Sevdasever
Şubat 3, 2020
Mamba’ya Veda
Şubat 3, 2020

İnsanlar Önyargılı Mı Doğar?

Konuk Yazar: Ece Aksu


Önyargı, insanların kendilerinden farklı insanlara karşı davranışları üzerinde etkisi olan bir görüştür. Genellikle bilgi, düşünce veya akıl olmadan oluşur ve bilinçsiz olabilir. Modern psikolojide önyargı, bir grupta olduğu için bir kişiye karşı bir tutum olarak tanımlanır. Bu yazıda insanların neden ve nasıl önyargılı olduğuna ve insanlarda doğal olarak önyargının bulunup bulunmadığına bakılacaktır.

 

İnsanın evriminde önyargı, bir kavga veya kaçış (fight-or-flight) durumunda zihinsel bir kısayol gibidir. Stereotipler oluşturmak ve sezgisel davranmak, insanların sahip olduğu savunma mekanizmalarından sadece biridir. İnsanlar doğada hayatta kalmak için bunlara ihtiyaç duydular, ancak insanlar şimdi modern bir hayatta yaşıyorlar. Önyargılı olmak insanları yanlış anılar yaratmaya ve insanları yanlış yargılamalara yönlendirebiliyor. İnsanlar bir gruba karşı önyargılı olduklarını düşünmeseler bile, Örtük Çağrışım Testi (Implicit Association Test) önyargıları değerlendirme sürecinde bireyin bir grup ile gruba yönelik düşünceleri arasında bir ilişki olup olmadığını ayırt etmek için yardımcı olan psikolojideki ölçümlerden biridir.

 

Tajfel ve Turner’ın (1979) “Sosyal Kimlik Teorisi” adlı bir teorisi vardı. Hipotezlerine göre insanlar iç gruplarına olumlu şeyler ve dış gruba olumsuz şeyler düşüneceklerdir. Tajfel ve Turner, 48 katılımcı ve iki resim içeren bir deney tasarladı, deney katılımcılarından hangi resimden hoşlandıklarını belirlemeleri istendi ve daha sonra deneyciler katılımcıları iki gruba (Kandinsky grubu ve Klee grubu) rastgele ayırdılar. Katılımcılar, deneyde seçimleri nedeniyle gruplara bölünmüş olduklarını düşündüler. Çalışmanın sonunda katılımcılar Kandinsky veya Klee grubunun üyeleri için ödül miktarını seçmelerini istedi. Toplamda, sonuçlar katılımcıların içselleştirdikleri gruba daha yüksek miktarda ödül verebileceğini gösterdi. Bu yüzden önyargı mutlaka ırk, etnik köken veya herhangi bir özel sebeple ilgili değildir. Sadece iç grup ve dış grup ayrımcılığından kaynaklanabilir.

 

Çocuklar bile bu tür bir sınıflandırma yapabilir, çocukların onlarla aynı cinsiyeti olan ve aynı ırkta olan arkadaşları olma olasılığı daha yüksektir (Martin & Fabes, 2001). Peki ya bebekler? Önyargı doğal olarak mevcutsa, bebeklerin davranışlarına bakmak şarttır. Burns ve Summerville (2014), bebeklerin önyargılı davranışlarına bakmak için iki deney yapmıştır.

 

İlk araştırmalarında 15 aylık 40 tane bebek kullanmışlardır. Deney tasarımında iki bebeğe oyuncak dağıtıldığı gösterilmiştir, ancak iki araştırmacı bulunan bu deneyde biri oyuncakları eşit, diğeri ise eşit olmayan bir biçimde dağıtmıştır. Ardından katılımcı bebeklere hangi araştırmacı ile oyun oynamak istedikleri sorulduğunda bebekler, tahmin edildiği gibi, oyuncakları eşit dağıtan araştırmacı ile çalışma eğilimindelerdi.

İkinci araştırmalarında 15 aylık 80 tane bebek kullanmışlardır. Deney tasarımında yine iki araştırmacı vardır ve biri oyuncağı eşit diğeri ise eşit olmayan bir biçimde dağıtmıştır. Ancak bu sefer bebeklerden biri Asyalı diğeri ise beyaz bir bebektir. Bebeklerin yarısı araştırmacının Asyalı bebeğe daha fazla oyuncak verdiğini, diğer yarısı ise araştırmacının beyaz bebeğe daha fazla oyuncak verdiğini gördü. Deney sonucuna bakıldığında bebekler beyaz bebeğe daha çok oyuncak veren araştırmacı ile oynama eğilimindelerdi. Bu araştırmaya göre, bebeklerin kiminle oynayacağına karar vermeleri gerekirken ırk ve sosyal tarih konusunda da anlayışları var. Bu, 15 aylık bebeklerde bile önyargının insanlarla birlikte olduğunun kanıtıdır.

 

Önyargı, tanımlanması çok zor olan şeylerden biridir, oysa doğal olarak var mıdır ya da yetiştirmeyle mi ilgilidir net bir şey söylenemez. Kanıtlar bile sadece doğuştan veya öğrenilmiş olduğunu seçmenin doğru bir yaklaşım olmadığını belirtiyor. Bebeklerde bile, önyargı için bazı kanıtlar görülebilir ve ayrıca beyin işleyişi ve beynin çalışma prosedürü, hayatta kalma adına insanlara karşı önyargılı olmak üzere programlanmıştır. Ancak insanlar diğer inançlara karşı kendi inançlarını kontrol etme potansiyeline sahiptir.


Konuk yazarımız Ece Aksu’nun instagram üzerinden psikoloji alanında paylaşımlar yaptığı @psikoloji.ea https://www.instagram.com/psikoloji.ea/ sayfasını takip etmeyi unutmayın!

 

Referanslar

Burns, M. P., & Sommerville, J. A. (2014). “I pick you”: The impact of fairness and race on infants’ selection of social partners. Frontiers in Psychology.

Martin, C. L., & Fabes, R. A. (2001). The stability and consequences of young children’s same-sex peer interactions. Developmental Psychology, 37, 431–446.

Page, T., Putterman, L., & Unel, B. (2005). Voluntary association in public goods experiments: Reciprocity, mimicry and efficiency. The Economic Journal, 115, 1032–1053.

Sinclair, S., Dunn, E., & Lowery, B. (2005). The relationship between parental racial attitudes and children’s implicit prejudice. Journal of Experimental Social Psychology, 41, 283-289.

Tajfel, H., & Turner, J. C. (1979). “An integrative theory of intergroup conflict”. In W. G. Austin & S. Worchel (Eds.), The social psychology of intergroup relations (pp. 33-47). Monterey, CA: Brooks/Cole.



Paylaşmak Güzeldir: