Uzun zaman oldu oturup bir satır yazamadım, yalnız artık eskisi gibi dert edemiyorum. Dert önceliklerim değişti galiba, artık okumadığıma üzülme aşamasındayım ki bundan bir adım sonrası düşünme yeteneği olmalı. Kritik bir durum, biliyorum, bıçak kemiğe dayandı ve kendimi şiddetle kınıyorum, ama halkımızın biraz da tembelliği dinlemesi lazım. Bırakın size küçük bir hikâye anlatsın, kararı ardından keyfinizce verin.
Hafif bir rüzgâr esiyor ve ağaçlar
Sakince sallanıyor çiçeklerle beraber
Biliyorum bir koku havada, bir rayiha
Biliyorum güneş ısıtacak tenimi
Dışarı çıkarsam eğer bir defa
Sakince sallanacağım ağaçlarla beraber
Bir rüzgâr misali esip gidecek keder.
Bilmez miyim bahçelerin, çimenlerin ve güllerin
Arasında yükselen o kırmızı pastane
Ah bir kere kalkıp da esiğe kadar gitsem
Kekler ve iyi niyetle karşılayacak beni
Kekler ve iyi niyetle beslenmiş çocuklar
Çocukların kahkahası ile gülümseyenleri
Biliyorum izlemesi ne denli keyiflidir
Düşünmesi bile gülümsetir beni.
Lakin şimdi evimde uzanır ve yazarken
Bu şiiri, inanın ki zerre üzgün değilim
Kapalı tüm kapılarım, pencere ve perdeler
Kapalı tüm kapıların arkasındaki benim
Biliyorum hepsinin arkasında olanları
O neşeyi, o sevinci, heyecanı sezerken
Mürekkebin rüzgârına kabildi tüm kederim
Hepinize böylesi mutluluklar dilerim.