ŞEHİRLERARASI SEYAHAT
Tekerleri hırıldar otobüsün
Gecenin içinde kaybolur büsbütün
Titrek kahveler biter
Açık camına rağmen kokar tütün
Uykusuzluk bastırır şakaklara
Kaşlar çatılır, kirpikler alçalır
İşte öyle bir dört tekerli kafeste
Hangi zihin aşmaz ki sınırları
Hangi seyir tuhaflaşmaz ki gözlere
Çalılara saklanır tuhaf gölgeler
Perde dikişleri ise solucanlara döner
İç geçirişlerin rüzgarında
Bir deli gemi seyahat eder
OLTA İĞNESİ
Yüreğimizi atıp çıkabilseydik şu kapıdan
En günahkârlar olmayı göze alarak
Ama bu imkânsız çünkü yürek sahibi kimse asla atamaz yüreğini
Kaybetmesi gerek yavaşça ve sessizce insanlığını
Ancak o zaman unutabilir gözlerin ışıltısını
Güneşin sevgisini, yerin durgunluğunu
Ancak o zaman büyütebilir içindeki cesareti
Gözlerini kapamak ve sırtını dönebilmek için
Yürek
Bir olta iğnesi gibi
Ağzını geçirmiş hiçbir varlığı
Çenesini yırtmadan bırakmayan
Seni de göğsünü yarmadan bırakmayacak