Otonom Şehir Projesi: Sidewalk Toronto
Mayıs 8, 2018
Kağıdın Dışına Taşmak
Mayıs 8, 2018

Man laying on bed at late night in a dark room checking his smartphone. Internet addiction.

Data Versiyonlu İnce Hastalık

Geçenlerde Yeşilay’ın uzman bir psikolog eşliğinde çıkarmış olduğu İnternet Bağımlılığıadlı kitabına rastladım. İlk düşündüğüm şey: “Ya bunlar sigara alkol gibi sağlığa zararlı şeylerle mücadele etmiyorlar mıydı?” olsa da kitabın başlığındaki ‘bağımlılık’ ibaresine yoğunlaşmamla beraber bu çağdaki en şiddetli salgının, tıpkı bir zamanlar verem olduğu gibi, internet olabileceği kanısına vardım; kitabı sindirme eylemlerine başladım.

Bu yazıda öncelikle “bağımlılık nedir, internet bağımlılığının alt grupları ve tetikleyici unsurları nelerdir, internet bağımlılığı hayatımızın neresindedir ve bizleri nasıl etkilemektedir?” gibi konuları ele alacağız. Yani öncelikle psikolojik bir temellendirme ile giriş yapalım. Asıl anlatmak istediğim, konunun devamı niteliğinde olacak bir diğer ayın yazısında ise “sosyal medya hayatımızı ne kadar işgal ediyor, bu işgal farkında olmadan bizleri nasıl negatif etkiliyor ve işgale karşı alabileceğimiz önlemler nelerdir?” onu konuşacağız.

Bağımlılık hakkında bana kalırsa en güzel tanımı Stefano D’Anna yapmış: “Özgürlükten yoksunluğu ve yaşamdan vazgeçişi gizlemek için insanların taktıkları bir maskedir.” Bağımlılığın tanısı ise madde kesildiğinde ya da azaltıldığında fiziksel veya ruhsal yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması şeklinde konulabilir. Bağımlı olan kişi sosyal, mesleki ve kişisel etkinliklerini azaltır veyahut tamamen bırakır. Bağımlı birey zihnini madde ile kanalize eder, duygudurum değişiklikleri yaşar, sosyal yaşamında bireyler ve kendisi ile çatışma halindedir ve tolerans yoksunluğu belirtir.

Günümüzde yeme, kumar, pornografi ve seks gibi davranışsal bağımlılıklara ek olarak internet bağımlılığı da 2007 yılında akademik literatüre girmiştir. Kimberly S. Young*, internet bağımlılığının ilk tanı ölçütlerini şöyle sıralamaktadır:

  1. İnternet ile ilgili aşırı zihinsel uğraş (neler olup bittiği hakkında takıntılı düşünceler),
  2. İnternete bağlı kalma süresinde artışa ihtiyaç duyma,
  3. İnternet kullanımını azaltmaya yönelik başarısız girişimlerde bulunma,
  4. İnternetin aşırı kullanımı yüzünden ilişkiler, okul ya da iş ile ilgili problemler yaşama,
  5. İnternete bağlı kalabilmek için çevresine veya terapistine yalan söyleme,
  6. İnternete bağlı kaldığı süre içerisinde duygu değişikliği yaşama (anksiyete, umutsuzluk, suçluluk, depresyon gibi).

Yukarıdaki maddeleri kendi dünyanızda tartabilirsiniz. Hemen geçmeyin, yüzleşip sindirince birkaç davranışı sergilediğinizi fark edebilirsiniz. Ben mesela 3. ve 6. tanıdan mustaribim.

Young sonraki çalışmalarında internet bağımlılarını sorun yaşadıkları alana göre 5 alt grupta sınıflandırmıştır:

-Sanal seks bağımlıları,

-Sanal oyun bağımlıları,

-Sanal kumar bağımlıları,

-Sanal alışveriş bağımlıları,

-Sanal borsa bağımlıları.

Yapılan araştırmalara göre de bu alt gruplar arasında erkeklerin kadınlara oranla daha fazla internet bağımlısı olduğu saptanmıştır. Ama benim asıl dikkatimi çeken çalışma; internet bağımlılarının yarısında bir başka psikolojik bozukluğun daha bulunmasıdır. İnternet bağımlısı olan kişilerin belli bir kesiminde madde kullanımı, borderline-narsistik-antisosyal kişilik bozukluklarının ve bazı dürtü bozukluklarının olduğu tespit edilmiş. Depresyon ise hem bu bağımlılığı tetikleyen hem de artmasına sebep olan bir faktör olarak saptanmış.

Peki gelelim internet bağımlılığın neden ve nasıl ortaya çıktığına ve neden bizleri kötü etkilediğine: Bireyler hayatın gündelik engellerinden ve sorunlarından kurtulmak için gerçek dışı dünyayı, yapay bir cenneti aramaktadır. Gerçeği anlamaktan, yaşamaktan, hissetmekten ve tanımaktan kaçınır. Kendisine yeni bir dünya kurar bu kaçışla beraber. Kendisince anlamlandırdığı ve keyif aldığı bir sanal aleme girmiştir artık. İster anonim kimliğe bürünür olmak istediği kişi gibi olur veya kendi kimliğiyle yapamadığı şeyleri yapar, ister realitede bulamadığı cinsel tatminlerinin elektronik halinin peşine düşer, ister bahis oynar, isterse oyuna girer düzinelerce adamı öldürür. Sınırlarını ve zevklerini yavaş yavaş gerçeklikten kopartır, haz ve tatmine dayalı yeni dünyasına daha da bağlanır. Çünkü beynimizin bir bölümünde ödül mekanizması var. Ödül uyarıldıkça ve eylem haz verdikçe daha da fazlasını istiyor, sınır tanımıyor. Bu da internet bağımlılarının günden güne tutum ve davranışlarını etkiliyor.

Şehir hayatının getirdiği sıkıntılardan biri de internet bağımlılığı. Evinin bir köşesinde kucağına aldığı laptop ile birey kendini güvende hissettiği bir alana doğru kaçmaktadır artık. Gençler ise bu durumdan daha da mustarip. Özellikle ergenlik döneminin getirdiği zorlukları ve çatışmaları internet ile aşmaya çalışıyorlar. Çünkü onları anlayan, onlara hitap eden, onları eğlendiren mekanizmaların hepsi internette mevcut. Ancak yukarıda da anlattığım üzere, gerçeklikten kopup ekrana bağlandıkça aslında yalnızca hazza dayalı bir eylemi gerçekleştiriyoruz. Hayat ise yalnızca hazlardan ibaret değil. Hayat içerisinde zorlukların, mutsuzlukların, yalnızlıkların ve çatışmaların olduğu bir bütün. Çünkü hayat zıtlıklarıyla bir sınav yeri olabilir. Her an nefes alıp veriyoruz, her an bir hücremiz daha kendini yenileme işlemi yapıyor, her an bir tohum daha meyve olma yolunda adım attırılıyor; yani her anın verilmiş olmasının bir ehemmiyeti ve mahiyeti var. Bu gerçeklikleri göz ardı edip gerçeklikten uzaklaşmak maalesef ki insanlık dışı, beşerî bir hareket.

Bu yazıyı önce kendime yazdım aslında. İnternetin beni rahatsız eden noktalarının çok olmasıydı çıkış noktam. İkinci yazıda konuyu sosyal medya bağlamında ele alacağım. Şimdiden data versiyonlu ince hastalıktan korunmanız dileğiyle.

 

*Young, Kimberly S. (2007) Cognitive Behavior Therapy with Internet Addicts: Treatment Outcomes and Implications, CyberPsychology&Behavior, 10, 671-679.



Paylaşmak Güzeldir:

Furkan Çankırı
Furkan Çankırı
Boğaziçi Üniversitesi'nde Eğitim Bilimci olma sürecinde. Hikâye koleksiyonerliği, psikoloji ve yürüme eylemi ile hemhâl olarak kırılgan gerçekliğinde şaşkınlıkla yol almaktadır. Tutkularından biri Eurovision olan yazarımız, dünya vatandaşlığı hayali gütse de fazlasıyla Çanakkale sevdalısı. Biraz hayatı anlama çabası, biraz beşerî kültür, biraz da ne yaşıyorsa işte. Peki ya anlatmasa? Öylesini hiç sevmedi.