Büyümenin Fısıltısı
Şubat 3, 2022
Zıtlıklar Vaadi
Şubat 3, 2022

Kırılgan

 

“Kırılgan bir çocuğum ben

Yüreğim cam kırığı

Bütün duygulardan önce

Öğrendim ayrılığı

Saldırgan diyorlar bana

Oysa kırılganım ben

Gözyaşlarım mücevher

Saklıyorum herkesten

Ürküyorlar gözümdeki ateşten

Ürküyorlar dilimdeki zehirden

Ürküyorlar o dur durak bilmeyen

Gözükara cesaretimden

Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum,

Bir yanı çılgın dağ doruğu.

Oysa böyle yapmasam ben

Nasıl korurum içimdeki çocuğu?

Bir yanım çılgın nar ağacı

Bir yanım buz sarayı.”

Şair: Murathan Mungan

Kendimizi tanıtmak mı daha zordur yoksa kendimizi tanımak mı? Karakterimiz dışarıya yansıttığımızdan daha karmaşık bir hâldeyken çevremizdekiler nasıl bizi sıfatlarla nitelendirebiliyorlar? Ya da bunları yapabilmelerine biz mi olanak tanıyoruz? “Saldırgan diyorlar bana / Oysa kırılganım ben” diyen Murathan Mungan gibi hissediyorum ben de, sanki kendimi doğru tanıtmışım ama insanlar ısrarla yanlış tanımlamaya çalışıyorlar gibi, ya da kendimi olmak istediğim sıfatlarla çizmişim de etrafımdakilerin aklından o imaj silinmiyor gibi. O kadar net çizgiler mi kullanmış Mungan da ve bu nedenle mi korkutucu olmuş içindeki küçük çocuğa rağmen? Yoksa inanmak mı istememişler onun sözlerinin, içindeki çocuğa rağmen, dışarıya çıkabileceğine? Bu yüzden sert bir imaj giydirmişler, belki de görmezden gelmişler içindekileri. 

Kendini korumak için bambaşka bir kimliğe bürünen insanlar da var tabii, ama cesaretin taklit edilebilecek bir özellik olduğunu düşünmüyorum. Sanırım o, dışarıdan öyle durabilecek bir özellik olmak için fazla iddialı. Ama kim bilir, belki o da kendimizi korumak için yarattığımız iki kutuplu kişiliğin bir parçasıdır…

Her Murathan Mungan’ı okuyuşumda, yazdıklarını çok derinden hissediyor, bir cevap verme ve bir yaratı ortaya koyma isteğiyle doluyorum. “Kırılgan” şiirinden etkilenerek yazdığım şiir ise aşağıda.

 

*Jehan Barbur tarafından söylenen ve 2020 Model : Murathan Mungan albümünde yer alan “Kırılgan” adlı şarkıyı dinlemek için: 

ce6ab46ba

 

Gözümdeki ateşten ben de korkuyorum

Belki de o yüzden onlar da korkuyorlardır

Belki de beni hiç tanıyamamışlardır

Tanır gibi yapıp

Yanıma yaklaşmışlardır

Belki de ben tanınmak istememişimdir  

Hep bir bilinmeze özenmiş

Hep şartlara bağlı var olmuşumdur

Hep canım yandığında

Ben de can acıtmış  

Her üzüldüğümde  

Ben de üzmüşümdür  

Birinin gelmesini bekler mi insan

Ve sonra geldiğinde korkar mı

Alıştığında tanınmaya izin verip

Belki de kucaklar

Bir ihtimal ben de denemişimdir

Onun hayatında onun istediği gibi var olmayı

Ve bunu sevmişimdir

O her üzüldüğünde

Ben de üzülmüşümdür

Ve o beni, benim kendimi gördüğüm gibi gördüğünde

Kaçmışımdır

Çünkü benim var olmam hep bir şarta bağlı olmuştur

Ve aramızdaki ilişkinin tek şartı

İkimizin de kendimiz olması olmuştur

 

O kadar korkmuşumdur ki onun beni farklı görmemesinden

Herkese benzetip

Öncekiler gibi bırakma ihtimalinden

Vazgeçmişimdir  

Uzaklaşmışımdır

Sonra da kaçmayı kendime yakıştıramamış

Tekrar yanına yaklaşmışımdır

 

Kendini anlayacak birini bulabilir mi gerçekten insan

Korkmadan anlatabilir mi kendini

Anlatsa dinlenir mi peki

Veya vazgeçtiklerine dönmek için ikinci şansı hak eder mi?

Dönerse eğer

İstediğini bulabilir mi?

 

Ben hep şartlara bağlıydım

Belki de bu yüzden hiç anlaşılamadım

Sorularım yanıtsız kaldı

Kendime konuşmaktan yoruldum

Kendi ateşimden korktum

Bir ihtimal

Belki tanıyamamışımdır ben de kendimi



Paylaşmak Güzeldir:

Nursu Sofugil
Nursu Sofugil
Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü son sınıf öğrencisi. Çevresindeki insanların enerjisiyle mutlu olup sürekli daha farklı deneyimlerin içinde bulunmak için kendisini teşvik eden biri. Bunlarla beraber kendisini fazla meraklı olarak görüyor ve sorular sorarak düşünmeyi çok seviyor. Yazma eyleminin insanı iyileştirip kendiyle yüzleştirdiğini ve bu yüzden yazdığını belirtiyor.