Nara benzetiyorum hayatı. Çok mu çok zor geliyor soyması bazen, içinden tatlı nar taneleri mi çıkacak acı mı? Kestiremiyorum, risk alıyorum. Risk alman gerekiyor içindekini görmek için. Yavaş yavaş soyman gerek, hızlı soyarsan üstün başın, yüzün gözün her yerin kıpkırmızı oluyor. Aceleciliğin sonu tatminsizlik. Beklentiye giriyorsun narı soydukça, bazı nar tanelerini çok sağlamca çıkarabiliyorsun kabuğundan ama bazıları ezik büzük, bazıları olmamış bile. Avucum kadar nar ama her nar tanesi de lezzetli değil, kaç tane nar tanesi var? İçinden çıkan 4-5 tane nar tanesi acıysa bu nar kötü mü?
Sabırlı olmayı öğrenmek ne kadar da zor? Hele de bir narı soymak isterken? Narı soyarken bolca düşünüyorum, ne kadar da yavaş geçiyormuş bazen zaman? Ben mi çok alıştım koşuşturmaya? Narı soyduğum 5 dakika bile 100 yıl gibi geldi, hatırladım neden az nar yediğimi: Zahmetli çünkü.
Bu denli uğraştıran, zahmetli neler var hayatımda? Sonunda uğraşmama değiyor mu? Zorluğun sonunda aldığım keyif zahmetimin karşılığı mı? Narın tadı nasıl, soyduğuma değdi mi? O zahmete girmezsem nereden bileceğim değip değmeyeceğini?
Nar gibi hayatımız: Çok zahmetli, çok riskli, çabalayıp karşılığını alamayabiliriz, bazen büsbütün çürük de çıkabilir uğraştığımız iş, acele edersek genellikle elimize yüzümüze bulaşır, sabırlı olursak daha düzgün taneler edinebiliriz eziklerin yerine, iyi gitmeyen 3-4 olay kötü mü yapar hayatımızı, denemezsek asla bilemeyiz ama nasıl bir hayat bekliyor bizi?