Değerli arkadaşlarım,
2022 Güz ayında Simurg topluluğuna dahil oldum. Lisans hayatımın sonuna gelirken yakın arkadaşımın daveti üzerine başvurup kabul almıştım. Büyük amaçlarla gelmedim. O sıralar yazmayı severdim, yazıp üzerine konuşabileceğim bir topluluk ile beraber olmak, lisans hayatı bitince müşkül hâle giren sosyalleşme ihtiyacını gidermek maksadıyla aranıza dahil oldum. Kerkes senem bitip de yeni sezona girecek iken sevgili arkadaşımın Başkan olmaya niyetli olduğunu, beni de YK’da görmek isteyeceğini öğrenince şaşırdım. Buraya geliş amacımla, yapmak istediklerimle taban tabana zıt giden bir durumdu. Ancak yakın arkadaş ile bir işe, projeye girişmek bana her daim zevk verir. Kendisinin teklif ettiği V. Üyelik pozisyonunu tereddüt ederek de olsa kabul ettim. Görsel tasarım yanım güçlü değil, fotoğrafçılık deseniz “kendime kadar” yapıyorum. Web siteleri ile daha önce hiç uğraşmadım ama o konuda teknik akışlara elim yatkındır, o yüzden daha gözü kara karşıladım. O sezonu kendimce pek başarılı bulmam V. Üye olarak. O zaman için her sene kriz olan tasarım yaklaşımı için başta düşündüğümüz çözüm, daha 29 Ekim’e gelmeden yıkılınca tüm sezon için ister istemez bir içerik baskısını hissettim. Olan oldu, geçen gitti. İyi kötü bir şekilde sezonu neticeye erdirdik. Geldik VIII. Anadolu Kongresi’ne. Ben artık Zümrüdüanka’yı alır oradan devam ederim diye tasarlarken malum başkanlık krizi peydah oldu. Aynı tartışma ve sebeplerin birbirini takip ettiği kısır döngüden yorulup odama çekildim ve kendimi termal havuzun sularına bıraktım. Biraz düşündüm, ne var bu sezonda diye. Aslında temelde yapılması gereken birkaç başlık olduğunu görünce dedim ki tamam, madem öyle bunu da bir deneyimleyelim. Herkes de rahatça işine, faaliyetlerine baksın. Hem farklı senaryolarda üye alımının askıya alınması söz konusuydu. Halbuki bir sezon daha üye almamak risk olacak. O zaman üye alımını tamamlasak, yıldönümünü yapsak, beyannameyi versek, Anadolu Kongresini de yapsak tamam bu iş. Meseleleri mesele etmeyince ortada mesele kalmadı anlayacağınız.
Aralarda ne olur ne biter, bu sezonun deneyimi üyelerde nasıl olsun etsin diye düşünmeden kervan yolda düzülür diye girdik işe. Bir günde dört arkadaşımız ile YK’yı kurduk, iki haftaya da Genel Kurul tarihini bildirdik ve yolculuğa başladık.
Her ne kadar kriz dönemi de olsa bizler YK görevini tam yetki ile üstlendik. Topluluk paydaşları nezdinde de haklı olarak çeşitli beklentiler oldu. Bir noktaya kadar beklentiyi karşılamaya gayret etsek de iş hayatı, mezuniyet telaşı, uzaklık gibi farklı sebeplerde bir istikrar sağlamamız kolay olmadı. Yine de etkinliklerimizi kalabalık şekilde gerçekleştirdik. Hep beraber bir arada olunca belki de bu aksaklıklar o kadar yoğun hissedilmedi.
IX. Anadolu Kongresi’nde sizlerle topluluğun bir ferdi olarak son kez fiziken bir araya gelme mutluluğunu yaşadım. Beraber uzun saatler geçirip bol bol anı biriktirdik. Kongreye katılan arkadaşlarım, umarım şipşak fotoğraflarınız sizlere bir ömür gençlik yıllarınızda Burhaniye diye bir yerde bulunduğunuzu; Kaz Dağları’nın ucunda, tam karşımızıda batan güneşi ve güneşin turuncu-kızıl renklerini, serin esen rüzgârda girdiğimiz, denizden soğuk havuzdaki keyifli yeni aday başkan kutlamalarını hatırlatır, yüzünüzde gülümseme açar.
Kongre katılımcılarının oy birliği ile Simurg Topluluğu’nun Onursal Başkan’ı olma şerefine nail oldum, Mezun Ağı’na geçmeye hak kazandım.
Beni bu yüksek şerefe layık gördüğünüz için müteşekkirim. Ancak öyle görünüyor ki benim Simurg maceram burada noktalanıyor. Mezun Ağı bünyesinde, Simurg’a devam etmeyeceğim. Bu sebeple sizlerle Simurg etkinliklerinde görüşme ihtimalimiz pek kalmayacaktır.
Bir araya gelmek isteyene bir mesaj uzaktayım. Seyahat planı yapmak isteyen olursa hiç itiraz da etmem, rota bol.
Sizlerle tanıştığıma memnun oldum, hepiniz sağlıcakla kalınız.
*Kriz vakti bir günde toplanan YK’mın, yeni başkanımızın ve yeni YK’nın, sizlerle tanışmama vesile olan arkadaşımın isimlerini yazı içerisinde geçirmekten kamuya açık bir yazı olduğu için imtina ettim. Sizlere de çokça sevgiler…