Bu ay biraz tahammül edebilmek ve hoş görebilmek üzerine konuşmak istiyorum sizlerle. Sosyal bir varlık olan insan olarak toplum halinde yaşıyoruz ve her gün tanıdığımız tanımadığımız birçok insanla muhatap oluyoruz. Hem bireysel hem de toplumsal huzur için tahammül edebilmenin ve hoşgörü gösterebilmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Uzun süreli gözlemlerim sonucunda maalesef ki insanların birbirine gösterdiği hoşgörünün günden güne azaldığı kanaatindeyim. Bu yüzden toplumsal yaşamda hayati önem arz eden bu konu hakkında bir şeyler ifade etmek istedim.
Her birimiz birçok özelliğe sahibiz. Karşılaştığımız insanların bazı özellikleri bize iyi gelmeyebilir, sevmeyebiliriz. Bu kısımda problem yok. Ama sırf sevmediğimiz, bize göre kötü olan birkaç özellikten dolayı belki istemsizce oluşan negatif duygularımızı davranışlarımıza yansıtmamız bir problem meydana getiriyor. Farkında olamasak da bu negatif duygularımızla hareket ettiğimiz çok zaman var maalesef hayatımızda. Bu negatif duygular ters bir bakışta, kaba bir sözde, imalı bir gülüşte, kırıcı bir üslupta hayattaki yerini buluyor. Bir taraftan gelen bu negatif davranış biçimi diğer tarafta önce üzülmeye daha sonra aynıyla karşılık vermeye neden oluyor ve böylelikle aradaki kurulabilecek olan iyi iletişime imkân bırakmıyor. Belki de sebepsiz yere birbirini sevmeyen, mümkün mertebe diyaloğa girmeyen insan toplulukları haline gelmemize neden oluyor. Bu durumun biraz daha ilerlemesiyle problem sadece insanların birbiriyle iletişim kuramamasıyla kalmıyor, nefret ve düşmanlığa yol açıyor. Bu duruma gelmemek için ise her birimizin tahammül etme yeteneğini geliştirmesi gerekiyor. Bu gelişim ise bana göre iki aşama ile mümkün. İlk aşamada neden tahammül göstermemiz gerektiğini anlamlandıracağız ikinci aşamada ise eyleme dönüştüreceğiz.
Öncelikle yapmamız gereken bakış açımızı değiştirmek olmalı. Bakış açımızı değiştirerek karşılaştığımız insanların iyi yanlarını aramamız gerekiyor. Çünkü mutlak kötü ve mutlak iyi insan diye bir sınıflandırma mümkün değil. Bu yüzden her insanın mutlaka iyi özelliklere ve yeteneklere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Karşılaştığımız insanların iyi özelliklerini görmeye ve ön plana çıkarmaya çalışmak gerek. Eğer birindeki birkaç beğenmediğimiz özelliğe takılıp o insanın üzerini çizersek beraberinde bir sürü iyi özelliğini de kurban etmiş oluruz. Bu da bence büyük bir kayıp olur. Değişen bakış açısıyla görülen ve ön plana çıkan iyi özellikler hatırına bazı beğenmediğimiz özelliklere tahammül edebilmemiz kolaylaşacaktır.
İkinci aşama ise iki tane fiilden oluşmakta: “Kabul etmek ve dikkat etmek” Herkesin aynı olamayacağını kabul etmeli. Çok farklı ortamlarda yetişmiş, çok farklı hayatları benimsemiş olabiliriz. Ama bu aynı masada oturmamıza, iyi işler etrafında toplanıp yükü beraber sırtlanmamıza, güzel bir muhabbete ortak olmamıza engel değil. Sevmediğimiz bir durumla karşılaşsak ve hatta negatif duygulara kapılsak bile davranışlarımıza nasıl yansıdığına ise dikkat etmeli. Evet hiç tasvip etmediğiniz özelliklerde bir insanla karşılaştık ve kesinlikle bize bir zararı yok sadece aynı ortamı paylaşıyoruz. İstemsizce negatif duygulara da kapılmış olabiliriz. Bu durumda işte dikkat devreye giriyor. Dikkatimiz ile negatif duyguların negatif davranışlara dönüşmesini engellemeliyiz. Dikkat ve kontrol ile…
Tahammül edebilmek ve hoş görebilmek bu aşamalar ile mümkün bence. Sizlerden ricam bu yazıyı sadece kendiniz üzerinden düşünün. Başkalarının tahammülsüzlüklerini getirmeyin aklınıza. Kendiniz nerelerde dikkatli davranmayıp hoş göremediniz bunları sorgulayın. Zaten başkalarının iradesine ve hareketlerine müdahale etmek doğru ve mümkün değil. Bu gelişimi birey olarak sağlamak zorundayız. İnanıyorum ki bireysel olarak başlayan çabamız zamanla karşılıklı hale gelecek ve yayılacaktır. O zaman daha huzurlu, güven ortamının olduğu bir toplum olabiliriz. İnsanların tahammülünün ve hoş görüsünün arttığı günleri görebilmek ümidiyle…