Konuk Yazar: Arife Vildan Bakar
Rüzgar kuvvetlendi, ayaklarımın kesildiği oluyor
Karanlık bulutlar zihnimde, güneşi arıyor.
Ruhumun ağırlığıyla çöküyorum toprağa;
Burası sessiz, sakin, güvenli, sıkıcı.
Kanatlarımı etrafıma sarıyorum, soğudu burası.
Kafam içimde, karanlık bulutlar zihnime ulaşmasın.
Etrafta biri yok mu, bi’ söylese hava açacak mı?
Lüzum kalmadı, ilk damlası düştü sağanağın.
Yuva nerede kalmıştı, kafamı kaldırsam mı?
Hava iyice karardı,
gözlerimi açsam da göremem etrafı
Zihnim tozlanmış, yol bulanık, cesaretim buruk
Korkuyorum… Öylece durmak daha iyi olmaz mı?
Peki ya fırtına çıkarsa, ne yaparım o zaman
Kaldı ki elimden ne gelir benim bir başıma
Tehlike çanları çalıyor. Ne yapmalı, ne yapmalı…
Hah, şimdi hatırladım: Güneye! Güneye uçmalı!
Kanatlarımı tekrar açıyorum gözlerimle
Hatırlamaktan korktuğum ve hayran bırakan anılar,
hepsi, hepsi geri geliyor rüzgarı hissettikçe
Göç etmek çok uzun, çok zorlu, bilinmez ama
Biliyorum, yüreğim götürecek beni daha sıcak iklimlere.