Dante’nin zamanı aşan eseri İlahı Komedya üzerine keyifli bir sohbet geçirdik. Bizlerle engin bilgilerini paylaştığı ve zaman ayırdığı için Ayçin Kantoğlu’na teşekkür ederiz. İlahi Komedya’nın matematiğine, eserin yazıldığı dönemdeki İtalya’ya ve Dante’ye dair merak ettiklerinizi bu röportajda bulabilirsiniz.
Ayçin Hanım’dan öğrendiğimiz bir deyim ile siz sevgili okurları soru ve cevaplara uğurlamak isteriz:
“Hayatınız bir tragedya gibi başlayıp komedya gibi bitsin.”
Bize kendinizden bahsedebilir misiniz Ayçin Kantoğlu kimdir?
1972 yılında İstanbul’da doğdum. İtalyan Lisesi’nden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi İşletme bölümünü bitirdim. İş hayatına atıldıktan sonra otuzlu yaşlarımda yüksek lisansa karşı bir ilgim oluştu. Kendi branşımda devam etmek istemedim. Kendimi bildim bileli edebiyata ve sosyal bilimlere bir ilgim vardı. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Antik Çağ Dilleri ve Kültürleri bölümünde Latin Dili ve Edebiyatı yüksek lisansına başladım. Dış ticaret uzmanı olarak uzun yıllar çalıştım artık emekliyim. İstanbul’dan ayrılıp Muğla’ya taşındığım zaman İlahi Komedya’yı çevirmeye başladım.
Neden Latin Dili ve Edebiyatı bölümünü seçtiniz?
Aklımda üç bölüm vardı. Biri İtalyanca bölümü, biri Sosyoloji, bir diğeri ise Latinceydi. Latinceyi İtalyan Lisesi’ndeyken yaklaşık dört sene boyunca gördüğümüz için hâkimdim. Bizim lisede öğrendiğimiz Latince, üniversitede gördüğüm ile farklılık gösteriyordu ve bu farklılık bir zenginlik katıyordu. Aslında bu üç bölüme de kabul edildim ve tercihlerimin böyle olmasında dile olan yatkınlığımın etkisi büyük oldu. Latince bölümündeki kadrodan çok etkilenmiştim Bedia Demiriş, Çiğdem Dürüşken gibi isimler yer alıyordu. Onlarla çalışma ayrıcalığını yakaladığım için çok şanslı hissediyorum. Latin Dili ve Edebiyatı bölümünü tercih etmem böyle gelişti.
33 kanto, 3 bölüm ve bir ilave giriş kantosuyla toplam 100 kantodan oluşan İlahi Komedya’nın içerisinde barındırdığı matematikten bahsedebilir misiniz? Eserde bilinçle oluşturulmuş bir düzenden bahsedilebilir mi?
Bahsedebiliriz. İlahi Komedya aslında Dante’nin müziğidir. Kendisi de eserden bahsederken müzik kelimesini kullanır. Müzik olarak da bahsediyor oluşu matematiksel bir altyapıya da işaret eder. Dante’nin bir tarikatın üstadı ve tarikat ehli bir kişi olduğunu bugün biliyoruz. Matematiğin pagan dünyadan akışı ile bir dönem boyunca adeta din gibi algılandığını da hatırlarsak arada mantık kurmak kolaylaşıyor. Dante, klasik dönem şairi olarak matematiği şiirinin altyapısında ciddi bir şekilde kullanmış. Kendi adı ile anılan rima dantesca veya rima terzina denilen üçlük modellemeyi bu eserinde kullanmıştır. İlahi Komedya’da 14.233 dize yazmış ve her bir dizeyi 11 heceden oluşturmuş. Dante’nin her bir üçlüğü 33 heceden meydana getirdiği İlahi Komedya için üçlerin ve birlerin kitabı da deniyor. Kitabın içerisinde birçok rakamın sembolik olarak kullanıldığına da rastlıyoruz. 7,22,2,4 gibi birçok rakam, eserinde sembolik olarak geçiyor. 11 hecelik sistem olağanüstü bir sistem çünkü her dizede kullanılacak hece sayısını hesaplaması gerekiyor. Bu sistemi başka bir dile çeviride yakalamak zor, hatta neredeyse imkânsız. Dante’nin sistemi ile oluşturulan birebir çevirisi yapılabilir mi yapılamaz mı diye tez çalışmaları yapılmış.
Orijinalinde akışın farkına varıyorsunuz ve bir müziğinin olduğunu da o zaman anlıyorsunuz. Eserde aynı zamanda müthiş bir kafiye düzeni de mevcut. Dante bu eserin özelinde bir de kafiye sistemi kullanmış. Bu kafiye sistemi ise şöyle: aba bcb cdc… Bütün eserde hiç teklemeden giden bu kafiye düzeni ile karşılaşıyoruz. Orijinal dilinde dinlendiğinde eser aynı bir nehir gibi akıyor. Böyle bakıldığında Dante’nin dehası ile karşılaşmamak mümkün değil. Poetikası aşılamamış bir eser olarak İlahi Komedya’nın bir benzeri henüz hiçbir yer de görülmemiş. Eserin poetik güçlü yapısını bir de güçlü içerik yapısı destekliyor. Hâlihazırda bugün bile Dante’nin sonsuzluğu ile her yerde karşılaşıyoruz. Bugün hayatımızda olan bilgisayar oyunlarında onu görmek mümkün, filmlerde ondan mutlaka etkilenmelere rastlıyoruz.
Peki, bu eser dönemindeki manzum eserler ile kıyaslandığında ne kadar uzun ya da uzunluğu bakımından kaçıncı sırada?
Avrupa’nın ikinci en uzun şiiri, bu şiirdir. İlk şiir ise Homeros’un Ilyada adlı eseridir. Odysseia ise İlahi Komedya’nın hemen ardından gelir. Dante için rakamlar hiç tesadüf değildir ne kadar gerekirse o kadar yazmıştır. En uzun olma kaygısı taşımamıştır.
O dönemlerde herkesin bir soyada sahip olmadığını biliyoruz. Dante’nin soyadı “Alighieri” nereden geliyor?
Çok güzel bir soru. Dante’nin ailesi seçkin bir aile. Dante’nin asıl adı “Durante” ama oğlunun şahitliğiyle Dante adını alıyor. “Alighieri” soyadı ise bizlere o dönem Floransa’sında Dante’yi anlamak adına bir işaret sunuyor.
O dönemde herkesin bir soyada sahip olma ayrıcalığı yok, sadece seçkin aileler bu ayrıcalığa sahip. Edebiyat ile ilgili oluşuyla onun seçkin bir aileden geldiğini anlayabiliriz. Dante’nin soyadı da sonradan ticaretle veya bankerlikle kazanılmış bir soyadı değil. Soyadı gerçekten soylu bir sınıftan geliyor. Seçkin ama çok etkili olmayan bir aileye mensup olan Dante’nin, aslında bir aile amblemine de sahip olduğunu biliyoruz fakat bu amblem günümüze kadar ulaşamadı. Soyadının anlamı olan kanata, aile ambleminde rastlıyoruz. Görenlerin anlatısına göre siyah ve beyaz kanattan oluşuyormuş bu amblem.
Şu an Floransa’nın şarap bağlarında üzüm ve şarap yetiştiren “Alighieri” ailesi hâlâ İtalya’da yaşıyor.
Orijinal adı Komedya olarak belirlenen bu eserin daha sonra başına “İlahi” ibaresinin eklenme sebebi nedir?
Eserin asıl adında “ilahi” kelimesi geçmiyor ve eserin asıl adı “Dante Alighieri’nin Komedyası”. Komedya ise bugün bizim bildiğimiz anlamındaki komedya değil, burada Antik Yunan’daki anlamını temel alıyoruz. Kasaba türküsü manasına gelen, başı kötü başlayan fakat sonu mutlu biten hikâyeler için komedya deniyor. Dante’nin biyografisini yazmış olan Giovanni Boccaccio Komedya’nın önüne “ilahi” kelimesini eklemiş.
Orta Çağ ile Rönesans arasındaki geçiş döneminde kaleme alınmış olan İlahi Komedya, dönemine ait izleri ne denli taşıyor?
Dante zamanını aşan bir eser yazmış olsa da dönemini de anlatmadan geri durmamış. Eserini yazdığı tarih daha geç bir tarih olsa da 1300 yılından başlatarak kaleme aldığı için aradaki zaman farkı da olanları, okurlarına kehanetmiş gibi sunmasına vesile olmuş.
Dante için rönesansın ilk kıvılcımı da denir. Ve bu söylem gayet yerindedir. Dante bir Katolik’tir. Bu inancın temelinde ise bütün kurgu ve hikâyeyi anlatmıştır. Eserinde yine de dinin üzerine sıçrayarak bir atılım yaptığını söylemek mümkündür. Dante papaları bile eleştirmekten çekinmemiş bir yazardır. Hayatı kilise tarafından suçlanarak sürgünlerde geçmiş ve acılı bir hayat sürmüştür.