Konuk Yazar : Abdullah Kazıcı
Siz başarısız bir insan değilsiniz. Sizin başarıyı erteleme alışkanlığınız var. Arada dağlar kadar fark var. Ve eğer böyle bir alışkanlığa sahip olduğunuzu düşünüyorsanız, kendi yaşantımdan örneklerle bu alışkanlıktan nasıl kurtulabileceğinizi size gösterebilirim.
Başarısızlıklarımın, yaptığım işle bir bağlantısının olduğunu düşünürdüm. Zorlukların sebebinin işimle alakalı olduğunu sanırdım. İnanın veya inanmayın, başarısızlıklarınızın yaptığınız işle sandığınız kadar bir bağlantısı yok.
16 yaşındayken arkadaşlarımla bir iş kurma kararı aldık: Amerika’dan Kanada’ya e-ticaret altyapısı oluşturacaktık. Sistemi inşa edebilmem için hızlıca kaynak taraması yapmaya başladım. Danıştığım insanlar bana hangi üniversiteden mezun olduğumu soruyorlardı. Oysaki ben lise mezunu bile değildim. Banka hesaplarımı açtım. Ürünlerimin kalacağı depo ve ürünlerimin tedarikçisi ile anlaşmalarımı yaptım. Türkiye’deki mercilerle gerekli bağlantıları oluşturdum. Satış yapacağım aracı firmaya gerekli belgelerin tamamını sağladım. Yaşımın getirdiği zorluklarla beraber aylarca süren mücadelemin sonunda artık sistem hazırdı. Ve büyük bir heyecan ile ilk siparişimi almıştım. Satışlar 1 ay boyunca istediğim gibi devam etti.
Uzunca süren zorlukların ardından hayallerimize kavuşmaya başlamıştık. Artık keyifli günler bizi bekliyordu. Bunları düşünürken bize destek sağlayan ortaklarımızdan biri pek iyi niyetli değildi. Hesabımıza aktarılan paranın tamamını alıp bizimle iletişimi kesmişti. Asıl macera bizim için yeni başlıyordu, çünkü sermayemizin tamamı bize ait olmayıp bir kısmı borçtu. Ve borç aldığımız arkadaşım parayı ne zaman teslim edeceğimizi sormaya başlamıştı. Borcumu ödeyebileceğim birikimim yoktu. Yani başka bir deyişle ilk iflasımı yaşamıştım.
Durumdan haberdar olan arkadaşlarım, benim için artık her şeyin bittiğini söylüyorlardı. Ve bir yandan da derslerime çalışma zamanım gelmişti. O gün bir seçim yapmam gerekti. Ya arkadaşlarımı haklı çıkarıp derslerime çalışacaktım ya da pes etmeyip yola devam edip bir yandan da derslerimle ilgilenecektim. Risk alıp ikinci yolu seçtim.
Hesabımı kurtarabilmek ve borçlarımı kapatabilmek için hızlıca yeni arayışlara başladım ama hiç kimse yaşımın küçük olması sebebiyle beni dinlemek istemiyordu. Uzun uğraşlarımın sonucunda ise bir firma sahibi, kendisine yardım etmemin karşılığında bana destek olacağını söyledi. Sanırım bir çıkış yolu bulmuştum. Artık yaşadığım zorlu günler, yerini keyifli günlere bırakacaktı. Aradan 5 ay zaman geçmişti. Günler günleri kovalarken borçlarımı nasıl kapatacağımı düşündüğüm sırada telefonum çaldı. Arayan kişi bana yardım edeceğini söylemişti. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken o gün bütün borçlarımdan kurtulmuştum.
Şu anda geldiğim noktada borçlarımdan ve mağazamın sıkıntılarından tamamen kurtulmuş durumdayım. Ayrıca bir firmadan ürünlerini satabilmem için distribütör bayi teklifi aldım. Ve derslerim, olması gerekenin üzerinde bir durumda. Bu süreçte maddi manevi bana destek sağlayan birçok güzel insanla tanıştım. Ve hayattan yana bir sürü yeni öğrenimlerim oldu. Beni destekleyen ortaklarım şu an keyifle hayatlarını sürdürüyorlar. Yaşımın küçük olmasına, ailemin beni desteklememesine ve karşıma çıkan bu olanaksızlıklara rağmen pes etmeyerek hayattan isteğimi aldım. İlk iflasımı yaşadığım gün seçimimi birinci seçenek olan, pes etmekten yana kullansaydım sanıyorum ki şu anda olduğum noktaya gelemezdim.Ezcümle, hedeflediğimiz başarıya ulaşmak için hayatta hepimiz zorluklarla karşı karşıya kalır ve yeni maceralara atılırız. Ancak bu macerada içsel dirençle dolu olmak ve bu zorlukları birer fırsat olarak görmek, başarımızın kilit noktasıdır. Yaptığımız iş ne olursa olsun, karşımıza çıkan zorluklara göğüs gerip pes etmeden devam etmek, bizi hiç şüphesiz başarıya götürecektir. Zira Thomas Edison, Malcolm X, Tarık Bin Ziyad ve Elon Musk gibi isimler; üstün zekâya sahip olmalarından ziyade, her birinin kendi alanında karşılaştığı zorluklara pes etmeden devam etmelerinden ötürü tarihe isimlerini yazdırmışlardır.
Şu an bu yazıyı size ulaştırmamda etkisi olan ve benim en büyük tutkum olan en önemli şey: pes etmeme güdüsüdür. Unutmayalım ki pes etmemek, gerçek gücümüzü keşfetmemizin kapılarını aralar. Kendi tutkularınızın izinde hayatın bize sunduğu güzelliklere ulaşmak mümkündür.
Sevgiyle kalın.