12 kere düştü yapraklar yere, 12 kere çaldı perili evin kapısı, Ve 12 kişi döndü zamanın titrek ufkunu… Evet, anlatmaya başlamalıyım kafamın içindekileri, geçen gece yaşadığımız şeyleri. Bugün dertleşeceğiz sizlerle […]
Otogarların hüzünlü kokusunu içime doldurduğum bir akşamdan sesleniyorum herkese. Bu otobüs hanlarının neden kapıları kavuşmaya bile açılsa hüzün taşıdığı üzerine düşündüm geçenlerde. Düşündüm de çatladım, çatlamasam bulamayacaktım. Belki bulurdum ama […]
(Bu hikâye bütün Müzeyyenlere adanmıştır.) Bugün hava durgun, insana elle tutulabilirmiş hissi verecek kadar yoğun ve sıcak. Gizli ölümün kokusunun muhitime sindiğini anlamak için keşiş veya şaman olmaya gerek yok. […]
Geçtiğimiz ay elimize bir çilek alıp izlemiş, ondan öğrendiklerimizi hayatımıza uygulamaya çalışmıştık. Bu ay da o kadar gözlemsel olmayan ama güzel dersler çıkarmamızı sağlayacak bir yoldan ilerleyelim istiyorum. Bu sefer […]
Bu köşenin okurlarıyla artık tanıştığımızı düşünüyorum. Bu tanışmanın bana biraz gevezelik etme hakkı tanıyacağını düşünerek tefrikaya biraz ara verip sohbet etmek istedim. Mümkün olduğu kadar interaktif bir yazı olacak. Yazıyı […]
– Ders kitaplarında bile yazan gerçeklere karşı çıkıyorsun öyle mi? -E, evet yani kitaplara geçmekle gerçek oluyor değil ya. Eminim diyorum size, gördüm. Küçümser gözlerle süzdü onu arkadaşları. Sahi […]