Bileklerimize vurulmuş kelepçeler
Arada sırada gevşetilirler
Bulutlara doğru ince bir yükseliş var
Kanatsız ve yüzüne düşen damlalara doğru
Ufuk çizgisinden sonra geri dönmek yasaklanmış
Mühim değil, henüz geçenlerin hiçbiri dönmedi
Dönmek de istemedi
Kim bilir neler gizlendi ufkun ötesine
Oraya gidenler göremedi
Görseler de anlatamazlardı
Gitmeyenlerin dillerinde efsaneleşmiş hikayeler
Hedefini yıldızlara koyanlar için
Kimi daha kuru kimi daha ıslak
Dinleyenlerin de hayallerinin ötesinde
Birkaç kitap dolusu yazılan çizilenden
Tek bir harf bile doğru değil
Ne anlatılır ne yaşanır bir dert
Kaçanlar içten içe bilenler değildir
Ama en çok yaklaşan onlardır
Hislerle arayan yaklaşır
Ancak bir o kadar da uzaklaşır
Yaklaşılmaz, uzaklaşılmaz
Anlaşılmaz, anlatılmaz
Yaşanmaz, yaşansa bile idrak edilemez
Aranmaz, bulunmaz
Hissedilmez bir dert