Eksik Yarım
Ocak 3, 2021
Çağdaş Karartma
Ocak 3, 2021

Yükselen Yağmurlar

Tekrardan merhaba sevgili okurlar,

Bu yazıda hep birlikte bir şeyler üzerine konuşalım istiyorum. Konuşalım fakat bu sefer umutla bakalım istiyorum.

Hayat her zaman bir süreçtir ya hani, hep yeni bir şeyler öğrendiğimiz. Hatta sözler vardır böyle: “Öğrenmenin yaşı olmaz.” gibi. Benim için de öyle, ne zaman ki bildiklerim çoğalmıyor, değişmiyor, işte o zaman tükenmeye başlıyorum. Belki de depresifliğim hep bu dönemlerde baş veriyordur. İçime kapanışım, beyazlara siyahlara ayrılışım. Ta ki yeni bir pencere bulutları gözlerimden aralayana kadar. Yeni bir insan, yeni bir kitap, yeni bir dil; yavaş yavaş hayatıma giren güneşler. Her bir parçamı yavaş yavaş aydınlatmaya başlayan, odama vuran ikindi güneşi misali sakin ve aydınlık.

Düşmeye, yorulmaya ve gitgide sönükleşmelere ya da öfkelere hak veriyorum. Elinden kayan doğaya bakarken, kendini ifade edemezken, akıntıya karşı yüzerken; papatyaları koklayamayacak hali olmamayı anlıyorum.

Yaşamanın en güzel yanı da bu sanırım. İlla ki güneş doğar! Bugün değilse yarın, bazımıza 6 ayda bir bazımıza her gün bazılarına 6 ay hiç doğmaz ama en sonunda doğar. İşler yoluna girmez belki ama bununla başa çıkmayı öğrenir, hatırlar ve gülümsersiniz. Buna değecek insanlar tanırsınız, size hala nefes aldığınızı hatırlatacak üretken insanlar, kendiniz için bir şeyler yaparsınız. Sonunda bir bakmışsınız ki rüzgâr arkanızdan esmeye başlamış.

Sabahları perdemi açmaya başladıysam, müzik listelerime yeniler eklenmeye başladıysa, dans ediyorsam yeniden içimde geri gelmiştir birtakım umutlar. Bunlar benim ip uçlarım, sizinki nedir bilemem. Sizlere düşmeyin demiyorum, sizlere geri dönmeyi bilin diyorum. Bir yay gibi sıkıştığında geri eski halinize esneyebilmeyi bilin.

Bazı zamanlar çok sıkışmış, betonlar arasında kalmış, nefes alırken boğulduğunuz ve kahvelerin size yetemediği zamanlarda alın telefonu elinize ve arayın sevdiğiniz birini. Konuşun, sohbet edin, sayın, sövün, kızın hayata, çokça yakının, hatta ağlayın. Birlikte yoluna sokacağız bir şeyleri konuşarak, paylaşarak. Nefreti bile birlikte yaşayarak azaltacağız. Birlikte gülecek birlikte ağlayacağız. Çok kalabalık olmayı kastetmiyorum, uzun süreli arkadaşlıkları değil, kan bağlarınızı değil; anlamayı, anlaşılmayı, samimiyeti, içtenliği vurguluyorum. Yanlarında bir saatin bir dakika olduğu insanları kastediyorum. Onlar, iyi ki varlar.

Çokça gülümsemeyi, çocukluğu, neşeyi, mutluluğun sıcaklığını, huzurun sessizliğini unutmayın; unutturmayın. Çünkü hayat ancak gözleriniz gökkuşağı için bulutlandığında güzel.

Güneş, toprak, su ve siz hep birlikte aynı gökyüzünün altında rengarenk olunca huzur kapımızı çalacak. Sevgiyle, dengeyle, huzurla kalın.



Paylaşmak Güzeldir:

Mina Çekin
Mina Çekin
Taze bir Psikoloji Bölümü mezunudur. Deneysel psikolog olmak, arzu ettiği kariyer hedefi ve keyif aldığı meslek kimliğidir. Kendi alanı dışında İlgi alanları edebiyat, sanat ve uzaydır. Özellikle de distopik eserler dikkatini çekmektedir. Küçüklüğünden beri bir kenarlara yazmış, üniversitede bülten çıkarmakla ilgilenmiş ve şimdi de Zümrüdüanka Dergisi'nde yazarlık yapmaktadır. Yazının, kişinin ifadesinde bir iletişim kanalı olduğunu düşünmektedir. Onu daha çok aktarım odaklı serbest yazılar yazarken görmeniz oldukça mümkün.