Gürültünün En Şahane Hali: Jazz
Kasım 8, 2018
Dans ve İşkence
Kasım 8, 2018

Konuk: Bedirhan Turan Durmuş

 

Donup kaldım

bu buğulu cam pus kustu üstüme

derine daldım

yağmur değdi tenime

hasatlar toplandı ekinler biçilmeden

dokunmadan ben birine

aldı götürdü seni benden birileri

hasatlar toplandı ekinler biçilmeden

güz geldi

yutkunamaz olduk eskisi gibi

kalanlar çıktı yalanların altından

sıkı giyindik

kırpıldı koyunlar

bulutlar kondu göğe

oysa cam gibiydi gökyüzü daha dün

bozkır sessizdi hiç olmadığı kadar

nerden çıktı bu yağmurlar

kasım kapıda dolanır, gözü üstümüzde

bi’ kaç öksürük silkelenir aynanın karşısında

çay geçti boğazdan gemilerle

dindi rüzgarları içimde eylülün

saçlarım savruldu her köşesine zihnimin

ağlar örüldü kalbimde

güz geldi

yağmur değdi tenime

kuraktı sesim oysa

çatladı dudakları parmaklarımın

derisi yüzüldü tüm şiirlerin

ciğerleri beş para etmezdi

ondandır böbreklerini söktüm mısraların

sen geçtin zihnimin her bir yolundan

kokun kaldı ruhumun üstünde

tenim dokunmadı yağmura

yağmur değdi tenime

suçlu ben değilim

hasatlar toplandı ekinler biçilmeden

gök gürledi içimde

gözlerim soldu

yaz bitti ve binlerce yaprak düştü

işittim uğultusunu sonbaharın

yaz bitti

ne deniz, ne kumsal kaldı çıplak ayaklarımda

dolandım yüksek semalarda

yağmur değdi tenime

kaçtım alabildiğine gerçekten

uyuz bir atım şimdi ben…

yaz bitti

yalnız kaldı deniz ve kumsal

bir de ayak izleri kaldı sahilde

biri yaza ait biri sana…



Paylaşmak Güzeldir: