Zaman geçtikçe her şey kalıplaşmaya başlıyor. Hayatımızda zaten bulunan çerçeveler yetmiyormuş gibi durmadan yenilerini üretiyoruz. Her biri görüş açımızı biraz daha daraltıyor.
Neden sürekli her şeyi bir kalıba sokma, onlara bir isim takma gayretindeyiz? Kendi üstümüzdeki yükü hafifletmek için mi? Olabilir, ancak bununla sadece kendimizi kandırırız. Hepimizin düşünceleri aslında soktuğumuz kalıplardan çok daha fazlası. Bence bir düşünce akımına bile isim koymak, onu etiket haline getirmek sakıncalı. Düşüncelerinizin ortak noktaları olabilir. Ama sınırsız varyasyon içerisinde tıpa tıp aynı olmalarına imkan yok. Aynı şeyi sembolize etmeden de aynı yolda yürüyebilirsiniz. Unutmayın, aynı amaç doğrultusunda yürüyor olabilirsiniz ama eninde sonunda yollarınız, fikirleriniz birbirinden ayrılacak.
Elbette belli noktalarda birleşip birlikte olmalıyız. Birbirimize destek çıkmalıyız fakat ben bunun için karşımdakinin benimle aynı görüşte, grupta olmasının gerekli olduğunu düşünmüyorum. Hatta bunun sorgulanmasının bile doğru olmadığını düşünüyorum -ki bu genel olarak kabul edilmiş bir şey-. Yani irili ya da ufaklı hiçbir görüş ayrılığı birlikte olmamıza engel değil.
.
İnsanoğlunun diğer canlılardan en büyük farkı aklı olması, düşünebilmesi. Böyle bir yeteneğimiz varken neden bunu sonuna kadar kullanmıyoruz? Kendimizi belli çerçeveler içerisine hapsetmek aklımıza pek de saygımız olmadığını gösterir. Aslında sistemin bizi içinde tuttuğu çerçevenin sınırlarını zorlamalıyız, bize verilen kağıdın dışına taşmalıyız. Sahip olduğumuz belki de tek sınırsız yetimizi sınırları yok etmek için kullanmalıyız.
Herkese bol düşünceli, keyifli günler diliyorum. 🙂