Geçit
Haziran 3, 2019
Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar
Temmuz 3, 2019

SOBE!

En son ne zaman yolda yürürken son anda fark ettiğin karıncaları ezmemek için oradan oraya sıçrayıp düşeyazdın?

En son ne zaman en sıcak yaz gününde içtiğin limonata bardağının içine yaşına aldırış etmeden pipetten nefesini vererek on yüz baloncuk çıkardın?

Peki en son ne zaman sebepsiz yere yanındakini nefesini kesercesine kucakladın?

En son ne zaman birine kitap hediye ettin?

En son ne zaman yağmur yağdığında kaçmak yerine durup izledin ve ıslandın?

En son ne zaman tanımadığın birine selam verdin, gülümsedin?

En son ne zaman düşünmeden hareket ettin?

En son ne zaman ağladın?

En son kimi üzdün?

En son ne zaman ayakların kum ve denizle iç içe gün batımını izledin?

En son ne zaman âşık oldun (bir kez ya da birkaç kez olabilitesi tartışmaya açık ?)

En son ne zaman gökyüzüne bakıp gülümsedin?

En son ne zaman gerçekten şükür ettin hayatında olanlar için?

En son ne zaman en sevdiğin şarkıyı bağıra bağıra söyledin?

Ne zaman dans ettin en son?

En son hayran bırakırcasına kim sevdi seni?

En son ne zaman kendinle konuştun?

Ne zaman şiir okudun en son?

Kafana esip çıktığın en son seyahatin nereyeydi?

En son ne zaman sadece içinden geldiği için dakikalarca biriyle konuştun?

En son ne zaman yıldızları seyrettin?

En son ne zaman hiç düşünmeden gecenin bir yarısı birini aradın?

En son ne zaman parka gittin?

En son ne zaman bir çocuğu mutlu ettin?

En son ne zaman geleceğinin hayalini kurarken geçmişine baktın?

Hayat akıp gidiyor ve bizler zaman geçtikçe bencilleşiyor, kendimizden başka hiçbir şeyi düşünmez oluyoruz. Hoş, kendimizi düşünsek de iyi, buna kendini düşünmek değil de robotlaşıyoruz demek daha doğru olacak sanırım. Çünkü hissizleşiyoruz, ‘değer’ algımız kayboluyor, anlık çıkarların içine sığdırıyoruz anlık hisselerimizi, adına mutluluk diyoruz. Sonra da günün sonuna hep ve hep ben hiç mutlu değilim, hiçbir şey yolunda gitmez mi sitemlerimiz kalıyor. Oysa ki belki mutlu olmak ayağınızın altında gezen karıncayı düşünmekle başlayacak, belki de sevmeyi, sevilmeyi öğrendikçe mutlu olacaksınız, kim bilir belki bir çocuk parkında çıkacak mutluluk karşınıza, belki ağladığınızda öncesinde mutlu olduğunuzu fark edeceksiniz. Ansızın aradığınız biri anlatacak belki size mutluluğu, belki o hep kaçtığınız iş güç koşturmacasında sizin için hep felaketi sembolize eden o yağmur damlaları usulca yüzünüze çarptığında gelecek mutluluk iki dudağınıza. Aslında hep en son yapmadıklarımızda saklanacak mutluluk, mutluluğu sobelemeniz dileğimle ?



Paylaşmak Güzeldir:

Gülden Özbek
Gülden Özbek
Eğitim hayatında yaşadığı zorlukların, imkansızlıkların ve yönlendirilememenin boşluğunu aynı çevrede yaşayan neslin de karşılaşmaması için kendi memleketinde iş hayatına atılan; gençlere, gençliğe, öğretmeye ve öğrenmeye aşık bir öğretmen. Yeni nesle sorgulamayı ve düşünmeyi öğretmek onun için bir tutku. Hiç boş durmayan felsefenin hakkını vermeye çalışan bir düşüncesever. Onu sürekli gülümserken görebilirsiniz. Hayata karşı duruşunu gülümseyerek koruduğunu söylüyor. Görünüş ve gerçeklik ayrımını görmenizin çokça mümkün olduğu biri, ne kadar makul ve ne kadar sakinse bir o kadar enerjik ve çılgın taraflarını görmeniz de mümkün.