Yerleşik yaşama geçtiğimiz ilk günlerden beri atalarımız yaşadıkları yeri güzelleştirmeye, düzenlemeye ve geliştirmeye çalışmışlar. O zamandan bu zamana ortaya çıkan teknolojik gelişmelerle beraber şehirlerimiz inanılmaz bir dönüşüm geçirdi. Son yıllarda ise Otonom Şehir Projeleri gündemde. Kendi kendini yönlendirebilen, kontrol edebilen otonom şehir projeleri; Massachusetts Teknoloji Enstitüsü tarafından 2018 yılının çığır açacak 10 yeni bilimsel atılımından biri olarak gösterildi. ‘Sidewalk Toronto’ projesi ise destekleyen firmalar sayesinde ve vizyonuyla diğer projelerden bir adım öne çıkıyor.
Toronto’daki otonom şehir projesi, 2014’te Google CEO’su Eric Schmidt’in şehir planlama uzmanı Daniel Doctoroff’a ‘Geleceğin Şehri’ konu başlıklı bir mail göndermesiyle başladı. Daniel Doctoroff projeyi yönetmeyi kabul etti ve kendi ekibini kurdu. 2015’te projeyi yürütmek üzere Google çatısı altında ‘Sidewalk Labs’ isimli bir şirket kuruldu. Sonraki iki yıl içinde Doctoroff ve ekibi şehir yaşantısı üzerine detaylı bir araştırma yaptılar ve 2017’de Kanada’nın Toronto şehri için ‘Waterfront Toronto’ projesinin taslağını oluşturdular. Pilot bölge olarak da ‘Quayside’ bölgesi seçildi. Kanada hükümetinin de desteklediği projenin ihalesini Sidewalk Labs kazandı ve proje artık ‘Sidewalk Toronto’ olarak anılmaya başlandı.
Sidewalk Toronto ekibi temelde şehri ‘fiziksel katman’ ve ‘dijital katman’ olarak ikiye ayırıyor. Katman deyince farklı farklı seviyeler olarak düşünülmesin, burada ekibin yapmaya çalıştığı şey fiziksel dünya ile dijital dünyayı birleştirmek ve dijital dünyadan elde ettiği verileri fiziksel dünyayı geliştirmek için kullanmak.
Fiziksel katmanda, ilk bakışta yaya öncelikli ve tamamen yayalara göre dizayn edilmiş caddeler göze çarpıyor. Yaya önceliğini sağlamak için özel bir trafik ışıklandırma sistemi tasarlanmış. Ayrıca şahsa ait araba kullanımını da en aza indirerek ulaşımı bisiklet veya sürücüsüz toplu taşıma araçlarıyla sağlamayı hedefliyorlar. Sürücüsüz toplu taşıma konusu ekibin şu an için en önemli gündemlerinden biri. Şehirdeki bu yenilikler sayesinde trafik gerginliğinden, gürültüsünden ve karmaşasından kurtularak daha temiz, düzenli ve huzurlu bir şehir ortamı yaratılmak isteniyor.
Aslında Sidewalk Toronto projesinin çoğu inovatif özelliği dijital katmanda yer alıyor. Bu katmanda sensörler ve kameralar yardımıyla toplanan verilerin anlamlandırılıp değer yaratılması hedefleniyor. Proje ekibi şehir yaşantısından ne kadar anlamlı veri toplanırsa, insanlara o kadar iyi hizmet verileceğini düşünüyorlar. Ayrıca Quayside’da toplanacak veriler daha büyük ölçekli projeler için rehberlik edebilir. Bunun yanında kameralarda kullanılan makine öğrenme algoritmalarını eğitmek için de güzel bir fırsat yaratıyor.
Dijital katmandaki sensörler; hava kalitesini ve gürültü seviyesini ölçme, yaya ve trafik akışını kontrol etme, hava durumu ölçümü gibi görevleri yerine getirmekte. Bu veriler kullanarak anlık modellemeler ve tahminler yapılacak. Örneğin hareketli objelerin -sürücüsüz araçların, drone’ların, kargo robotlarının- ve hareketsiz objelerin -binaların, yolların, parkların- haritalandırılması yapılacak. Yapılan bu haritalandırmanın sürücüsüz araçların ve robotların yönlendirilmesinde çok işe yarayacağı aşikâr. Sadece araçların modellemesi değil, insan yoğunluğunun da modellemesi yapılabilir. İnsanların nerede yoğunlaştığını bilmek de ekstrem durumlarda çözüm yaratmak için veya insanlara ulaşımda verimli rotalar oluşturabilmek için kullanılabilir.
Projede şehir sürdürebilirliği, efektif enerji kullanımı ve atık toplama süreci iyileştirilmesi gibi konulara da önem veriliyor. Yenilikçi çözümlerle şehirdeki ısıtma-soğutma süreçlerini verimli hale getirebileceklerini ve elektrik tasarruflarını yüksek düzeye çıkarabileceklerini iddia ediyor Sidewalk Toronto ekibi. Bunu başarmak için aktif bir şekilde evlerdeki enerji talep miktarını kontrol edecekler. Atık toplama süreci ise otonom araçlarla yer altından taşınarak gerçekleştirilecek. Bunlara ek olarak şehir sakinlerini enerji tasarrufuna ve geri dönüşüme teşvik etmek için bir ödüllendirme sistemi tasarlanmış. Yani insanlar geri dönüşüme attıkları her bir çöp için belli miktar ödeme alacaklar.
Gel gelelim projenin tartışma konusu olan kişisel güvenliğe. Veri toplama süreci, güvenlik açısından insanların aklında bir soru işareti yaratıyor. Fakat Sidewalk Labs kameralardan sadece yaya akışı ve araç akışı gibi genel özellikleri toplayacaklarını söylüyor ve kişisel olarak bir veri toplama söz konusu değil diyorlar. Ekip, sitelerinden yayınladıkları bildiride güvenlik konusunda Kanada hükümetine ve şehir sakinlerine şeffaf olacağını belirtiyor, bu konuda bir endişe duyulmaması gerektiğini söylüyor. Her ne kadar böyle söylense de kişisel veri korunumunun giderek önem kazandığı şu günlerde, insanların bu konuda güvenini sağlamak oldukça zor gözüküyor.
Sidewalk Toronto’nun sitesine göz atacak olursanız karşınıza gülümseyen yüzler ve halinden gayet memnun insanlar çıkıyor. Fakat teknolojinin şehir yaşantısına bu denli girmesi toplumun her kesimi tarafından kabul görmeyecektir. Peki siz böyle bir şehirde yaşamak ister misiniz?