Pekâlâ bugün öncelikle depresif metal parçalardan oluşan bir playlist oluşturmaya çalıştım. Beceremedim. Metallica tarihçesini yazdım özet haliyle. Hoşuma gitmedi. Sildim. Bugün zerre yaratıcı değilim. Galiba midem ağrımadığı için. Doğrusu ders çalışmak istiyorum ama Furkan’a bu ay yazı atacağıma söz verdim. Dün 200 soru çözdüm. Şu an saat 16.34 ve daha 1 tane bile çözmedim. Onun yerine “The Matrix” izledim, Megadeth dinleyip air drumming falan yaptım. Anlayacağınız bugün çok verimsizim. Ben de buraya biraz boş bir şeyler yazmak istedim. Gerçi her ay öyle yapıyorum ama konumuzla bir alakası yok. XYZ Kampı falan oldu. Güzeldi, eğlendim, biraz uykusuz kaldım. İnsanların yüzlerindeki tebessümlerin bana yaşattığı küçük orgazmları size açıklayamam. Herkes evine dönerken ismini bile bilmediğim insanların bana sarılıp teşekkür etmeleri… İsminizi bilmediğim için beni affedin ama sizi seviyorum. Kamptan sonra güzel bir şeyler yaşadım ve bunun sonucunda kendime çeki düzen verme kararı aldım. Ders çalışma benzeri değil, iyi bir insan olacağım. İyi ve düzgün biri olma saçmalığını bir süredir zırvalıyorum ama bu sefer ciddiyim. Bu konuda da bir şeyler yazacağım ama gelecek ay falan yazarım, henüz alışamadım, kendime yabancı şeyler yaşıyorum. Aslında çok güzel yazı fikirlerim var ve anlamsız bir şekilde beğenilen şu kendi b*ktan üslubumla yazacağım ama şu sıralar kendi kendime yabancılaşma yaşıyorum. Veya kendimi tanıyorumdur emin değilim. Klasik bir ergenim işte. Kafam çok karışık; sağlıklı ve sağlıksız çok fazla düşüncem var ve yalnız değilim. Hepiniz benzer şeylerden muzdaripsiniz. Aslında bu yazıyı düşüncelerimi toparlamak için yazıyordum, ama 237 kelime oldu ve her zamanki gibi silmeye kuvvetim yok. Çok dağınık ve karışık bir yazı oldu ama gerçekten şu an zihnim bu halde ve bu da benim sanatım. Belki gelecek ay yine böyle saçmalarım, belki düzgün bir hikâye yazarım. Belki faydalı bir şeyler yazarım. Aman… Ben gidip makarna yiyeceğim.