Esaret Üzerine
Şubat 8, 2019
Merhaba Ben Mina Ya Da Öyle Bir Şey…
Şubat 8, 2019

Doğruyu Seçebilme İradesi

Hayatımız boyunca çok defa yol ayrımlarıyla karşılaşırız. Bu ayrımlarda bir seçim yapmamız gerekir. Her seçimin mutlak doğrusu ve yanlışı olmayabilir ama bu yazının konusunu doğru ve yanlış olandan birini tercih ettiğimiz seçimler oluşturuyor. Neye, kime göre doğru yanlış diye soracak olursanız kendi kabul ettiğiniz değer ve yargılara göre diye cevabını vermiş olayım. Bu yüzden bu yazıyı okurken ölçü almanız gereken tek şey kendi inandığınız, benimsediğiniz değerlerdir. Bu açıklamadan sonra seçim yapmamız gereken o yol ayrımına geri dönelim. Evet bir seçim yapmak durumunda kaldınız ve seçimlerden birinin doğru diğerinin de yanlış olduğu bilgisine sahipsiniz. Düz mantık bakarsak olaya doğru olanı tercih etmeniz gerekir ve şu an da tabi ki doğru olanı tercih ederim diyor olabilirsiniz. Ama hayatın akışı içinde, yanlış olanın cezbediciliği ve doğru olanın zorluğu karşısında bu tercihi yapmak o kadar da kolay olmuyor. Hadi bir kere zorladınız seçtiniz bitmiyor ki, iki kere, üç kere hayatınız boyunca çok defa yol ayrımlarında buluyorsunuz kendinizi. Peki her defasında doğru olanı nasıl seçebiliriz?  Aşama aşama inceleyelim.

İlk olarak neyin doğru neyin yanlış olduğu ile ilgili bilgimizin güçlü olması gerekiyor. Bilmeden doğru olan seçilemez mi? Pekâlâ seçilebilir ama sürekli olması zor olur. Sürekli doğruyu seçmek zorunda mıyız? Beşer şaşar, hata yapamaz mıyız yani? Tabi ki hata yapabilir, yanılabiliriz. Burada önemli olan nokta doğru olanı seçme, doğru yaşama kaygımızın olup olmadığıdır. Eğer sizin için fark etmiyorsa, böyle bir derdiniz yoksa ya da önceliğiniz değilse yazının geri kalanını okumak zorunda değilsiniz. Ama böyle bir kaygıya sahipseniz evet sürekli olarak doğru olanı seçmek zorundasınız. Tabi ki hata yapabiliriz. Bu hata yine yanlış olduğu bilinerek ama irade gösterilemediği için yapılıyorsa muhasebesini herkesin kendi vicdanına bırakıyorum. Bu muhasebeden vicdanın galip gelmesini ve yapılan hatadan geri dönülebilmesini, telafi etmeye çalışılmasını ümit ediyorum. Eğer bilgi eksikliğinden, yanlışı doğru sanmadan dolayı yanlışı seçtiyseniz ise fark ettiğiniz, bilgi eksikliğini giderdiğiniz an geri dönüp doğru olan tarafa gitmeniz gerekir. Burada taşıdığınız kaygının değerinden dolayı mümkün mertebe seçim yapmadan önce iyi bir araştırma, sorgulama, düşünme süreçlerinden geçmekte fayda var ki bilgi eksikliğinden dolayı yanlış bir seçim olmasın.

Doğruyu bilmek doğru davranmayı gerektirir. Bunu söylemek kolaydır. Uygulamada ise ciddi zorlar iradeyi. Çünkü hep amalarımız vardır yaptığımız yanlışlar için. Doğru olanı konuşmaktan da vazgeçmeyiz, anlatanı duyduğumuzda helal olsun be ne güzel konuştu diyerek takdir etmeyi ihmal de etmeyiz. Bunları yaptıktan sonra bahanelerimizi sıralayarak yine yanlış olanı tercih ederiz. İşte bu da tutarsız bir durum oluşturur. Sözlerle davranışlar arasındaki bu çelişki doğru olanın üzerine de bir yük bindirip zamanla kamburlaştırabilir. Değerinden bir şey kaybetmez ama bu tutarsızlıkla karşılaşan insanların gözünde değersizleşebilir. Tabi bu da çok doğru değil ama böyle bir sonuç doğurduğunu da görmek gerekiyor.

Bu yazı bu tutarsızlıklardan yorulmuş bir gönülden dökülen ufak bir serzeniş. Eleştirmek ve sorgulamak çok önemli. Bu sefer de okları kendimize çevirelim. Arada bir durup geriye bakalım geçtiğimiz yolları kontrol edelim. Bunu dert edindikçe, bu sorgulamayı yaptıkça iyi olanı seçme irademiz güçlenecektir. Bu iradeyi göstermeyi başarabilen insanlar çok değerli ve zor bir şeyin üstesinden geliyorlar. Yanlışlara açılan cazip yollara, doğrulara ulaşan kilitli kapılara rağmen bu seçimi yapabilmek gerçekten takdire şayan, hayranlık uyandıracak bir davranıştır.

Çok değer verdiğim bir hocamın sözüyle sona doğru gidelim. Bir şeyler anlatırken bazı zamanlar şöyle bir açıklama yapardı “Ukalalık yapmıyorum. Bu söylediklerim beni de bağlıyor. Madem aynı arayışın içindeyiz gelin beraber arayalım diyorum.” Düşünürken, yazarken yapmaya çalıştığım önce kendime farkındalık kazandırmaya çalışmaktı. Umarım okurken sizlere de bir şeyler ifade eder ve farkındalık kazandırır. İyiyi seçebilme irademizi güçlendirebilmek, bahaneler üreterek vicdanımızı rahatlatıp yanlışı seçmemek, seçim yapmadan önce sağlam bir araştırma ile bilgi eksikliklerimizi gidermek ve doğruyu seçme kaygımızdan her şeye rağmen vazgeçmemek ümidiyle. Keyifli okumalar.



Paylaşmak Güzeldir:

Ayşegül Uzun
Ayşegül Uzun
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde Hukuk öğrencisi. Etrafı, insanları gözlemlemeyi ve bu gözlemlerden tespitler yapmayı çok seviyor. Çıkarım bilimi ile ilgileniyor. Dünyada adaletin tamamen sağlanabileceğine inanmamakla birlikte karşılaştığı olayların en adil şekilde sonuçlanabilmesi için çabalamayı amaçlıyor. Dergide aklına takılan bir konu, gözlemleri sonucu tespitleri veya yaptığı araştırmalar üzerine yazılar yazacak.