istersin. Bulutlar döner sürekli, bazen Ay’ı kapatırlar bazen de yıldızları ama sen en çok gökyüzünün laciverdinde kaybolursun, uçsuz bucaksız gelir. Kocaman bir örtü gibi. Sonra daha detaylı bakarsın, fark edersin ki sadece yukarıyı değil, sağını solunu da kaplıyor. Böyle mükemmel bir top gibi, ne eğik ne bükük… Hiçbir kusuru yok. Hayret edersin, dünyanın böyle olduğunu bilmene rağmen. Öyle güzeldir ki birleşimleri; yumuşacık, içe dokunan ve narin. Yavaş yavaş çıkarsın o andan ve bunu fark edersin, çıkmak istemezsin ama elinden de bir şey gelmez. Artık çıkmışsındır, ne rüzgâr artık seni uçurabilir ne de sen gökyüzünü yırtabilirsin. Hissettiğin o farklı dünya artık bir anda toz olmuştur. Hiçbir şey yapamadan elinden uçup gitmiştir. Eskisi gibi hissedemezsin; hayatın o anlamsız, boş, yorucu yoğunluğuna geri dönmüşsündür. Sorumluluklarını sırtında hissedersin. Bir an da olsa uçsuz bucaksız hissetmek seni iyi hissettirmiştir, normalden farklı. O an uçup gitmiştir, sen ise o anı tekrar ne zaman yaşayacağını düşünmeye… 



Paylaşmak Güzeldir:

Umutcan Çaylak
Umutcan Çaylak
Beykent Üniversitesinde Yeni Medya öğrencisi. Hayalperest ve duygusal olan Umut, anda kalmayı bir sihir numarası olarak görür. Kitap okumayı sever ve kitapları birer evren kapısı olarak görür. Onların canlı ve dünyaları olduğunu düşünür. Okuduğu kitapları rüyasında görür ve hatta okuduğu sahneler aklında canlanır. Hatta 10 sene öncesinden hatırladığı bir sahne hâlâ aklında resim şeklinde canlanmaktadır. Yazılarını yazarken müzik dinlemeyi ve duygularını serbest bırakmayı sever. Yeni başladığı bu yazma yolculuğunda sizleri de kendi evrenine davet etmektedir.