Fakat insan da ağaç gibidir. Göğe ve ışığa ne kadar ulaşmak isterse, kökleri toprağa, aşağıya, karanlığa, derine ve kötülüğe ulaşmak için o kadar çabalar.
-Friedrich Nietzsche
Bazen kendimizi sayısız sıkıntılar içinde boğulurken buluruz. Geçip gitmeyen, bitmek bilmeyen bu zamanlarda umudumuzu yitireceğimizden, onu tekrar yakalayamayacağımızdan korkarız. Bu zamanlardan çıkışımız için aradığımız o yolun kendi içimizden çıktığını bazen unutuyoruz. Tüm bu acıların, zamanla bize iyi geleceğinden haberdar olsak da kendimizi harap etmekten alıkoyamıyoruz. Yola iyi şeyler yapmak için çıkıldığında mutlaka yanında hoşnut olmayan şeylerle birlikte gelen bir düzen içerisinde adım attıkça canımızın yandığını hissediyoruz. Böylece yolumuzun mutlu olmaktan uzağa düştüğünü sanıyoruz. Aslında durum böyle değil. Karşımıza çıkan her engel bizi mutluluğa bir adım daha yaklaştırıyor. Atlattığımız onca sorunların, düzelmeyecek sandığımız her hatanın arkasından gelen o rahatlama hissini bir hatırlayalım. Onun hiç gelmeyeceğini varsayarak geçirdiğimiz acı dolu günler nihayetinde gün ışığıyla aydınlığa kavuşmadı mı?
İnsanlığın başlangıcından beri süregelen ve bazen hayatta kalma dürtüsünden bazen de korkularımızdan biçim değiştiriyoruz. Kim olmak istediğimizle, hangi sorunlara parmak basmak istediğimizle didişip dururken kim olduğumuza ve hangi şartlar altında yaş aldığımıza odaklanmayı şiddetle reddediyoruz. Bu davranışın, zamanı geldiğinde ne denli yıkıcı bir etkisi olduğunu gördüğümüzde bile asla bunu terk edemiyoruz çünkü üzerinde bulunduğumuz gezegenin düzeltilmesi gerektiğine inandığımız milyonlarca sorunu olduğunu biliyoruz. Hızla akıp giden zamana karşı durağanlık kazanmaktan çok korkuyoruz. İpleri göğüslemenin bizden bir şeyler alıp götürdüğünden habersiz, her problemi çözmeye çalışıyoruz. Kendi soluklarımızı duymayı unuttuğumuz, hızından başımızın döndüğü bu gezegende sadelikten ve basitlikten gelen huzuru göz ardı ediyoruz. Elimizde olanlara odaklanıp onları çözüme kavuşturmayı denemeliyiz. Daimî mutluluğu ancak bu şekilde yakalayabiliriz.
Daimî sandığımız kederi oluşturan da onu yerle bir eden de biziz. Bu farkındalığı kendi benliğinizde oluşturmanız dileğiyle, kendine gülümse sevgili okur.