İspanya Gezi Rehberi (2) : Madrid’e gelmişken buradan günübirlik başka nereye gidebilirim?
Aralık 3, 2023
Melal
Aralık 3, 2023

Elbette

Geçen gün bir arkadaşımla Candan Erçetin konserine gittik. Yıllardır gitmek isteyip bir türlü gidemediğim konserinde; Erçetin, müziklerinden bildiğim gibi, yine harikaydı. Her şarkısında bir anlam, her anlamında bir ritim bulmaktan keyif aldığım sanatçı; konserini de bir anlamlar bütününün içinde şekillendirmiş ve şarkılarının ritmiyle İsviçreli Psikiyatrist Kübler-Ross’un yasın evrelerini tanıttığı modelini bir arada götürmüştü.

Peki bu yasın evreleri neydi ve Erçetin’in şarkıları bu evrelerin içinde nasıl akıp gitmişti?

Çok zor durumlarla karşılaştığımızda hayatımıza devam edebilmek için savunma mekanizmaları geliştiririz. Hepimizin tepkisi birbirinden ayrışabileceği gibi, çok benzer yoğunlukta hisler ve davranışlar da geliştirebiliriz. Elisabeth Kübler-Ross 1969’da yayımlanan Ölüm ve Ölmek Üzerine adlı kitabında bu noktaya değinir. Çok zor durumlardan biri olan ölüm teşhisiyle yüzleşen hastalarla çalışır ve ölüm teşhisi konan hastaların hangi duygusal aşamalardan geçtiğini gösteren yasın beş evresini anlatan teorisini geliştirir. 

İlk aşama inkâr; başına geleni kabul etmezsin. Kimse kötü şeyler yaşamayı hak etmez ve bu yaşanan senin başına gelmiş olamaz. Bir sorun yoktur ve hayat senin için olağan akışında devam ediyordur. 

“Sev, ister mutlu ol

İstersen delir

Umurumda değil…”

“Yalan, başkası yalan

Dünyada ölümden başkası yalan

Yalan, başkası yalan

Dünyada ölümden başkası yalan

Yalan, başkası yalan…”

 

İkinci aşama öfke; bu niye senin başına geldi diye sorgular ve sinirlenirsin. Bunun senin başına gelmesinin sebebi ne, bunun sorumlusu kim? Sen misin ya da bir başkası? Öfkeyi yönlendireceğin kanallar aramaya başlarsın ve kanalların sonunun nereye çıkacağı hiç belli olmaz.

“Hangi bahane avutur bilmem

Hangi günahın bedeli bu

Kandırmıyor ne gündüzüm ne gecem

Böyle intikam olmaz…”

“Geçimsizim bugünlerde

Kimsesizim bu yerlerde

Değersizim bu ellerde

Çaresizim doğduğum yerde…”

 

Üçüncü aşama pazarlık; başına gelen kötü duyguları kabul edersin ve öfken diner. Kendinle ve çevrendekilerle bir anlaşmaya varmak için olasılıklara bakarsın. Olayları daha sakin bir ruh hâlinde anlamlandırmaya çalışırsın ama ya başka ihtimaller yaşanabilseydi neler olurdu?

“Kim korkar hain kurttan?

Senin o küçük egondan

Haykırma yüzüme yüzüme

Dönmem ben yolumdan…”

“Sen de itiraf et hadi

Suç biraz da senindi

Dayanamıyorum, de hadi

Çok beklemesin bu kedi…”

 

Dördüncü aşama depresyon; farklı ihtimal ve duygular içinde yorgun düşersin. İhtimaller anlamsızlaşır, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Yaşanılan duygularla yüzleşme ve bunun verdiği ruhsal çöküntü hâli başlar. Vücut artık tepki vermeye başlar.

“Önce savruldum yok oldum

Sonra dinlendim duruldum

Ve her giden parçam yerine

Yenisini doğurdum…”

“Bir ömür sürer sanmışım meğer

Ben boşa kürek çekmişim meğer

‘Vakit kaybıydı’, diyemem ama

Senden çoktan vazgeçmişim meğer…”

 

Beşinci ve son aşama kabullenme; başına gelenle yaşamayı öğrenirsin. Hâlâ üzgün olabilir, özlem duyurabilirsin geçmişe ama hayata nasıl devam edeceğini bilirsin. Yasın son evresi, hayata devam etmenin ilk evresidir kabullenme. 

“Elbette bazen çiçek açıp bazen solacağım

Elbette daldan dala konup sonra uçacağım

Elbette bazen hızla dönüp bazen duracağım

Elbette bazen söyleyip bazen susacağım…”

“Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum?

Yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar?

Ayrıca bunun seninle ne ilgisi var?

Tabii ki ben böyle olduğum için bahar…”

“Biz milyonlarca kuştuk, Kaf Dağı’na kanat açtık

Acı çektik yaralandık, bilmiyorduk aldandık

Kimimiz yollarda kaldık, dünya malına kandık

Kimimiz sebat ettik, yedi vadiyi aştık…”

 

Hayatta büyük değişimler belirsizlik doludur ve sancılı olur. Böyle durumlarda başımıza ne gelecek hemen öğrenmek ve bir çırpıda yaşamak isteriz. Bir çırpıda yaşamaksa her zaman mümkün olmaz, ki çoğu zaman da o kadar hızlı olmaması iyi bir şeydir bence. Bir kâğıt kesiğinin oluştuğu anı düşünün. Kâğıdı vücudunuzda ne kadar hızlı gezdirirseniz açtığı yara o kadar derin olur ve acısını o an yaşayamadan ileriye atarsınız. Ne kadar yavaş olursa o anki duyguları o kadar yoğun hissedersiniz ama geleceğe daha az acı ve yara izi bırakır, yaşanmışlığı ise cebinize koyarak devam edersiniz. Elisabeth Kübler-Ross büyük değişiklikleri yaşama konusunda bir yol haritası sunarken Candan Erçetin’in bu akışı takip etmesi ve bunu konserine yansıttığını görmek ise kesişimlerin gücüne dayanan bambaşka bir yol haritasının kapısını araladı. 

Not: Her zaman konseptlerin birbirine değdiği noktaları sevmişimdir. Bu kadar hayatın içinden, yaşadığımız süreçlere değinen noktaları fark ettikçe yaşadığımız travmatik süreçleri şarkılarla da aşabileceğimizi görmek bana iyi hissettirdi. Bir akış içerisinde değişen ve dönüşen şarkılar ve bunun anlamsal bir bağlama oturması ise elbette yeni kapıların açılacağının işaretiydi. 

Değişiyoruz ama iyi midir kötü mü bilemem, dönüşüyoruz ama hayra ya da şerre yoramam.” 

Kaynakça: 

Kübler-Ross E. Ölüm ve Ölmek Üzerine [Çeviren Büyükkal B]. İstanbul: April Yayınevi; 2010.

Erçetin, Candan. ‘Umrumda Değil’. Hazırım. 1995 

Erçetin, Candan. ‘Yalan’. Çapkın. 1997

Erçetin, Candan. ‘Söz Vermiştin’. Elbette. 1999 

Erçetin, Candan. ‘Ben Kimim’. Kırık Kalpler Durağında. 2009

Erçetin, Candan. ‘Kim Korkar’. Kim Korkar. 2018 

Erçetin, Candan. ‘Bahane’. Melek. 2004 

Erçetin, Candan. ‘Parçalandım’. Neden. 2002 

Erçetin, Candan. ‘Meğer’. Melek. 2004

Erçetin, Candan. ‘Elbette’. Elbette. 1999

Erçetin, Candan. ‘Bahar’. Kırık Kalpler Durağında. 2009

Erçetin, Candan. ‘Milyonlarca Kuştuk’. Milyonlarca Kuştuk. 2013

Erçetin, Candan. ‘Değişiyoruz’. Değişiyoruz. 2018

https://open.spotify.com/playlist/4Zw5rMzimtIDPBTSTSMQO4?si=BMv4LsVcSMqbRGKqC5Qgtg

 

 



Paylaşmak Güzeldir:

Esra Nalbantoğlu
Esra Nalbantoğlu
Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden mezun. Gezelim, görelim, deneyimleyelim, öğrenelim ve anlamlandıralım diyerek yaşıyor; insanın ve doğanın sunduğu alanlarda "Neden?" sorusuyla seyahat ediyor. Etki alanını genişletip başkalarının da etki alanına girerken yakaladığı kesişimlerle kombinasyonların gücüne inanıyor. :)