Aynaya toprak
Temizlenmemiş henüz avlusu, avare
gezintisi. Ardında bırakmadan
kaygı ati. Kesilmeden sütten tattığı ilk
barut kokusuna düşkünlüğü. Tepesi
sınırlandırılmış duvarlar içinde
özgürlüğü.
Aynaya damla
Sırtı örülü çuha, çiçekleri
sonra öğrendi. Kandığı ilk oyuncağı
boynunda. Asılı kalma isteği
söylenmemiş yalanlarla. Çağın ötesinde
endişesi. Gereklilikleri ile doğduğunu,
zorunlu öğretileri.
Aynaya beden
Son dehliz umudu dünya, henüz
üflendi adı. Kırılgan daveti ile karşısında
erdenliği. Övünülür çevrelerce, metaların özgürlüğü
sıkışmamıştır maneviyatına. Gürültülü bakışlarını
savunan yalnız cunta. Sokak hazırlığı
kaçışına.
Aynaya kahkaha
Gediklilerin sorgulamasında, ademiyet niçin
geri kalmakta? Gezenti görüntüsü içinde
arayışı gizi. Reddi mümkün fakat yaşamış
olmak içindir. Kusursuz kılmaya uzak
alnında kutlanmış kaderi.
Aynaya can
Avlusundaki kiri meşru gösteriyor yüzü.
Uzaklaşma çabasında, uzunluğun tarifi
zorunlu lakin kuşlarla dostluğu koşmuyor yardımına. Fersahlar
işlenmiş kuta. Göçebe kalmadan
hayatına, katlini görmekten korkuyor
ayaklar altında.
Aynaya ruh
Soluğundan eğreti hikayeler, kül olmadan
hafifliğinde toprağın yaşama çabası. Bu kez
genelgeler kadar genel değil günahlar
Zamana hayranlığı ve yalnızca
eklenen günahlarına
birkaç gram.
Aynaya ırak
Doğrulmadan, dağıtmadan, koparmadan
adımladı. Dağıldı pirin sözü, kulaklarında ömrünce
duymadığı. Çuhasında delikler, izni verilmeden
doğumu. Süt kesik, adı çirkin, sesler
dağınık. Yüzünde gördüğü
eflak.