Benden Cümleler
Mart 3, 2024
Devil Wears Prada: Review
Mart 3, 2024

Kısacası her şey çılgın. Zırdeli. Kaçık.

Bir gün bu yağmuru durduracağım,

Pusulamı gökyüzüne tutmayı bıraktığımda.

Artık kalmayacak bu şehir,

Bu duygusuz güruh.

Yolculuğum son bulacak, günlerim sayılı.

Bırakıp gürültü kokan sokaklarını,

Denize çıkmayan kaldırımlarını,

Oturamadığım yeşilliklerini ve marazlıklarını;

Uykusuz gecelerimin adımlarıyla

Son kez terk edeceğim bu şehri.

Arkamda kalacak bu korkunç kalabalık:

Göçebeliğimin son anıtı bir klişeler geçidi olacak.

Bir de senden duysam rahatlayacağım:

“Kısacası her şey çılgın. Zırdeli. Kaçık.”

 

Bu şehrin eğri büğrü yolları hep ıslak, cam kırıkları dolu.

Geçen yine bir baktım

Yağmalanan gençliğimin kavanozları kırılıyor,

Karışıyor anılarım birbirine.

Her yere ellerin bulaşmış, kilit taşlarının arasında iç içe parmakların

Çenenin kıvrımı biraz daha ötede bir birikinti

Karşıdan bakıyorum da tam oturmamış sevgim üstüne, 

Sıkmış boğazını ve bol gelmiş kalbine.

Üstüne düşmüş bir yıldızın yansıması, bir kolu kırık.

Her şeyime hatırlamamak sıçramış, üstüm başım fena

Giderayak unutmaklar sinmiş herkesime.

Yokuş aşağı koşsam da yakalamak için “çünkü”lerini

Bir karahindiba olmuşsun ve üflemişler bile seni zamana

Harbi ne, ne zamandı, ne zaman denmişti

“Aslında yeterli değil sevgi.” diye.

Bu sefer söz anlayacağım aldatılmakları

Yol vermeyen öfkeleri ve neyle içeceğimi ayrılığı,

Adabını hüznün ve nasıl tutacağımı yalnızlığı.

 

Bir gün bu yağmuru durduracağım,

Ucuz otel odalarına ve eski çarşaflara mühür vurulduğunda.

“Seviyor, sevmiyor” yapraklarını geri yapıştıracağım papatyalara.

Sonra ilk işim tellere takılan uçurtmaları onarmak olacak,

Her dikişimde sayacağım: Seviyor, sevmiyor, seviyor, sev…

Ansızın bir şarkı çalacak ve “bilindik bir film girecek vizyona.”

İçimde bir huysuzluk dürtüp duruyor,

Kim bilir kaç gün, kaç hafta kayıp defterimde.

Nasıl unutulur 3 yıl, bin küsür gün?

Belki de başımdan geçenlere dair

Bir şeyler hatırlamalıyım,

Hatırlamalıyım ama hepsini değil belki.

En çok, “gülümsemenin zor olmadığı şeyleri.”

 

Unutmak zor,

Çünkü insan neyi unuttuğunu bile unutuyor.

Kendime bir cehennem seçsem

Buna çok benzerdi.

 

Yaslandığım duvarların çöktüğünden beri

Dibime çekesim geliyor bir elimle, diğeriyle itesim.

Ama yeter, gerçekten yeter sevgilim.

Gururum değil elime ayağıma dolaşan, inan ki değil.

Sadece iniyorum ben bu dönme dolaptan.

Çünkü öğrendim.

Hissetmek çoğuldur;

Düşünmek ister, sorumluluk alınmasını.

Belki seçilmeyi de ister evet ama

Bırakıp gitmeyi istemez, kaçmayı hele hiç.

Hissetmek gelmekler ister, belki bir mesaja sığan yalvarmalar

Ve sürekli gidilen bir kafenin sürekli oturulan masasını.

Sonra hissetmek kalkar, gelmeyişlerinin her bir dikişiyle

Dünün doğruları pahasına bugün yanlış eder insanı.

Bugün, yarın ve yarınlarca yanlış.

Kan gövdeyi götüren kalpsizliğin,

Bir türlü olduramayışlar ve oyunların da sende kalsın.

Ben parmaklarımı saymaya devam ediyorum.

Hayal etmeye ve okşayıp koklamaya bir başkasının saçlarını.

Bir de senden duysam rahatlayacağım:

“Kısacası her şey çılgın. Zırdeli. Kaçık.”

 

Soruyorum kendime suç kimindi, galiba herkesin.

Ama biliyor musun?

Hatırladıklarıma ve hatırlamadıklarıma kızmıyorum artık.

Kızmıyorum ben kimseye.

Çünkü sevgilim,

Yağmur belli ki durmuş ve farkında değilsin ama akmış elinden

Yediğin son böğürtlenin kırmızılığı.

Ne ağaç kalmış ne böğürtlen,

Ne ben kalmışım ne biz.

Şimdi hepimiz için artık gitmek vaktidir.

Demem o ki

Git artık,

Git ve gelme bir daha.


Not: Bu metin aşağıdaki alıntıdan ve listeden ilham alınarak yazılmıştır.

  • “Her yolculuk kendi çizgileri içinde
    bir başka yolculuk gizler: 

sapılmayan dönemeç, unutulan açı. 

Kayda geçirmek istediğim yolculuklar bunlar işte. 

Yaptıklarım değil de yapmış olabileceklerim 

ya da belki başka bir zamanda 

başka bir yerde yapmış olduklarım.” 

-Jeanette Winterson

Dinleyerek bir daha okuyunuz derim.



Paylaşmak Güzeldir:

İlayda Küçükafacan
İlayda Küçükafacan
Çocukluğunu doğusundan batısına 7 farklı şehirde geçiren İlayda, kendini bir öğrenme tutkunu ve bibliyofil olarak tanımlar. Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği “öğren”cisi, iflah olmaz bir meraklı ve maceraperesttir. Politika, ekonomi, psikoloji ve bilimum başka disiplini karıştırıp "toplum mühendisliği" yapma yolunda emin adımlarla ilerlerken sistem dinamiği ve modelleme alanında derinleşmektedir. Bu sebeple kendisini sürekli bir şeyler anlatırken ya da bir şeylerle uğraşırken bulabilirsiniz. Yazıları çok bilmiş gelebilir ama aslında sadece “kendi dünyası”nı tasvir etmektedir. "Yazar burada ne demek istemiş?" derseniz bir kahveye kapısı her zaman açıktır.