Doğallık
Kasım 3, 2021
Yüzyıllık Yalnızlık
Kasım 3, 2021

Rüzgâr Bizi Götürecek Furuğ Ferruhzad’a

Bir dışavurum şekli olarak sanat yüzyıllar boyunca farklı kişiliklerde, farklı şekillerde insanlarla buluşmuş ve onlara ilham olmuş. Yaşanmışlıklar, hisler, düşünceler insanın içinde büyüdükçe kendi ya da başkası için bir paylaşım ihtiyacı doğmuş. Kimi zaman insana kimi zaman da doğadaki herhangi bir varlığa ayna tutan, yorumlayan ve yorumlatan sanat çok farklı türleri içinde barındırıyor. Şiir türü özelinde içine daldığımız ‘‘Rüzgâr Bizi Götürecek’’ eylül ayında bizi Furuğ Ferruhzad’la farklı bir yolculuğa çıkarıyor.

Rüzgârı çek içine, duyumsa sana hissettirdiklerini, dök mısralara içinden geçenleri! Furuğ zamanın ve mekanın çok ötesinde bir şair belki de, geldiği coğrafyayı ve dönemi anlamak ise önemli. 1934’te Tahran’da dünyaya gelen Furuğ, İran tarihinin gelgitli olaylarında, katı politikalarında bir kimlik arayışındaydı. Çok genç yaşta evlendi ve bununla beraber çocuğunun nasıl büyüdüğünü göremedi. Şah dönemi İran’ında yaşanan ekonomik bunalımları, toplumdaki katı gelenekçiliğin yansımalarını inceledi ve ataerkil yaşamı derinden hissetti. Yaşanmışlıkların içinde elinde kalan, şiirdi. Tutunduğu, kalemiydi. Cesur tavrıyla mısralar arasında gezindi ve kadının ötekileştirildiği toplumda ses getiren kadın şair olarak kendini gösterdi.

İçinde bulunduğu zamanı yansıtan ve bununla beraber hislerini dile getiren Furuğ, şiirleriyle İran’da öncü olmuş bir şairdir. Film dünyasıyla da tanışan Furuğ, Ev Karadır belgesel kısa filmiyle ise İranlı cüzzam hastalarının sorunlarını işlemiştir. Bu filmin yönetmenliği üstlenmiş İran yeni dalga sineması için ulusal ve uluslarası anlamda önemli rol oynamıştır. Film çekimleri sırasında cüzzamlılar evinde tanıştığı Hüseyin Mansuri’yi evlat edindi. Duygularının derinliğini hissedebildiğimiz Furuğ kendi oğlunu ise bir daha hiç görememişti.

Erken yaşta evlenmiş bir kadın, çocuğunu göremeden yaşamış bir anne, toplumdan dışlanmış bir şair olan Furuğ; Şah döneminde kimliklerinin kesişimselliğinde zaman zaman kaybolmuş ve isyanlarıyla şiirlerinde başkaları içinde benliğini aramıştır.

‘‘ve bu benim

yalnız bir kadın

soğuk bir mevsimin başlangıcında

yeryüzünün kirlenmişliğini

ve gökyüzünün yalın, kederli umutsuzluğunu

ve bu beton ellerin güçsüzlüğünü anlamanın eşiğinde’’[1]

Toplumun içinde bir, toplumun içinde özgür, toplumun içinde kendisi olmak isteyen Furuğ arkasında duygularını, düşüncelerini ve umutlarını cesurca bırakmıştır. Dinle, Furuğ’un esintisini duyuyor musun Rüzgar Bizi Götürecek kitabında?

 

Teşekkür: Eylül ayında gerçekleşen şiir temamız özelinde söyleşimize katılan tüm katılımcılarımıza teşekkür ederiz.


Kaynakça:

Ferruhzad, Furuğ. Rüzgar Bizi Götürecek (2019). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

 

[1] İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına, Furuğ Ferruhzad.

 



Paylaşmak Güzeldir:

Esra Nalbantoğlu
Esra Nalbantoğlu
Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden mezun. Gezelim, görelim, deneyimleyelim, öğrenelim ve anlamlandıralım diyerek yaşıyor; insanın ve doğanın sunduğu alanlarda "Neden?" sorusuyla seyahat ediyor. Etki alanını genişletip başkalarının da etki alanına girerken yakaladığı kesişimlerle kombinasyonların gücüne inanıyor. :)