Yazılarımı düzenli takip eden okuyucularım bilirler ben öyküleme yapmadan yazı yazmam. Bu sefer bunu yapmayacağım çünkü anlatacaklarım zaten öykü tadında. Dışardan bakan bir göz için oldukça öyküsel, gerçekten pay alsa da çoğu hayal, gibi durabilir ama gerçek öylesine gerçek ki…
Ben insanlara anlatmayı severim ama kendimi değil. İnsanlara insanları insanca anlatmayı severim böyle içlerinde bir yerlerine dokunurcasına. Bu sefer de sizlere ailemi anlatacağım kendi seçtiğim ailelerimden biri olanı.
Biz çok güzel bir şey yaptık. Bir fikri ebedileştirdik. Bir anneye unutamayacağı anlar yaşattık. Onu bir nebze de olsa anladığımızı ve bir sürü evladı olduğunu gösterdik.
Begüm’den bahsedeceğim öncelikle. Begüm I.XYZ kampının katılımcısıydı, kampın hayatını çok değiştirdiğini söyleyerek Simurg’a ailemize katıldı. Kadının iş dünyasında gücünü göstermek istiyordu. Kariyerini buna adamaya karar vermişti ve bu yolda da çokça adım attı. Atacaktı da muhtemelen fakat biz onu çok yakın bir zamanda trafik terörüne kurban verdik. Bu cümleleri –di’li geçmiş zaman kipiyle kurmak inanın çok canımı yakıyor. Bazen diyorum ki keşke o hayatta olsaydı da biz bu kampı böylesine güzel böylesine etkili yapmasaydık. Bu cümlelerin gerçeğe etkisinin olmayacağını da biliyorum çünkü her şeyi bilen her şeyi bilmeye ve bildiğini okumaya devam ediyor. Bizse izlemeye…
Şimdi kamp serüvenimize başlayalım. Aslında beklentilerin çok çok üstündeydik, 34 farklı il 116 farklı okul ve 210 katılımcı! Vaka analizleri, sunumlar, krizler, manifestolar, oyunlar, danslar, arkadaşlıklar ve kurulan muhteşem bağlar. Kamptan bana kalan ekip ruhuydu, gerçekten ekip olmanın ne demek olduğunu, psikolojik ve fizyolojik sınırlarımın neler olduğunu, kendinden önce başkasını düşünme hissini, verim alabilmek için sarf edilmesi gereken çabanın eşiğini ve daha nicelerini öğrendiğim bir 5 gündü. 5 gün diyorum çünkü kamptan bir gece önceden geldik son dokunuşlar için. Anlatsam sayfalarca anlatabilirim, tek tek ekip arkadaşlarımdan bahsedebilirim ama onun yerine sizi davet ediyorum. Gelin katılın aramıza ailemize. Eğer siz de bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız, çıkın çıkın gelin. Çünkü derdimiz belli…
Hem neden olmasın?