Yazgı Bağırganlığı
Mart 3, 2020
1984’ü Anlamak
Mart 3, 2020

Yaprak Dökümü

Bir “şeyler” yapmış/başarmış olmak her insanda farklı çağrışımlar uyandırsa da durumun sonundaki tatminiyete birçoğumuz sahip olmak isteriz. Birkaç adım geri gidecek olursak ,başarmış olmak haliyle bir amaca/düşe sahip olmayı gerektiriyor.

Başarmış olmayı gelin bugün “Değişim” olarak tanımlayalım.

 

Değişim; hüzünlü biri için ufak bir tebessümle, bir bebek için ilk kelimesinin telaffuzuyla, insanlık için bir sorun konusunda toplumsal ilerleme belirtisiyle, dünya için güneşin etrafında dönmesiyle gerçekleşebilir.

Peki uzun uğraşlar gerektiren değişimleri kısaltmanın bir yolu yok mudur? Bu konuya 3 aşamayla yaklaşarak evet diyorum:

  1. Merak Et/Öğren
  2. Geliştir/Özelleştir
  3. Öğret/Paylaş

 

1-Merak Et/Öğren

Hiçbir özel yeteneğim yok; yalnızca merak tutkusu olan bir insanım.”

(Einstein)

Merak ve öğrenme arzusu. İnsanlığın ilerlemesi ve hayatla bağının artmasının temel itici güçlerindendir. Ve bu ikili arasında değerli hikayeler başlatabilecek bir sebep-sonuç ilişkisi vardır.

Merak ederiz, beraberinde gelen öğrenme isteğiyle öğrenmeye başlarız. Öğrenme sürecinde yeterince zaman harcayınca konuya daha bütünsel yaklaşmaya başlarız. Bu aşamaya gelince elde ettiğimiz bilgiyle üretime geçebilme gücünü yakalayabiliriz.

Fakat bu süreç nasıl başlıyor? Soru sormak ve anlamlandırma çabasıyla. Bir başka deyişle ateşleyici faktör olan “Merak” ile. Merak ve soru sormaya başlamak değerli bir adım, devamında getireceği süreçlerden kaçınılmadığı müddetçe tabii. Bir tür başlangıç noktası niteliğinde.

Olaya şöyle genelleştirilmiş bir örnekle bakalım:

“Ömer, X konusuna ne/nasıl/neden gibi sorular sormaya başlıyor. Ardından sorulara cevap bulmak için en yakın kaynaklardan araştırmaya başlıyor, Google/Yandex, Kütüphane, Arkadaş…vs.

 

Ömer X konusunu araştırdıkça daha da irdelemesi gerektiğini anlıyor ve Y, Z gibi alt başlıklar buluyor. Böylece alt başlıkları da öğrendikçe bütünselliğe yaklaşıyor.

 

Yetersiz kaldığı noktalarda ne yapıyor peki?

O konuda uzmanlaşmış ve konuya ilgi duyan insanların bulunduğu topluluk, etkinlik benzeri buluşmalara katılıp ortamı solukluyor.

Bu tür ortamlarda bulunarak konuda bütünselliği yakalayabilmiş kişilerin deneyimlerini birinci ağızdan dinleyerek konuyu belirli bir yapıya oturtuyor kafasında. Üstelik X konusunda literatüre hakim oluyor, bilmediği şeyler olsa da en azından konuya yabancı kalmayarak bilmediğini bilmenin değerini deneyimliyor ki bunu öğrenme fırsatına çevirsin. Ve, öğrendiği şeylerin büyük resimde hangi kısımlara konumlandığının farkına varıyor.”

Bu örnekle beraber Geliştir/Öznelleştir kısmına geçebiliriz.

 

2-Geliştir/Öznelleştir

“İnsan, düşleri öldüğü gün ölür.”

( Yaşar Kemal)

Öğrenme sürecini farklılaştıran asıl unsur sahip olduğumuz farklı hikayeler/tecrübeler.

Şöyle düşünelim, öğrendiğimiz her bilgi hikayelerimizde farklı noktalara etki ediyor ve etki ettiği noktaya göre farklılaşan tepkiler/çıktılar oluşturuyor. Bir başka deyişle, bilgiler yaşantımızla kesiştiği şekliyle bize ait olan tepkiler oluşturuyor.

Basit bir örnek verelim:

“Eşref ve Simge Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı  merak ediyorlar ve konu hakkında genel yapıya kısa yoldan hakim olmak adına bir etkinliğe gidiyorlar.

Etkinlikte 10.Amaç olan Eşitsizliklerin Azaltılması maddesini 10 alt amaçla açıklıyorlar ve bu alt amaçlar doğrultusunda proje üretmelerini bekliyorlar… Eşref, ’planlı ve iyi yönetilen göç politikalarının uygulanmasıyla insanların sistemli, güvenli, düzenli ve sorumlu göçlerinin ve yer değiştirmelerinin kolaylaştırılması’ alt amacında projeler üretiyor. Simge ise, ’özellikle mali, ücret ve sosyal koruma politikaları olmak üzere politikaların benimsenmesi ve eşitliğin giderek daha çok sağlanması’ alt amacında projeler üretiyor. Günün sonunda ikisi de bu alanları önce öğrendiler sonrasında ise hayatlarına etkiyen kısımlar üzerinde değişim yapmak istediler. Ve bu değişim için öğrendikleriyle beraber bir geliştirme süreci sonrasında proje ürettiler.”

Bu aşama bence en önemli aşamaydı çünkü artık ürünleşme potansiyeli olan bir projeye sahibiz!

 

3-Öğret/Paylaş

“Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir”

(Herakleitos)

 

Öğretmek, öğrenme sürecimizin en verimli kısmı. ”En iyi öğrenme şekli öğretmektir” şeklinde bir metot vardır hatta. Öğretmenin bu denli önemli olmasını, öğretme sürecinin, bilgiyi sınırları belirli ve sistemli bir yapıda karşıya aktarma gereğinden kaynaklandığının düşünüyorum. Bu  gereklilikle önce kendi sistemimizi oturtmaya çalışırken öğrenmiş oluyoruz.

 

Paylaşmayı burada kolektif bir yapının güçlü etki oluşturabilmesi için temel taş olarak görebiliriz.

 

Bu kısımda öğretmek ve paylaşmak başlıklarının birlikte ele alınmasının sebebi bir önceki kısımda elde ettiğimiz projeyi (değişim hayali) mümkün olan en yüksek etki seviyesinde hayata geçirmek yolunda güçlü bir araç olarak kullanabilecek olmamız.

 

Bu bölümde Simge ve Eşref  kurgusuna değinip, mesaja ulaşmış olalım.

“Eşref ve Simge Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını merak ettiler. Merak burada ateşleyici rolünü oynadı ve öğrenmek için etkinliğe katılma yolunu seçtiler. Etkinlikte öğrendikleriyle yaşamlarının kesiştiği noktada görmek istedikleri değişimi düşlediler. Düş burada tutuşturucu rolünü oynadı ve düşledikleri değişimin projesini geliştirdiler. İnsanlara öğretmek ve paylaşmak yoluyla projeyi kolektif bir güç ile gerçekleştirdiler ve düşledikleri değişimi gerçekleştirdiler. Değişim burada yakılmak istenen ateş rolünü oynadı, kolektif  güç ise değişimi büyüterek devam ettirecek harlayıcı rolünü oynadı ve oynamaya da devam edecek…”

 

Örnekler çoğaltılabilir fakat basamaklar arttırılabilir veya azaltılabilir fakat değişim nasıl süreçler gerektirirse gerektirsin zaman faktörüyle birlikte kaçınılmazdır. Kaçınılmazı düşlerimiz lehine çevirmek ise ancak ve ancak bizlere bağlıdır.

Yoğun anlam yükleme çabası fakat bir o kadar  boşlukta ve sıkıca tutunma ihtiyacı hisseden neslimizin kendi ruhunun tutuşmasıyla başlayarak beklenen değişim ateşlerini yakması umuduyla, muhabbetle kalın.

 



Paylaşmak Güzeldir: