AIESEC İstanbul İle Röportaj ‘Deniz Berfin Akoğlu’ Pazarlama Koordinatörü Yönetim Kurulu Üyesi
Aralık 3, 2020
Neyi Unuttuk Biz?
Aralık 3, 2020

Giz

Konuk Yazar: Mustafa Özgül.


Senden sakladılar

Kısraklar, başparmaklarıyla atlayıp ayın kovuğundan

Giz oluverdi senin göz bebeklerinde

Senden ölümünü bile sakladılar

Daha nergisken, ışık saçan zamanda umutlarını…

Yarım bıraktılar

Gülmek iş değil diye yüzünde

 

Her acının manasını sakladı gece

Ve iğnelerle açtılar bir gün gözünü,

Alelade çevrildi nasırlı, kuru eller üzerine

Masumiyet mesut bir anı şimdi

Serin hülyâların tutmuyor elinden

Çocuk rüyalarını idam ettiler,

Katilin tüm takım elbiseler.

 

Sen ve ben. Sen, ben…

Şarkılar acı, zaman geçiyor her gün önünden

Yokluğuna libas biçip kefenini giymekten

Saçamıyorsun taşlarla yığın eteklerini.

Kokusu nerede şu salıncakların?

 

Yoruldun yürümekten bildiğin caddeleri

Mecburiyetten, kahkahalarıyla bohem palyaçolardan

Üreyen küfürlü komalar sürüklüyor seni,

Toplayama diye kalbini

Açık ve seçilen bir mesafeye koyman için, içini.

Benze, benze ki olma eskisinden eksik

Tamamla toplum denen bu kangreni

Benze ki doğmasın alevi gerçeğin, hiçbir vakit.

 

Mumlar yanıyor, lambalar sönüyor.

Odadaki siyah melekler bir bir çıkarıyor gövdelerini

Düşüyor dimağımdaki dallardan yaprak taneleri

Parça parça, yeksan su katreleri

Vuslat telleri dokunuyor sıcak göğsüne.

 

Dışarıda bir gün çıkacak dilinden

Bir gün dökülecek kaldırıma adın

Çekingen adımların arsız ve latif,

Ezecek sayıklayarak geçilen sokakları

“Neden sığdın toprağa, çağlarken suların.”

 



Paylaşmak Güzeldir: