Günümüzde yeni neslin eski şeylere ciddi bir ilgisi söz konusu… Bunun adı kimi zaman ”retro” kimi zaman ”vintage” akımı olarak geçse de yeni neslin, eskiye olan ilgisi aşikâr. Bu akımdan analog fotoğrafçılığı da nasibini almış durumda. Analog fotoğrafçılığını bilmeyen birine en basit tabirle anlatacak olursak filmli(pozlu) fotoğrafçılık yani aslında bir çoğumuzun çocukluk fotoğraflarının oluşmasında görev alan sistem. Burada çeşitli makinalara çeşitli filmler takarak fotoğraflar çekiyorsunuz ve bu fotoğrafları kimyasal işlemlerden geçirdikten sonra sonuçlarını görebiliyorsunuz. Kısaca günümüzdeki gibi çekilen fotoğraflara anında erişim söz konusu değil. Bana sorarsanız fotoğraf anı ölümsüzleştirmenin en güzel aracı. Duyguları ve düşünceleri de tekrar hatırlamanın en kısa yollarından bir tanesi. Fakat günümüzde neredeyse ütü makinasıyla bile fotoğraf çekebilecek bir teknolojiye ilerlediğimiz için fotoğrafçılığın eskisi kadar önemi olduğunu düşünmüyorum, keza artık anı ölümsüzleştirmekten başka birçok alanda kullanır olduk, nasıl olsa sınırsız çekme hakkımız ve beğenmediğimizde silme seçeneğimiz var. İşte tam bu noktada imdadımıza analog fotoğrafçılığı yetişti tekrardan. Genel olarak bahsetmek gerekirse 30 liraya aldığınız bir filmin içerisinde 36 adet poz var ve bu 36 adet pozu çektikten sonra 17tl gibi bir yıkma ücreti var yani gün yüzüne çıkartma işlemi var, maddiyatı bir köşeye bırakacak olursak bu işlemler ortalama olarak 1 hafta sürüyor hatta Kayseri gibi illerde 1 aya kadar sürdüğü oluyor yani ortalama olarak 15 gün boyunca ne çektiğinizi göremiyorsunuz ve beğenmediğinizi silemiyorsunuz. Durum böyle olunca her poz önemli hale geliyor ve insan o pozu her şeye harcamak istemiyor. Günümüzde bir şeylere ulaşmak kolaylaştıkça insanlar çabuk sıkılır hale geliyor, birçok şeyin kıymeti ve anlamı ona olan ulaşılabilirlikle doğru orantılı ölçülüyor. Birçok insan analog fotoğrafçılığı yapmanın yaşantılarındaki bazı anları daha kalıcı ve özel bir hale getirdiğini düşünüyor. Benim analog fotoğrafçılığına olan ilgimin de temel sebeplerinden bir tanesi bu, elinizde sınırlı bir poz hakkı var onu en güzel şekilde kullanmalısınız. Ayrıca eski fotoğraf makinesi modellerinde her bir markaya özel tasarımlar, ufak detaylar, kullanılan çelik ham maddeleri hoşuma gidiyor. Günümüzde hep şikâyet ettiğimiz plastik şeyleri geçmişte görmek pek mümkün değil. Eski fotoğraf makinelerinin günümüzde ilginin artmasıyla doğru orantılı olarak fiyatları yükselse de günümüzde her kesimin cebine göre bir analog makine bulmak mümkün. İçinizdeki fotoğraf anlamında merak duygularını tekrardan canlandırmak istiyor ve anılarınızı farklı açıdan ölümsüzleştirmek istiyorsanız analog fotoğrafçılığı tam size göre. İşin en güzel yanı sürprizlere çok müsait bir alan ve açıkça söylemek gerekirse en güzel yani da burası. Sürprizlerinden bahsetmek yerine yaşamanızı isterim.
Hem hayatta hem fotoğrafçılıkta ışığınız bol yolunuz açık olsun.
Sağlıcakla…