Brief Introduction to Ishiguro
Mayıs 4, 2025
İtalo Calvino’nun Görünmez Kentler adlı eseri, bizleri sadece şehirler dünyasında gezdirmiyor. Bizi, varoluşun ve insanın algı biçimlerinin sınırlarına götürüyor. Calvino’nun kalemi, her bir şehri, birer imgeler dünyası olarak kuruyor. Burada şehirler, yalnızca fiziksel değil, zihinsel ve duygusal birer yapıdır. Kitap, her bir şehirle aslında insanın içsel yolculuklarına dair bir anlatı kuruyor. Her bir kent, insanın evrensel sorularına dair farklı bir kapıdır.
Calvino’nun şehirleri, adeta birer düşünsel araçtır. Birinde zamanın izleri, diğerinde hafızanın kaybolan köşeleri keşfedilir. Bizler, bu şehirlerde ne görürsek görelim her bir imgede kendi düşünsel izlerimizi buluyoruz. Her sayfada kaybolan bir yön, bir duygu, bir düşünce var. Kitap, soyut imgelerle dolu, ama aynı zamanda gerçek dünyanın kucakladığı bir tür masal. Fakat bu masalda, her şeyin içinde bir anlam var. Calvino’nun dilinde, şehirler sadece birer mekân değil, birer varoluş biçimidir.
Görünmez Kentler bizlere, sadece dışarıdaki dünyayı değil, iç dünyayı da sorgulatır. Her bir şehir, insanın yaşadığı ve yaşamak istediği yerin farklı bir yansımasıdır. Calvino’nun gözünden bakıldığında, bir şehir ne kadar “gerçek” olursa olsun, içindeki imgelerle birlikte yeniden şekillenir. Gerçekten uzaklaşıp, sadece düşünsel bir yapı haline gelir. Kitap, kelimelerle inşa edilen, hayal gücüyle şekillendirilen bir şehirler kitabıdır.
Mart ayında düzenlediğimiz Seçki’deki katılımcı arkadaşlarımızla birlikte, kitabın içindeki dilemmalar üzerinden beyin fırtınası yaptık. Hep birlikte, hem mevcut düşünce kalıplarını sorguladık hem de bu sorgular üzerinden kendi fikirlerimizi belirterek tartışma ortamı oluşturduk. Bu süreç, yalnızca bireysel bakış açılarımızı genişletmekle kalmadık, aynı zamanda kolektif bir düşünsel derinlik oluşturduk.
Özetle, Calvino’nun eseri bizleri derin bir sorgu dünyasına sürüklüyordur. Her şey birbirine bağlıdır ve anlatıcı Marco Polo, her şehirde birer sırrı keşfeder, ama asla tam olarak ne olduğunu çözemez. Görünmez Kentler, bir yandan bir edebiyat deneyimi sunarken, diğer yandan derin bir felsefi sorgulamadır. Bu kitap, bizleri sadece şehirlerin değil, kendi ruhumuzun derinliklerine de götüren bir eserdir.
